Paskalya kutlandı

Paskalya kutlandı

T24- Sevimli Tavşanların Rengârenk Yumurtalar Getirdiği Rengârenk Sevimli Bir Bayram: Paskalya. Hristos anesti! (İsa dirildi), alithos anesti! (gerçekten dirildi) diye selamlaşıyor paskalya coşkusuyla insanlar. Mesih İsa’nın çarmıha gerilerek öldürülmesinin ardından mezarından dirilip Mescid-i Aksa’dan göğe yükselişinin bayramı olan Paskalya, Türkiye’nin birçok yerinde kutlandı. Birçok kilisenin ev sahipliği yaptığı Paskalya kutlamalarının bir durağı da Sarıyer Büyükdere’de bulunan Aya Paraskevi kilisesiydi. Tarihi 18. yüzyıla dayanan kilise hatırı sayılır bir restorasyona ihtiyaç duyar gibi gözükse de bunun imkânsızlığını bilir gibi de sağlam. Kilise, Paskalya için kapılarını önce 3 Nisan Cumartesi gecesi, 23.00’da açtı. Havanın serinliği ve zamanın geç olmasıyla nedeniyle cemaatin sayısı bir hayli azdı.

İnanışa göre Perşembe günü Mesih İsa çarmıha gerilmiş, Cuma günüyse toprağa verilmişti. Cumartesi gecesi ise dirilip göğe yükselmişti. Pazar günüyse İsa’nın dirilmesi ve göğe yükselişi kutlanıyor. Yunanistan’dan gelen papaz eşliğinde dualar edilip mumlar yakıldı. Saat 24.00’ı gösterdiğinde önde papaz ve okuyucu arkada; cemaat, ellerinde mumlarla dışarıya çıkıp, İsa’nın yeniden doğuşunu ve göğe yükselişini İncil’den bölümler okuyarak kutladılar. Saat 00.30’a geldiğinde sona eren tören yerini ertesi günkü bayram törenine bıraktı.

4 Nisan Pazar günü Paskalya Bayramı’nı sıcak bir hava karşıladı. Aynı zamanda bu bayram, kırk gündür süren ve tüm hayvansal gıdalardan uzak durma manasına gelen “Büyük Perhiz” in de bittiğini gösteriyordu. Bu kez bir önceki gecede bulunan cemaatin birkaç katı insan vardı. Erkekler en şık, kadınlarsa en güzel kıyafetleriyle gelmişlerdi kiliseye. Bayramlıklarını giymiş çocukların aklındaysa şüphesiz Paskalya tavşanları, Paskalya yumurtaları ve Paskalya çörekleri vardı. Çanların çalmasıyla cemaat kiliseye çağrıldı.Tarihi kilisenin eski halıları, serpilmiş defne yapraklarıyla süslüydü. Kilisenin tam ortasına bir İsa tasviri yerleştirildi ve etraf tütsülendi. Ardından İncil’den pasajlar okundu ve bu okumalar; Yunanca, Antik Yunanca, Ermenice, Türkçe, Romence ve Fransızca olmak üzere altı dilde gerçekleştirildi. Ertesinde ilahiler okundu, dualar edildi. Bayram ayini sona erdiğinde tüm cemaat papazın elini ve İncil’i öperek düğün şekeri gibi süslenmiş Paskalya yumurtalarına kavuştular.

Eskiden soğan kabuklarıyla kırmızıya boyanan yumurtalar şimdilerde gıda boyalarıyla boyanıyor; fakat taşınan anlam aynı: Yumurta Mesih İsa’nın yeniden doğuşu simgelerken, kırmızı renk ise onun insanlar için akıttığı kanı sembolize ediyor.

Cemaate ikram edilen şarap, Paskalya Çöreği ve meyve suyu eşliğinde sohbetler ediliyor. İnsanlar güleç ve mutlu halleriyle bayramlaşıyor. Türkçe ve Rumca kelimeler aynı cümlelerde yer buluyorlar. Dilekler ve dualar hep aynı: barış dolu ve kardeşçe bir dünya. Bize de Amin demek düşüyor; tüm kalbimizle…(MİHA - Necdet Burak Özyurt)