Esma Çakır / Roma, 14 Aralık (DHA) Katoliklerin ruhani lideri ve Vatikan Şehir Devleti Başkanı Papa Francesco, Arakanlı (Rohingya) Müslüman mültecilerle bir araya gelmesine ilişkin, “Onların yüzüne bakarken şahsım ve tüm dünya adına utandım! Hazreti İsa, bugün Rohingya’dır” ifadesini kullandı. Papa, “Ben Rohingya Müslümanlarının kardeşiyim” dedi.26 Kasım - 2 Aralık tarihleri arasında Myanmar ve Bangladeş’i ziyaret eden Papa Francesco’nun, bu seyahatinde bir araya geldiği Cizvit tarikatına mensup 31 din adamıyla görüşmesi sırasında konuşulanlar basına yansıdı.Katolik dergisi Civilta Cattolica’nın Genel Yayın Yönetmeni peder Antonio Spadaro’nun aktardığına göre; kendisi de bir Cizvit olan Papa, bu bölgede görev yapan bu din adamlarının sorularını yanıtladı.Öne sürüldüğü gibi, bu seyahatinin çok zor olduğunu kabul eden ve iptal edilme riskiyle dahi karşı karşıya kaldığını anlatan Papa, “Zaten zor olduğu için bu seyahati gerçekleştirmek zorundaydım! Biz din adamları, halktan öğrenmeliyiz. Bu seyahatim zor görünüyordu ama buraya geldim çünkü bizler tarihin kavşağında durmalıyız,” dedi.“Ben Rohingya Müslümanlarının kardeşiyim” Rohingya Müslümanlarına ilişkin bir din adamının, “Kutsal Peder, Rohingya halkı için konuşmanızdan dolayı teşekkür ederiz. Onlar bizim kardeşlerimiz gibi ve siz de böyle söylediniz,” hatırlatmasına Papa, \"Hazreti İsa bugün Rohingya\'dır. Siz onlar hakkında kardeşlerimiz gibi dediniz. Ben ise onların kardeşiyim,” diyerek karşılık verdi.Mülteci sorununun utanç verici olduğunu dile getiren Papa Francesco, “Bugün, daha çok bankaların nasıl kurtarılabileceği konuşuluyor. Sorun, bankaların kurtarılması. Ya kadınların ve erkeklerin onurunu kim kurtaracak? Harap olmuş insanlar artık kimseyi ilgilendirmiyor. Şeytan, bugünün dünyasında bu şekilde hareket etmeyi başarıyor,” dedi.“Eğer biraz gerçeklik duygusuna sahipsek bu bizi utandırmalı,” ifadesini kullanan Papa, “Oysa bugün medyadaki skandal, kişilerle değil bankalarla alakadar. Bütün bunlar karşısında ağlamak için lütuf talep etmeliyiz. Dünya, gözyaşı yeteneğini kaybetti,” dedi. Bangladeş’te 1 Aralık’ta 16 Rohingya Müslümanı ile bir araya gelmesine değinen Papa, “Bu zavallı insanlarla buluşmam sırasında onların yüzlerine bakarken utanç duydum! Hem şahsım hem de tüm dünya adına utanç duydum!\" diye sözlerini sürdürdü.“Pederlerin mi yoksa genç kadınların mı daha fazla fahişeliğe esir edildiğinden emin değilim” Papa, mültecilere ilişkin bir soruya da şöyle yanıt verdi:“Şimdiye kadar dört mülteci kampını ziyaret ettim. üçü devasa idi: Lampedusa Adası (İtalya), Midilli Adası (Yunanistan) ve Bolonya (İtalya).Buradaki mesele, onlarla yakınlaşmaktır. Bazen çıkmayı beklenen bir yer ile adı başka olan bir cezaevi ayırt edilemiyor. Bazen de mülteci kampları gerçek birer toplama kampı gibi,” dedi.Papa, İtalya’daki mülteci bir kadınla sohbetinin içeriğini de, “O kadın mülteci bana, Lampedusa Adası’na ulaşmasının üç yılını aldığını anlattı. Bu süre içinde beş kez satılmış. Bu gençler aldatılıyor ve Roma’da kadın ticareti yapanlara satılıyor. Yaşlı bir peder bana ironik olarak, Roma’da genç kadınların mı yoksa pederlerin mi daha fazla fahişeliğe esir edildiğinden emin olamadığını söylemişti,” sözleriyle anlattı.“Fuhşun esiri kadınların kurtarılması için Kilise çok çalışıyor” Kaçırılmış, aldatılmış, bir yerden bir yere sürüklenmiş olduklarını belirttiği bu kadınların kurtarılması için Kilise olarak çok çalıştıklarını da dile getiren Papa, “Bu, bir özgürleştirme çalışmasıdır,” dedi.“Ne yazık ki Avrupa’da bazı ülkeler, (mültecilere) kapıları kapatmayı seçti,” diyen Papa, “En acı olan şey, bu kararı alırken kalplerini de kapatmak zorunda kaldılar,” ifadesini kullandı. Papa, Midilli Adası’nda erkek bir mültecinin kendisine anlattıklarından nasıl etkilendiğini ise şöyle aktardı:“Midilli’deki bir sahne, Tanrı önünde ağlamama çok yardımcı oldu. 30 yaşlarında, üç küçük oğlan babası bir adam, ‘Ben Müslüman’ım. Eşim ise Hristiyan idi. Birbirimizi çok seviyorduk. Bir gün teröristler geldi ve eşimin haçını gördü. Onu boynundan çıkarmasını istediler. Eşim bunu kabul etmedi ve gözlerimin önünde onun boğazını kesitler. Eşimi sevmeye devam ediyorum’ diye yaşadıklarını anlattı.” Bu trajedileri görmek ve aktarmak zorunda olduklarını söyleyen Papa, “Bu hikâyeler, büyük şehirlerimizdeki odalarımıza kendiliğinden gelmiyor. Suskun kalınan bu insanlık trajedilerini bizzat bildirmek ve kamuoyuna aktarmakla yükümlüyüz,” diye konuştu.