Hülya Karabağlı - T24 / AnkaraParlamento Muhabirleri Derneği (PMD), yeni anayasa için önerileri ile uygulamadan kaynaklanan sorunları TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonu'na bildirdi. Öneride Basın yasası, TCK ve Terörle Mücadele Yasasından kaynaklanan sorunlara dikkat çekildi. PMD Başkan Yardımcısı Mahmut Aydın, Genel Sekreteri Tülay Ağaoğlu ve Yönetim Kurulu Üyesi Saliha Çolak, yeni anayasa yapım sürecinde sivil toplum örgütlerinin görüşlerini alan alt komisyonun üyeleriyle bir araya geldi. Komisyon üyeleri Ahmet İyimaya, Oktay Öztürk ve Atilla Kart'ın katıldığı toplantıda yeni Anayasa'da vurgulanması gereken hususları sıralayan PMD yöneticisi gazeteciler uygulamaya ilişkin sorunlara da dikkati çekti. Sorunlar şöyle sıralandı:Yasama- yürütme ve yargının ‘dar yorumları’ “Halen Anayasa'da ve yasalarda bulunan mevcut hakların kullanımı konusunda, yasama, yürütme ve yargının, 'dar yorumundan' kaynaklanan sorunlar yaşanıyor. Anayasada basın özgürlüğü bulunmasına rağmen, yasalarla bilgi edinme hakkı güvence altında olmasına rağmen uygulamada bu haklar sınırlandırılıyor. Hem yasama hem yürütme, bilgi edinme başvurularına olumlu yanıt vermiyor. Bu konuda basından gelen taleplerin karşılanmaması doğrudan halkın haber alma özgürlüğünün de sınırlanması anlamına geliyor. Bu anlamda bilgi edinme hakkının anayasal güvenceye kavuşturulması gerekiyor.Gazetecinin ‘adres defteri’, ‘not defteri’ suç sayılıyor Gazetecilerin haber kaynaklarının gizliliği mesleğin 'en kutsal' noktası olmasına rağmen, gazetecilerin adres defterleri, not defterlerine el konulabiliyor ve suç unsuru olarak değerlendirilebiliyor. Gazetecinin suç şebekelerinin içinden de haber bağlantısı bulunabilir.Çünkü zaten her türlü haber kaynağına ulaşmak gazetecinin görevidir. Bir örgütün parçası olduğunu iddia etmek için not defteri ve adres defterinden öte daha güçlü emareler olması gerekir. Halen gazetecilerin özel notları, adres defterlerinin suç delili olarak kullanılması, gazeteciyi kısıtlayan ve haber kaynağının gizlilik güvencesini ortadan kaldıran dolayısıyla halkın haber alma özgürlüğünü de kısıtlayan bir tabloya yol açıyor. Basın Kanunu'ndan, Terörle Mücadele ve Türk Ceza Kanunu'ndan kaynaklanan sorunlar var. Haberden dolayı sorumlu yazı işleri müdürünün sorumluluğunu ortadan kaldırıp sadece muhabiri sorumlu tutan hükmün değişmesi, basında sendikalaşmanın önünü tıkayan uygulamaların engellenmesi, gazetecinin haber sürecinde kullandığı materyallere el konulamaması gerekiyor."PMD'nin yazılı olarak sunduğu Anayasa önerileri de şöyle:Temel hak ve hürriyetler, Anayasanın sözüne ve ruhuna uygun olarak ancak kanunla sınırlanabilir. Kanun, kamu yararı, genel ahlak, kamu düzeni ve milli güvenlik gibi sebeplerle de olsa bir hakkın ve hürriyetin özüne dokunamaz. Anayasanın hiçbir hükmü, Türkiye Cumhuriyeti’nin de kabul ettiği evrensel insan hakları belgelerindeki ölçütler dışında, temel hak ve özgürlükleri kısıtlayıcı veya daraltıcı yönde yorumlanamaz.Temel hak ve hürriyetler; insan hak ve hürriyetlerine karşı veya dil, ırk, sınıf, din ve mezhep ayırımı yaratmak kastı ile kullanılamaz..Düşünce Bilim ve Sanat ÖzgürlüğüDüşünceyi açıklama ve yayma hürriyetinin önündeki tüm engeller kaldırılmalıdır. Düşünce bilim ve sanat özgürlüğü konusunda şu düzenlemeler önerilebilir:- Herkes, düşünce ve kanaat özgürlüğüne sahiptir; düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklayabilir ve yayabilir.