Frankfurt Savcılığı’nın iddianamesiyle Türkiye’deki şirket kayıtları karşılaştırıldığında, Almanya’daki Deniz Feneri e.V.’nin yardımseverlerden topladığı 41.3 milyon euro’nun adeta “klonlanan şirketler” aracılığı ile Türkiye’deki şirketlere ve ortaklarına aktarıldığı ortaya çıkıyor. İddianameye göre, Kanal 7’nin başında bulunan Zekeriya Karaman, Deniz Feneri e.V. Başkanı Mehmet Gürhan ve RTÜK Başkanı Zahid Akman, 2003’te Türkçe anlamı “beyaz, ak” olan Weiss Gmbh isimli bir şirket kurdu. Aynı kişiler 1998 yılında Türkiye’de kurulmuş olan Beyaz İletişim isimli şirkette de hisse sahibi görünüyor.
İlginç isim benzerlikleri Akman, adını Beyaz Holding olarak değiştiren Beyaz İletişim AŞ ortaklığından, RTÜK Başkanı seçildikten 8 gün sonra, 21 Temmuz 2005’te ayrıldı. Aynı kişiler 1990’larda Türkiye’de Kanal 7 (Yeni Dünya İletişim A.Ş.) ve Atlas Pazarlama Ltd. şirketini kurarken, 2002 seçimlerinden sonra AKP hükümetinin iş başına gelmesiyle, Almanya’da da 2003’te Atlas Media Gmbh ve 2004’te Euro 7 Gmbh (eski adı Media 7 Gmbh olan Kanal 7 Avrupa) şirketlerini faaliyete geçirdiler. Alman polisinin baskın yaptığı dernek ve şirket merkezlerinde ele geçen belgeler, banka kayıtları ile tutuklanan Deniz Feneri e.V. Başkanı Mehmet Gürhan, Mehmet Taşkan ve Firdevsi Ermiş’in ifadelerine göre, “41.3 milyon euro’nun çok büyük bölümü kuryeler aracılığıyla Türkiye’ye gönderildi.”
Uluslararası inanç hortumcularıOrganik bağ yok ama... Kâğıt üzerinde bağı olmamasına rağmen aynı adı kullanan Almanya’daki Deniz Feneri Derneği’nden Türkiye’deki Deniz Feneri Derneği’ne de 7 milyon euro gönderildiği iddia ediliyor. Türkiye’de Kanal 7’nin başında olan ve Almanya’daki şirketlerde de ortaklığı bulunan Zekeriya Karaman, İsmail Çelik, Harun Kapıyoldaş ile diğer Kanal 7 (Euro 7) ve Deniz Feneri e.V. yöneticilerine 16 milyon euro ödendiği belirtiliyor. İddianameye göre, Euro 7’ye 750 bin euro ana sermaye olarak aktarıldı. Weiss Gmbh’ya 1.4 milyon, Taksi Quick’e 323 bin, Taksi Prestij’e 139 bin, As Taksi’ye 220 bin, Atlas Media Gmbh’ye de 289 bin euro aktarıldı. Ayrıca Akman ve Karaman’ın ortak olduğu tasfiye halindeki Yurt Haber isimli haber ajansına 135 bin euro aktarılırken, Weiss Gmbh üzerine değerleri 3.5 milyon euro olan dört tane gayrimenkul alındı. İddianamede, 2005 - 2007 arasında Türkiye’deki Kanal 7’nin sahibi görünen Yeni Dünya İletişim A.Ş’nin geri alınmış 7 milyon euro değerinde hisse senetlerinin bedellerinin de bağışlarla karşılandığı ileri sürüldü.
İlk ihbarı Milli Görüş avukatı yaptı Almanya’daki Deniz Feneri e.V. iddianamesinde konuyla ilgili ilk soruşturmanın 8 Ocak 2006’da eski Berlin Milli Görüş İslam Toplumu Derneği Hukuk Danışmanı Abdurrahman Vural’ın ihbarıyla başladığı belirtildi. Vural, 8 Ocak 2006’da yazdığı ve Maliye Bakanlığı kurumlarına gönderdiği yazısında Deniz Feneri e.V. ile merkezi Türkiye’de bulunan İnsani Yardım Vakfı’nın (İHH) topladıkları yardımları suistimal ettiğini bildirdi. İddianamede, bu konu şöyle anlatıldı: “08.01.2006 tarihinde Berlin İslam Cemaatı Başkanı ve IGMG (Milli Görüş İslam Toplumu e.V.) eski hukuk danışmanı Abdurrahman Vural, Almanya’nın çeşitli maliye dairelerine gönderdiği yazıda Deniz Feneri e.V. ile IHH e.V. (İnternationale Humanitäre Hilforganisation e.V.) ve IGMG e.V. yetkililerine karşı, yardım paralarını suistimal edip kötüye kullanmak ve vergi kaçakçılığı yapmakla suçladı. Gelen şikayet yazısında ‘... aslında toplanan bu yardım paraları gerektiği yere gitmemekte, aksine işin arkasında bu paraları suistimal edip kullanan çeşitli örgüt ve partiler var, örneğin YİMPAŞ Holding, Kanal 7 (Deniz Feneri), yasaklı Refah Partisi, Erbakan vs. Kanal 7 (Almanya’da da yayın yapmakta) Deniz Feneri tarafından finanse edilmektedir’ denilmektedir.”