Para politikası niçin maliye politikasına tercih ediliyor?

Para politikası niçin maliye politikasına tercih ediliyor?

Mahfi Eğilmez

 

Para politikası niçin maliye politikasına tercih ediliyor?

Para politikası denildiğinde üç temel alt politika anlaşılır: (1) Merkez Bankası’nın bankalarla para alış verişinde uyguladığı faizleri değiştirerek piyasa faizlerini etkilemesi. (2) Açık piyasa işlemleri (APİ) yoluyla bankalardan tahvil almak veya onlara tahvil satmak suretiyle piyasadaki para miktarını (likiditeyi) ayarlaması. (3) Bankaları topladığı mevduattan alacağı payı (mevduat zorunlu karşılıkları) artırıp azaltarak açılabilecek kredi miktarını ve maliyetini etkilemesi. Merkez Bankası’nın TL’nin dış değerini ayarlamaya yönelik olarak bir müdahalesi söz konusuysa bunlara ek olarak bir de kur politikasından söz edilebilir.

Maliye politikası denildiğinde dört temel alt politika anlaşılır: (1) Duruma göre ekonomiyi canlandırmak veya soğutmak için daha az ya da çok vergi almaya yönelik vergi politikası. (2) Aynı amaca yönelik olarak artırılan ya da azaltılan harcamaları kapsayan kamu harcama politikası. (3) Ekonomideki likiditeyi çekmeye ya da yeni likidite vermeye yönelik olarak uygulanabilecek borçlanma politikası. (4) Ekonomiyi canlandırmaya ya da soğutmaya yönelik olarak uygulanabilecek teşvik ve dışticaret politikası gibi alt politikalar.

Para politikasını Merkez Bankası, maliye politikasını hükümet adına Maliye Bakanlığı ve onunla birlikte Hazine, Ekonomi Bakanlığı, Gümrük Bakanlığı gibi idareler yürütür. Para politikası Merkez Bankası’nın kararlarına dayalı olarak uygulanır. Örneğin Merkez Bankası ekonomideki duruma bakarak, bankalarla olan parasal ilişkilerinde, faizi artırması ya da düşürmesi gerektiği kanısına varırsa bu kararı alır ve uygular. Bu kararı alırken hükümete danışması gerekmez. Çünkü Merkez Bankası bağımsızdır. Buna karşılık hükümet eğer vergi oranlarını ya da kamu harcamalarını artırmayı ya da düşürmeyi planlarsa bunun için çoğu kez yasa çıkarması ya da bir yasada değişiklik yapması gerekir. Özetle para politikası uygulamaları yasa çıkarmak gibi zor ve zahmetli işlere gerek duyulmaksızın hızla uygulanabilirken maliye politikası tam tersine zor işlemlere ve gecikmiş uygulamalara sahne olur.

Para politikası, hükümetin kararı olmadığı ve Merkez Bankası’nca karara bağlanıp uygulandığı için hükümeti yıpratmaz. Esasen halkın büyük çoğunluğu da Merkez Bankası’nın uyguladığı faiz, APİ ve karşılıklar politikasını pek anlamaz. Kura müdahale etmediği sürece kamuoyu Merkez Bankası’nın uyguladığı para politikasının farkına bile varmaz. O nedenle para politikasının uygulanması hem kolay hem de siyaseten düşük maliyetlidir. Oysa vergi oranları artırıldığında ya da kamu harcamaları kısıldığında hükümet birçok yönden eleştiriye tabi tutulur. İnsanlar çok vergi ödemekten ya da alacaklılar devletten olan alacaklarını zamanında alamamaktan şikayet ederler. Ve bu şikayetler siyasal iktidarın oy kaybına yol açabilir.

Para politikasının maliye politikasına bir başka üstünlüğü esnekliğidir. Örneğin Merkez Bankası faiz artırdıktan sonra ekonomide daralma görülmeye başlarsa hemen faizi indirerek bu tepkiye karşılık verebilir. Oysa örneğin vergi oranlarını yükseltip düşürmek bu kadar esnek bir uygulama sergilemez. Bu tür kararlar hep yasalarla düzenlenmek zorundadır.

Para politikasının bir üstünlüğü de alınan kararın uygulamaya konduktan sonra hemen etkisini göstermesidir. Örneğin Merkez Bankası mevduat zorunlu karşılıklarını artırıp uygulamaya koyduğunda hemen sonuç alınır. Krediler daralır, faizler yükselir. Buna karşılık örneğin gelir vergisi oranları artırılırsa bunun etkisi bir sonraki yılda görülür. KDV oranları artırılsa çok daha çabuk sonuç alınır ama yine de uygulama değişikliği için bir süre verilmesi gerekir.

Bütün bu farklılıklar para politikasına maliye politikasının yerini almakta önemli bir üstünlük sağlar. O nedenle son 30 yıldır bütün dünyada para politikası maliye politikasına tercih edilir hale gelmiştir. .

Buna karşılık maliye politikasının da para politikasının başarılı olmasını destekleyecek bir yapıya sahip olması gerekir. Örneğin enflasyonla mücadele yönünde para politikası (enflasyon hedeflemesi gibi) uygulanıyorsa maliye politikasının da sıkı tutulması, mümkün mertebe bütçe açığı vermeyecek şekilde yürütülmesi gerekir. Para politikasının sıkı, maliye politikasının gevşek olduğu bir ortamda ekonomi politikasından beklenen sonuç alınamaz.

Önceliği para politikasına vermek ve maliye politikasını da onu destekleyecek biçimde yönlendirmek günümüz ekonomi politikası yaklaşımının temeli haline gelmiş bulunuyor.

 

Bu yazı Mahfi Eğilmez'in www.mahfiegilmez.com blogundan alınmıştır.