Paralar Beyaz Holding'e gitti

 Bilirkişi raporunda, Deniz Feneri e.V.’nin paralarının önce Kanal 7 yayımcısı Euro 7’ye, sonra Weiss GmbH’ya, oradan Beyaz Holding’e aktarıldığı, zaman zaman da kuryelerle nakit paralar gittiği belirtildi Almanya’da Deniz Feneri e.V.’de patlak veren bağış skandalı, Türkiye’ye uzandı. Frankfurt Bölge Mahkemesi, 26. Ceza Dairesi’ndeki davanın dün görülen 3. duruşmasında okunan bilirkişi raporunda, derneğin topladığı bağış paralarının büyük bir bölümünün Türkiye’deki Beyaz Holding’e ve Kanal 7’nin yöneticilerine aktarıldığı, bunu gizlemek için de karmaşık transfer yöntemlerine başvurulduğu belirtildi. Vergi denetimi ve danışmanlık alanında dünyanın önde gelen şirketlerinden olan PricewaterhouseCoopers tarafından hazırlanan 360 sayfalık bilirkişi raporunda sanık ifadeleri doğrulanarak Deniz Feneri e.V.’nin paralarının önce Kanal 7 yayımcısı Euro 7’ye, sonra Weiss GmbH’ya, oradan da Türkiye’deki Beyaz Holding’e aktarıldığı, zaman zaman da kuryelerle nakit paralar gönderildiği, sadece bir emlak alımı için Beyaz Holding’e 1.8 milyon euro aktarıldığı açıklandı. Yıldızlı hesaplar Milyonlarca euro’nun kayıt işlemlerinin anlaşılamaz biçimde karışık tutulduğu belirtilen raporda, toplanan paralardan yaklaşık 12 milyonunun amaç dışı kullanıldığının saptandığı vurgulandı. 25 Nisan 2007 tarihinde yapılan polis baskınında davanın ana sanığı Mehmet Gürhan’ın kasasında bulunan 379 bin euro ile birlikte bulunan bazı kayıtlarda, üzerinde yıldız (*) işareti bulunan meblağların ne anlama geldiği sorulan muhasebeci Firdevsi Ermiş, “Bunun anlamını sadece kendisine talimatı veren Mehmet Gürhan biliyordu” yanıtını verdi. Ayrıca zimmetle suçlanan Gürhan’ın açıklama yapmaması nedeniyle, Mahkeme Heyeti Başkanı Dr. Jochen Müller, “Yıldızlı hesap kayıtları bu davanın bilinmezlerinden biri olarak kalacak” yorumunu yaptı. Çifte muhasebe kayıtları Alman mevzuatına uygun muhasebe kaydını “Lexware” yazılımı ile tutan yöneticiler, yasadışı para trafiğini gizlemek içinÇ Türkiye’den getirtilen “Uyum’ adlı ikinci bir muhasebe programı kullandı. Gayri resmi muhasebe kayıtlarıyla resmi kayıtlar arasında yaklaşık 2 milyon euro’luk açık çıkması, hâkim Dr. Jochen Müller tarafından “Paralar cebe indirildi” şeklinde yorumlandı. Sanıkların, Alman Maliyesi’ne yakalanmamak için “uyum” yazılımı üzerinden yapılan muhasebe kayıtlarını, şifreyle girilebilen Türkiye’deki bir “server” üzerinde gizledikleri açıklandı. Dünkü duruşmaya kelepçeli olarak getirilen tutuklu sanıklar Ermiş ve Taşkan bilirkişinin raporunu dikkatle dinleyip hâkimin sorularını yanıtlarken, Gürhan suskunluğunu korudu. Mahkeme Heyeti Başkanı Müller, bazı gizli para transferlerinin yüksek olduğunu, ancak meblağını tespit etmelerinin mümkün olmadığını söyledi. Türkiye bağlantısı ortada Savcı Kerstin Lotz, mahkemenin muhakeme usulü gereği şu an Türkiye’deki şahıslarla ilgili adli işlem yapmadığını ancak, Türkiye’deki şirket ve dernekle buradaki dernek ve şirketlerin çok yakın bağ içinde bulunduğunu ortaya çıkardığını belirtti. Savcı Lotz, Zekeriya Karaman ve Aykut Zahid Akman hakkında tutuklama kararı olup olmadığı konusundaki soruya ise “Açıklama yapamayacağım” dedi.