22 Temmuz operasyonu Karababa kardeşleri karşı karşıya getirdi

Emniyet Genel Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Daire Başkanı Hacı Yusuf Karababa, Hâkim Mehmet Karababa

İstanbul’da 22 Temmuz’da başlayan ve 31 polisin tutuklanmasıyla sonuçlanan operasyon, 2 kardeşi karşı karşıya getirdi. Emniyet Genel Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Daire Başkanı Hacı Yusuf Karababa, yasadışı telefon dinlemeleri kapsamında yürütülen operasyonun en tepesinde olan ve soruşturmayı koordine eden isimken, kardeşi Küçükçekmece Hâkimi Mehmet Karababa bu operasyonları Twitter’dan en çok eleştiren isimlerden biri oldu.

Türkiye, 22 Temmuz günü polisleri hedef alan 2 ayrı operasyonla uyandı. Bu operasyonların ilki aralarında dönemin İstanbul İstihbarat Şube Müdürleri Ali Fuat Yılmazer ve Erol Demirhan’ın da bulunduğu ‘yasadışı telefon dinleme ve sahtecilik’ suçlarını, diğeri ise aralarında dönemin İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürleri Yurt Atayün ve Ömer Köse’nin de bulunduğu ‘casusluk ve yasadışı telefon dinlemelerini’ içeriyordu.

Operasyonları savunanlar ile eleştirenler kutuplaşırken, ‘hukuk’ tartışmaları yaşandı. Tüm bu tartışmalar aslında önemli bir detayı da içinde barındırıyordu. Yılmazer ve Demirhan’ın da aralarında bulunduğu polislerin gözaltına alındığı operasyonu yürüten isim Emniyet Genel Müdürlüğü Organize Suçlarla Mücadele ve Kaçakçılık Daire Başkanı Hacı Yusuf Karababa’ydı. Karababa, 17 Aralık’taki 4 bakanla ilişkili yolsuzluk ve rüşvet operasyonun ardından Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı görevine atandı. Karababa ve ekibi, İstanbul merkezli olarak yürütülen ‘yasadışı telefon dinleme ve sahtecilik’ operasyonunun da koordinasyonunu yürüten en tepedeki isim oldu.

 

Eleştirenlerin başında hâkim kardeş

 

Toygun Atilla’nın Hürriyet’teki haberine göre, polislerin gözaltına alınması ve tutuklanması ile birlikte başlayan süreç, başta dönemin özel yetkili savcısı Zekeriya Öz ve bazı eski polis şefleri tarafından Twitter’dan eleştirildi. Operasyonları eleştiren isimlerden biri de dönemin özel yetkili hâkimi, şimdi Küçükçekmece Hâkimi olan Mehmet Karababa’ydı. İşte o hâkim Mehmet Karababa, operasyonu yapan ekibin başındaki Hacı Yusuf Karababa’nın kardeşinden başkası değil.

26’ncı Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’un tahliye isteğini reddeden, gazeteci Ahmet Şık’ın basılmamış kitabının toplatılmasına karar veren, Poyrazköy davasındaki çıkışları, Ergenekon ve Balyoz davalarındaki tutuklamaları ile tanınan Mehmet Karababa, ağabeyinin yürüttüğü operasyonda polislerin gözaltına alınmasına ve tutuklanmasına şiddetle karşı çıktı. Mehmet Karababa, Ergenekon davasının avukatlarından Hüseyin Ersöz ile de Twitter üzerinden polemik yaşadı. İşte Mehmet Karababa’nın operasyonları eleştirerek attığı tweet’lerin bazıları:

 

Art arda tweet yağdırdı

 

- Her aşamada normal hukuki sürecin işlemediği bu soruşturmada, açık hak ihlalleri de dikkate alınarak; süratle AYM ve AİHM gidilmelidir.

- SC hâkimliklerinin kuruluşundan, tutuklama kararı verilen aşamaya kadar birçok hak ihlali yaşandığından, kararlar kesinlikle AYM’den geri döner.

- Yargı dizayn edilmemiş olsaydı bu isnat ve delillerle tutuklama olamazdı. Olsa bile itiraz sürecinde mutlaka tahliyeyle sonuçlanırdı.

- SC hâkimlikleri dışında normal süreçte; mevcut delil ve suçlamayla gerçekleştirilemeyecek tutuklamalar yapılmıştır.

- Gözaltı şekli, süresi ve sorgu aşaması itibarıyla; özgürlük ve adil yargılanma hakları ihlal edilerek, sistematik işkence uygulanmıştır.

- Polislerin gözaltına alınış şekli ve süresi itibarıyla özgürlük hakları ihlal edilmiştir.

- Bu operasyon bize; yolsuzlukla mücadelenin, hukuksuzlukla engelleneceğini göstermiştir.

- Verilen tahliye kararları, haksız gözaltıları meşrulaştırmaz. Tutuklama kararları üzerindeki şaibeyi kaldırmaz.

- Bu kadar açık ve kasıtlı hak ihlallerine, darbe dönemlerinde bile rastlamak mümkün değildir.

- Bu soruşturma baştan itibaren usulsüz başlamış, usulsüzlükler zinciri son aşamaya kadar devam etmiştir. Usulsüzlükleri teker teker yazacağım.

- İstanbul SC hâkimliklerine atanan yargıçların tarafsızlığı konusunda kamuoyunda ciddi algı oluşmuştur. HSYK’nın bunu değerlendirmesi gerekir.