- Kimse, düşünce ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz; düşünce ve kanaatlerinden dolayı kınanamaz ve suçlanamaz.- Herkes, bilim ve sanatı serbestçe öğrenme ve öğretme, açıklama, yayma ve bu alanlarda her türlü araştırma hakkına sahiptir.Basın Hürdür Sansür Edilemez- Basın hürdür; sansür edilemez. Devlet, basın ve haber alma hürriyetini sağlayacak tedbirleri alır. Haber veya fikir almak ya da vermek özgürlüğü resmi makamlarca engellenemez.- Basın özgürlüğü suç işlemeye ve şiddet eylemine çağrı, ırkçılığı, kin ve nefreti özendirme, kişilerin şeref ve haklarına tecavüz kastı ile kullanılamaz.- Süreli veya süresiz yayınlar “kanunun açıkça gösterdiği suçların işlenmesi” halinde ve ancak “hâkim kararıyla” toplatılabilir, durdurulabilir. (Basın hürdür sansür edilemez ilkesi Anayasa’da korunmak koşulu ile bu ve benzeri ayrıntılar yasa ile de düzenlenmelidir. Ve hiçbir biçimde süreli süresiz yayınlara dönük sansürü çağrıştıracak, basın özgürlüğünü yasa ile engelleyebilecek ifade Anayasa’da yer bulmamalıdır)- Basımevi ve eklentileri ve basın araçları (bilgisayar, telefon, vbdahil) suç vasıtası olduğu gerekçesiyle de olsa hiçbir biçimde zapt veya müsadere edilemez veya işletilmekten alıkonulamaz.- Gazete, kitap ve dergi çıkarılması, radyo ve televizyon kurulması veya elektronik ortamda yayın önceden izin alma ve mali teminat yatırma şartına bağlanamaz. - Gazete ve dergilerin çıkarılması, radyo televizyon kurulması veya elektronik ortamda yayınla ilgili şartlar kanunla düzenlenir. Kanun, haber, düşünce ve kanaatlerin serbestçe yayımlanmasını engelleyici veya zorlaştırıcı siyasi, iktisadi, cezai, mali veya teknik kayıtlar koyamaz.-Basın yayın kuruluşları, Devletin ve diğer kamu tüzel kişilerinin araç ve imkânlarından eşit olarak yararlanırlar.Yasalarda Eş Zamanlı Düzenleme YapılmalıdırPMD, demokratik, çağdaş, insan haklarını, düşünce, basın ve ifade özgürlüğünü esas alan bir anayasayı savunmaktadır. Türkiye’de düşünce, basın ve ifade özgürlüğü yasakçı ve sansürcü bakış nedeniyle tam olarak hayata geçirilememiştir. Darbe dönemleri başta olmak üzere sivil iktidarlar döneminde de çok sayıda gazeteci-yazar cezaevlerine konulmuş, ağır dava baskıları nedeniyle düşünce ve ifadenin özgürce yayılımı engellenmiştir. Bugün de gazeteci yazarlara dönük devam eden dava sayısının 9 binlere yaklaştığı da bilinmektedir. Gazetecilere özgürlük Platformu’nun verilerine göre cezaevlerinde 90’ın üzerinde gazeteci bulunmaktadır. PMD,bir meslek örgütü olarak basın özgürlüğü, düşünce ve ifade özgürlüğünün eksiksiz ve yasaksız yaşama geçirilmesini savunur. Bu amaçla yeni Anayasa ile eşzamanlı olarak düşünce ve ifade özgürlüğünün önünü açacak, pek çok yasadaki yasakların ayıklanmasına gereksinim olduğunu düşünmektedir.Sendikalaşma Anayasal Güvenceye BağlanmalıdırMedya sektörü sendikal örgütlenme noktasında ciddi sıkıntılar yaşamaktadır. Gazetecilik kamusal görevdir ve gazeteci sokaktaki insan adına denetim görevi yapmaktadır. Bu bağlamda gazetecinin sendikal örgütlenme hakkı anayasal güvenceye bağlanmalıdır.