'Paris katliamının arkasında istihbarat teşkilatlarının olduğu yüzde yüz'

'Paris katliamının arkasında istihbarat teşkilatlarının olduğu yüzde yüz'

Yeni Şafak yazarı Cem Küçük, 12 kişinin öldüğü Charlie Hebdo katliamına ilişkin olarak, "Ya birileri Paris’i deney şehir olarak kullanıyor ya da her şey tesadüf eseri burada oluyor. Bu eylemleri IŞİD yapmış olabilir. Ama arkasında istihbarat teşkilatlarının olduğu yüzde yüz. Zaten IŞİD en kolay cevap. Yaptı de geç. Çok da konforlu" dedi.

Cem Küçük'ün Yeni Şafak'ta "7 Ocak Komplosu ve Avrupa Gladyosu" başlığıyla yayımlanan (8 Ocak 2015) yazısı şöyle:

Dün Paris’te, şehrin göbeğinde Charlie Hebdo dergisine yönelik bir saldırı oldu. 12 kişi hayatını kaybetti. Böyle bir terör eylemi kimden gelirse gelsin kabul edilemez. IŞİD, Avrupa Gladyosu, El-Kaide her kim olursa olsun yapanları savunmak akıl işi değil.

Paris’te yaşanan bu terör örgütü olayı içinde birçok soruyu barındırıyor. Bir kere teröristler oldukça profesyoneller. Attıklarını vuruyorlar. Hiç acele etmiyorlar ve soğukkanlılar. İddialara göre içeri girerken teröristler “Allahuekber” demişler, peşinden de “Peygamberimizin intikamını aldık” diye bağırmışlar. İngiliz yayın kuruluşu Sky News’ün haberine göre kapıyı saldırganlara açan kadın saldırganların kusursuz Fransızca konuştuklarını söylemiş. Ne kadar ilginç bir durum. Bu saldırıyı yapanlar kimlikliklerini iyice ortaya koymuşlar. Bir nevi kartvizitlerini saldırıyı gerçekleştirdikleri yere bırakıp gitmişler. 

Saldırı olur olmaz Avrupa medyası tek ses olmuşçasına aynı minvalde haberler verdiler. Guardian, Sky News, The Times, Independent gazeteleri Charlie Hebdo’nun Peygamberimizin karikatürlerini yayınladıkları için bu saldırıya maruz kaldıklarını ima ettiler. Halbuki Peygamberimize yönelik en son karikatür saldırısı 2012’de olmuş. Niye 3 yıl beklenmiş belli değil.

Avrupa ve ABD için bu olayın bir numaralı faili IŞİD. Saldırı mesela 4 yıl önce olsaydı fail El-Kaide olacaktı. Peki bu saldırı niçin yapıldı? Esas soru bu. İki gün önce Sultanahmet’te terör saldırısı yapmak isteyen canlı bomba polisin onu karakola çekmesiyle büyük bir faciaya dönüşmeden önlendi. Terörist kadın açık bir yerde bombayı patlatsaydı ölü sayısı yüzleri bulabilirdi.  Allah’tan bu olmadı. Bir gün sonra Paris’teki saldırı oldu.

Fransa’nın buradaki konumu da önemli. Fransa son zamanlarda dış politika alanında Türkiye’yle benzer bir pozisyona gelmişti. Hollande, Esed’in gitmesi gerektiğini açık açık izah etti. Ayrıca IŞİD’in bombalanmasında Suriye’ye uçak göndermedi. Sadece Irak’taki hedeflerin vurulmasına katılacağını söyledi. Suriye’de yapılacak bombalamanın IŞİD’e yarayacağını vurgulamıştı. Bundan sonra Fransa’nın her iki konuda nasıl davranacağını iyi izlemek lazım.

Öte yandan işin bir de İslamofobi kısmı var. Başta Almanya olmak üzere İslam düşmanlığı adeta devlet eliyle meşrulaştırılmaya çalışılıyor. PEGIDA 500 kişiden 17 bine çıktı. Almanya’nın hemen her şehrinde İslam karşıtlığı gösterileri yapıldı.  Ama Almanya’nın merkez medyasında fazla yer bulamasa da, İslamofobi’nin yanlış olduğu konusunda çok şeyler söylendi. PEGIDA tam toplum nezdinde itibarını kaybedecekken Paris’teki saldırıyla Avrupa’da artık İslam düşmanlığı iyice pekiştirilmeye çalışılmış oldu. “Bakın gördünüz mü, siz İslam düşmanlığı iyi değildir diyorsunuz ama onlar Avrupa’nın göbeğinde sizleri takır takır öldürüyor” mesajı herkesin kafasına zerkedildi.

Bu saldırıdan sonra Avrupa güvenlik politikalarında da değişikliğe gidilecektir. Mülteciler konusunda yeni adımlar atılabilir. Göçmenlerin Avrupa’ya gelişine yönelik sert tedbirler alınabilir. ABD’nin 11 Eylül sonrası uyguladığı güvenlik politikalarının benzerleri bile gündeme gelebilir.

Ortada sorulması ve cevaplandırılması gereken çok soru var. Avrupa’nın orta yerinde profesyonelce bir saldırı nasıl mümkün oluyor? Üstelik saldırganların elinde ağır silahlar var. Bu silahlar Paris’e nasıl geldi? Bu yazıyı yazdığım akşam 7’ye kadar saldırganlar henüz bulunamamıştı.

PKK’lı üç kadının öldürülmesinin üzerinden neredeyse 2 yıl geçti. O suikastleri MİT’in işlediğini söyleyenler bile oldu. Bu işin failleri hala ortada yok. İş zavallı birinin üstüne yıkıldı, bırakıldı. Her köşesinde kameraların olduğu Paris gibi yüksek güvenlikli bir şehirde failler bulunamıyor. Gerçekten çok ilginç.

Ya birileri Paris’i deney şehir olarak kullanıyor ya da her şey tesadüf eseri burada oluyor. Bu eylemleri IŞİD yapmış olabilir. Ama arkasında istihbarat teşkilatlarının olduğu yüzde yüz. Zaten IŞİD en kolay cevap. Yaptı de geç. Çok da konforlu.

Ama PKK’lı kadınlar ve bu suikast işinden de bayağı Avrupa Gladyosu kokusu da geliyor. İlerleyen günlerde birçok sorunun cevabı ortaya çıkacaktır. Ayrıca bu işi Müslümanlar yaptı deyip içindeki İslam düşmanlığını kusanlara da ne söylenebilir ki? Hadi dışarıdakileri anlıyoruz diyelim, içeridekilere ne demek lazım. Avrupa’da İslamofobi var ama Türkiye’dekilerin sayısı dışarıdakilerden hiç de az değil.