T24 - Radikal gazetesi yazarı Özgür Mumcu, iki yıl önce Ümraniye’de bir basın açıklamasına katıldıkları için gözaltına alınan ve daha sonra tutuklanan SDP üyesi Baran Nayır ve Ali Deniz Kılıç'ı yazdı. Mumcu,"Gözaltına alındıkları sokakta bir torbada bulunan molotofkokteyllerinin onlara ait olduğu iddia edildi. İki öğrenci, molotoflarda bulunan parmak izlerinin kendi parmak izleriyle karşılaştırılmasını talep ettiler. Bu talepleri ancak tutukluluklarından bir buçuk sene sonra karşılandı"dedi. Mumcu'nun Radikal'de "Neden?" başlığıyla yayımlanan (19 Aralık 2011) yazısı şöyle: Bir partinin il başkanını, iki bürokratı ve bir avukatı öldürdüğünüzü eski bir çalışma arkadaşınız itiraf etse ne kadar süre tutuklu yargılanırsınız? Peki, bir gösteriye katıldığınız için gözaltına alınsanız ne kadar süre tutuklu yargılanırsınız? Gördük ki bu memlekette ilkinde dört ay tutuklu kaldıktan sonra tahliye ediliyorsunuz, ikincisinde ise iki seneden fazla bir süre, o da şimdilik kaydıyla tutuklu yargılanıyorsunuz. İlkinde savcı tutukluluğunuzun devamını isterken ikincisinde ise savcı tahliyenizi istese de buralarda bu işler biraz farklı yürüyor. Bahsettiğim ilk olay JİTEM operasyonlarına ilişkin eski Özel Harekât polisi Ayhan Çarkın’ın itiraflarıyla tutuklanan Seyfettin Lap, Enver Ulu, Ayhan Akça, Ayhan Özkan, Uğur Şahin ve Ahmet Demirel’in tahliyesi. Bu ağustosta tutuklandılar, geçen hafta ise tahliye edildiler. Ayhan Çarkın’ın itiraflarına bakılırsa DEP Ankara İl Başkanı Faik Candan, Sağlık Bakanlığı Müfettişi Namık Erdoğan, Altındağ Nüfus Müdürü Mecit Baskın ve Avukat Yusuf Ekinci’nin öldürülmesinden sorumlular. Bahsettiğim ikinci olay ise Baran Nayır ve Ali Deniz Kılıç’la ilgili. Bu iki üniversite öğrencisi yasal bir parti olan SDP’ye üyeler. Aralık 2009’da DTP’nin düzenlediği bir eyleme katıldıkları için gözaltına alındılar. O gün bu gün içerideler. Duruşmaları yarın Beşiktaş’ta görülecek. Gözaltına alındıkları sokakta bir torbada bulunan molotofkokteyllerinin onlara ait olduğu iddia edildi. İki öğrenci, molotoflarda bulunan parmak izlerinin kendi parmak izleriyle karşılaştırılmasını talep ettiler. Bu talepleri ancak tutukluluklarından bir buçuk sene sonra karşılandı. Parmak izleri bir sokakta bir torbada bulunan molotofkokteyllerinden çıkmadı. Savcı tahliyelerini istedi ancak mahkeme ‘kuvvetli suç şüphesinden’ tutukluluklarının devamına karar verdi. Ayhan Çarkın’ın itirafları başka itiraflarla da birleşiyor. Bugün eski bakanlar Milli Güvenlik Kurulu’na sunulan listelerden bahsediyor. 1990’ların liste cinayetleri artık neredeyse herkesin bildiği bir sır halinde. Bazı öldürülenlerin saat saat, dakika dakika nasıl kaçırılıp nerede öldürüldüğü konuşuluyor. Öldürüldükleri silahların markalarından özel mermilerin cinsine kadar her şey ortada. Ama onlar tahliye edildi. Baran Nayır ve Ali Deniz Kılıç ise kimseyi öldürmekle suçlanmıyor. Bir yere ateş etmekle, bir yere bomba koymakla da suçlanmıyor. Bir protesto gösterisine katıldıkları için ve kendilerine ait olduğuna dair hiçbir işaret olmayan benzin dolu bazı soda şişeleri nedeniyle iki yıldır içerideler. Terör örgütü üyesi olmakla suçlanıyorlar. Yasal bir partiye üye olup başka bir yasal partinin gösterisine katıldıkları için. Parmak izleri yok, savcının görüşü tahliye edilmeleri yönünde, ancak tutuklular. Mehmet Ali Ağca, hatırlarsınız bir ara erken tahliye edilmişti. Sadece o mu? Haluk Kırcı kazara erken tahliye edilir, cinayetle suçlanan eski Özel Harekâtçılar tahliye edilir, Festus Okey’i öldüren polis memuru tutuksuz yargılanır ve ala ala dört yıl ceza alır. Ama Baran Nayır ve Ali Deniz Kılıç ve daha niceleri iki yıldan fazla süredir tutuklu