Pençe-3 Harekâtı ne anlam taşıyor?

Pençe-3 Harekâtı ne anlam taşıyor?

Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) Mayıs sonunda Kuzey Irak’taki PKK hedeflerine yönelik başlattığı “Pençe Harekâtı”nın 3. aşamasına geçildiği Milli Savunma Bakanlığı’nın Twitter’den yaptığı paylaşımla kamuoyuna açıklandı.

PKK’nın ana karargâhının bulunduğu Irak-İran sınırında kuzey-güney hattında uzanan Kandil Dağı’nın hedef alındığı operasyonun ilk aşamasında özellikle Hakkâri tarafındaki geçişlerin sağlandığı Hakurk’taki PKK kampları etkisiz hale getirilmeye çalışıldı.

TSK, 12 Temmuz’da yine aynı bölgeye bu kez yoğun hava operasyonlarının ağırlıklı olduğu ikinci harekâtı gerçekleştirdi. Pençe-2 operasyonunda PKK’nın gelecek yıl bahar aylarına kadar barınmasını sağlayacağı ve kış üslenmesi çerçevesinde Türkiye’den geri gelişlerin toplanacağı “yerleşik düzen” sisteminin bozulması amaçlandı.

MSB’ce yeni duyurulan harekâtın üçüncü ayağındaki hedef ise bu kez daha farklı bölgeler oldu. TSK, yeni başlatılan Pençe-3 harekâtında, Kuzey Irak’ta Şırnak ve Uludere’nin hemen karşısındaki Haftanin ve Sinat bölgesindeki PKK kamplarına yöneldi. 

Türkiye’nin Kandil’e harekâtı Hakurk’tan başlayıp Haftanin ve Sinat bölgesiyle sürdürmesi, güvenlik uzmanlarına göre sürpriz olmadı.

PKK’nın Türkiye sınırına yakın bölgelerde oluşturduğu kamplar arasında özellikle Haftanin’in ayrı önemi var. 

Musul-Kerkük arasındaki dağ bloğunun parçası olan Haftanin kampı, bu coğrafi konumu nedeniyle dağa çıkan yeni örgüt üyelerinin toplandığı ve örgütle ilk tanıştığı yer olarak tanımlanır. Örgütün her zaman ihtiyaç duyduğu insan kaynağı olan yeni katılımlar içinde yer alanlar, ilk eğitimlerini burada aldıktan sonra diğer kamplara veya Türkiye’ye gönderilir. 

Bu bölgede güçlü bir PKK otoritesi olması nedeniyle, IŞİD bile Musul’a girmesine karşın daha kuzeye ilerleyemedi. PKK’yla karşı karşıya gelmeyi istemedi.

Haftanin bölgesindeki kamplara kuşkusuz sadece Türkiye’den katılım olmuyor. Irak’tan özellikle Sincar bölgesinden ve Suriye’den katılımların da ilk adresi Haftanin. 

Bu açıdan bakıldığında, Afrin’den Kandil’e kadar uzandığı ifade edilen terör koridorunun kilit noktalarından birisi olan Haftanin ve Sinat bölgesi, aynı zamanda PKK’nın Irak’ın batısına açılıp Suriye ile birleşmeyi sağlayacak bir coğrafi alan.  

Kandil hattındaki ilk iki Pençe operasyonuyla Irak’ın doğusundaki Hakurk bölgesindeki faaliyetlerin kesintiye uğratılmasının ardından Haftanin ve Sinat bölgesine yapılan müdahaleyle hem dağa çıkışların, hem de batı koridorunun PKK tarafından verimli kullanılmasının engellemesi öngörülüyor. Böylelikle PKK’nın Suriye’ye kolay güç kaydırmasının da önüne geçilmiş olacak.

Ayrıca, TSK’nın önümüzdeki süreçte Fırat’ın doğusuna yapması beklenilen harekâtında öncü hamleleri, bugün başlatılmış oldu. 

Kuzey Suriye’de yaşanan ve yaşanması beklenilen süreç kapsamında ABD ile yapılan görüşmelerde gelinen noktada, ABD’nin PYD’yi yaratarak bölgedeki faaliyetlerinde PKK’dan herhangi bir destek beklentisi olmaması, Türkiye’nin Kuzey Irak’taki PKK varlığına yönelik hareket kabiliyetini artıracağı güvenlik uzmanlarınca ifade ediliyor. 

Hareket kabiliyeti artan TSK’nın Kandil hattında Peşmerge’nin kontrolündeki yerleşim yerleri dışında kalan ve PKK’nın kontrol ettiği kırsal bölgelere yönelik yeni harekâtların kışa kadar devam edeceğini söylemek mümkün.

Türkiye’nin kontrol altına aldığı “temiz hat”ta üslenme bölgeleri oluşturup, PKK’nın Türkiye’ye geçişleri sona erdirmesinin de önü açılmış olacak.  

Hakurk-Haftanin-Sinat hattındaki Pençe harekâtının bir başka yansıması ise, KCK’ya karşı Diyarbakır merkezli yürütülen operasyonlar olacak.

Diyarbakır-Kandil-Avrupa hattı PKK için “olmazsa olmaz” bir durum. Kandil askeri gücü, Avrupa mali ve finans gücünü temsil ederken Diyarbakır ise KCK üzerinden PKK’nın siyasi yapılanmasının merkezi konumunda. Güvenlik güçleri bu hatta odaklanmış durumda...