-PARTİLERİN GÜNDEMİ "TERÖR" TBMM (A.A) - 15.07.2011 - Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay'ın, ''çiğ ifadeler duyuyorum'' sözleri, muhalefet milletvekillerinin tepkisine yol açtı. TBMM Genel Kurulunda, Silvan'daki hain saldırı konusunda bilgi veren Atalay'ın konuşması sırasında, terörle ilgili sorunları çözen ülkelerin bunu iktidarı ve muhalefetiyle iç siyaset meselesi yapmadan işbirliği yaparak çözdüğünü söyledi. Muhalefet sıralarından kendisine laf atılması üzerine Atalay, ''Çok ciddi bir mesele konuşuyoruz. Çiğ ifadeler duyuyorum'' dedi. CHP ve MHP sıralarından kendisine tepki gösterilmesi üzerine Atalay, ''Çok ciddi bir konuyu görüşüyoruz. Terör konusu iç siyaset malzemesi yapılmamalı, ortak mücadele verilmesi gereken ulusal dava olarak görülmeli. Herkes taşın altına elini koyarak gereken katkıyı vermelidir'' diye konuştu. Atalay'ın konuşmasını tamamlamasının ardından grup başkanvekilleri söz aldı. MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, ''Atalay'ın tahrik edici konuşmalarına rağmen milletvekillerinin terörle mücadele konusunda kararlılığını'' gördüğünü belirterek, parti temsilcilerinin gündemdışı konuşmayla konuyla ilgili iradelerini ortaya koyduğunu kaydetti. Vural, konuyla ilgili ortak bir zemin bulunduğunu dile getirerek, ''MHP olarak siyasi partilerin birlikte ortak tavrını bir açıklama yoluyla beyan etmesini, Meclis Başkanlığının da bu konuda inisiyatif oluşturmasını istiyoruz. Türk milletinin manevi varlığına emanet edilmiş askerlerimize baki bu menfur saldırı karşısında tüm milletvekillerinin terörle mücadeledeki kararlığını gelin birlikte vurgulayalım. Demir yumruk gibi olalım teröre, şiddete ve bölücülüğe karşı'' diye konuştu. Vural, Başkanvekili Yakut'tan ara vermesini isteyerek, gruplarla müzakere ederek ortak açıklamayı yapmayı teklif etti. -''TERÖR TEK BAŞINA ASKERİ OPERASYONLARLA ÇÖZÜMLENECEK BİR KONU DEĞİL''- CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi de Atalay'ın konuşmasını üzüntüyle dinlediğini belirterek, ''Kendisi böylesine hassas ve önemli bir günde Hükümetin terör konusundaki kararlılığını vurgulamak, bunun bir takım açılımlarını, ip uçlarını vermek yerine muhalefet partilerini eleştiren tavır sergiledi. Şu bir gerçek: Terör tabii ki tek başına askeri operasyonlarla çözümlenecek bir konu değildir. Ama bu demek değildir ki TSK terörle mücadelede görev almayacak. Gerçek olan şudur: TSK terörle mücadelede motivasyon yönünden Hükümetin gerekli desteğini bugüne kadar alamamıştır'' iddiasında bulundu. Hamzaçebi, Atalay'ın, CHP Genel Bakanı Kemal Kılıçdaroğlu ve CHP'yi eleştiren üslup kullandığını, bunu Hükümet etme anlayışına yakıştıramadığını, doğru bulmadığını kaydederek, ''Gün Hükümetin oturup bu konuda çözüm üretme günüdür. 'Kürt sorunu yoktur' demekle, siz bu sorunu, terör sorununu çözmüş olamazsınız'' görüşünü ifade etti. -''HAİNLERE GEÇİT VERİLMEYECEK''- AK Parti Grup Başkanvekili Nurettin Canikli de saldırıyı lanetlediklerini belirterek, şöyle konuştu: ''Milletimizin başı sağ olsun. Hepimizin yüreği yanmıştır. Acımız gerçekten çok büyüktür. Ama herkes bilsin ki bir kez daha haykırıyoruz; Türk milleti bu tür alçaklıklara, kaynağı ne olursa olsun bugüne kadar pabuç bırakmamıştır, bundan sonra da bırakmayacaktır. Türk milleti tek vücut olarak ve kararlılıkla terör belasını inşallah defedecektir. Terör amacına hiçbir zaman ulaşamayacaktır. Hainlere geçit verilmeyecektir. Kahraman güvenlik güçlerine olan desteğimizi ve inancımızı tekrarlıyoruz. Allah yardımcıları olsun. Türk milleti kendi evlatları olan güvenlik güçlerinin arkasındadır. Hiç kimse terör örgütü veya onların hamileri bu ülkenin milli birliğini, bütünlüğün bozamayacaktır. Devletimiz ve hükümetimizin terörle mücadelede kararlılığı en üst seviyededir. Milletimiz müsterih olsun. Cenabı hak milletimize bu acıları bir daha göstermesin.'' -''BUGÜN YAS GÜNÜ''- Grup başkanvekillerinin ardından bazı milletvekilleri de söz alarak görüşlerini ifade etti. CHP İstanbul Milletvekili ve Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu ise bugünün ''yas günü'' olduğunu belirterek, ''Bu yas hepimizin...Şimdi birçok siyasetçi bu konuda sert açıklamalar yapıp sonra yaşamlarına aynen devam edecek. Acı ise düştüğü yeri yakıyor. O evlere düşen karanlık hiçbir zaman aydınlanmıyor. İşte tam da bu noktada biz siyasetçilerin durup düşünmesi gerekiyor, 30 yıldır ülkemize çöken bu karanlığı defetmek için siyaset kurumu olarak görevimizi yerine getirebildik mi? Yoksa sadece böylesi elim olaylardan sonra beylik sözler söylemek ve sert çıkışlar yapmakla mı yetindik? '' Ülkede neredeyse çatışmayla geçen 30 yıla girildiğini ifade eden Tanrıkulu, bugün hayatını kaybedenlerin olaylar başladığında daha doğmadığını vurguladı. Tanrıkulu ''Gençlerimizi, geleceğimizi yitirdik, yitirmekteyiz. Bu 50 bin kişi bugün aramızda olsaydı Türkiye bugün çok farklı bir yerde olabilirdi. Onları yitirmeseydik çok daha farklı bir noktada olabilirdik. Yakıp yıkmakla çeyrek yüzyıl geçirdik ve bunun çözüm olmadığın gördük. 50 bine yakın can kaybettik. Şiddetle sorunlar çözülüyor olsa şimdiye kadar çoktan bitmiş olması gerekirdi. Ama değil çok iyi biliyoruz. Şiddet şiddetiz doğuruyor, ölümler yeni ölümlere kapı açıyor'' diye konuştu.