Marmaray Projesi kapsamında Yenikapı- Pendik hattı üzerinde yapılan kazı çalışmalarında Pendik’te de 8 bin 500 yıllık neolitik dönem (Taş Devri) insanının izleri bulundu. İstanbul ’un bu en eski yerlileri Pendik’de köy kurmuş. Kazı alanında evlerin temelleri, çöp kuyuları, mezarlar, kemik kaşık, iğne, balta gibi aletler ortaya çıkarıldı. Arkeologlar şimdi Yenikapı sakinleri ile Pendik’te oturanlar arasında akrabalık olup olmadığını araştırıyor.
Marmaray Pendik – Gebze hattında tren yolunun genişlemesi çalışmaları sırasında arkeologlar neolitik dönemden bir köye rastladı. Günümüzden 8 bin 500 yıl öncesinin evlerinin temelleri, yanında çöp çukuru ile mezarlar birlikte ortaya çıkarıldı.
Radikal gazetesinden Ömer Erbil'in haberine göre, evlerin altına geçirgenliği sağlaması için midye kabukları yerleştirildiği görüldü. Çöp çukurunda da çok sayıda deniz mahsulleri tükettikleri belirlendi. Pendik’te daha önce Yenikapı’da benzer örneklerine rastlanan 32 neolitik dönem mezarı da ortaya çıkarıldı.
Ölülerin ana rahmindeki gibi ayakları büzülmüş pozisyonda (hocker) gömüldüğü mezarlarda çok sayıda kullanım eşyası da bulundu. El baltaları, kemik kaşık, deri dikmeye yarayan kemik iğne, arpa ve buğday dövmek için havan, öğütme taşı, çakmak taşları, obsidyen kesici aletler, Bizans dönemi çanak çömlek tespit edildi.
Pendik yerleşmesi, Pendik ilçe merkezinin 1.5 km. doğusunda, Kaynarca Tren İstasyonu’nun 500-600 metre batısında, denizden 50 metre uzaklıkta yer alan küçük bir koyun kuzeybatısında, Temenye mevkiinde bulunuyor. İlk olarak 1908 yılında şu an sökülmüş durumdaki rayların inşası esnasında Miliopulos adında bir demiryolu işçisi tarafından bilim dünyasına tanıtılan yerleşmedeki ilk bilimsel kazı Prof. Dr. Şevket Aziz Kansu’nun 1961’de, 4 küçük sondaj yapması ile başladı. Bu çalışmada yerleşimle ilgili kısıtlı bilgi edinildi.
Prof. Kansu’nun açtığı sondajların ardından yerleşmede uzun süre çalışma yapılmadı. 1981 Nisan ayında ise höyük üzerinde yapılaşma nedeni ile yoğun bir tahribat olduğu görülünce kısa süreli bir kurtarma kazısı daha düzenlendi.
Bu çalışmayı İstanbul Arkeoloji Müzeleri ve İstanbul Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Prehistorya Kürsüsü öğretim elemanları ortaklaşa yürüttü. Kurtarma kazısından 10 yıl sonra, yerleşim alanınında yeniden inşaatların başlaması üzerine, 1992’de müze ikinci bir kurtarma kazısı daha gerçekleştirdi. Alanda üç tabaka saptandı: En üstte klasik çağlara ait bol miktarda çanak çömlek parçası bulunan yüzey tabakası, altında erozyonla tahrip edildiği için bozuk durumda mimari kalıntılar ve mezarlar, en altta 3-6 evreli bir neolitik çağ tabakası bulunuyor. Kazı alanında yüzlerce işçi, 3 arkeolog gözetiminde çalışıyor. En ufak bir ayrıntı dahi not ediliyor. Bazı mezarlar ise üst üste gömülmüş, kemikler birbirine karışmış. Tren yolunu ayıran duvarın dibinde adeta sıraya dizilmiş neolitik dönem mezarlarının devamının karayolunun altında olduğu tahmin ediliyor.
Arkeologlar Green Park Otel’in hemen arkasında kalan karayolunda da kazıların sürmesi gerektiğine dikkat çekiyor. İstanbul İl Kültür Turizm Müdürü Prof. Dr. Ahmet Emre Bilgili de, yeni bir müzeden söz ederken aslında yerinde yapılacak bir koruma biçimiyle hem arkeolojik park hem de bir müze Pendik’te farklı bir uygulamayı turizme kazandırabilir. Çünkü tren yolunun üst tarafına doğru höyük devam ediyor ve buradan da çok sayıda mezar ve köy yapısının olduğu tahmin ediliyor. Marmara bölgesinde Fikirtepe ve Yenikapı kazılarından sonra sadece Pendik’te neolitik dönem izlerine rastlanıldı. Anadolu ’da Çatalhöyük, Göbeklitepe, Amik Ovası’nda Tell Cudeyde, Tarsus - Gözlükule, Mersin Yumuktepe gibi kısıtlı yerlerde neolitik dönem izlerini görüyoruz.
İstanbul Arkeoloji Müzesi’nden arkeolog Sırrı Çömlekçi:
Yenikapı’daki (Neolitik/Taş Devri) dönemi mezar buluntuları ile karşılaştırıyoruz. Aralarında akrabalık bağı var mı, karşılaştılar ya da birbirlerine ziyarete gittiler mi inceliyoruz. Evlerin temelleri, çöp çukurları neolitik dönem için oldukça önemli veriler. İstanbul için önemli bir gelişme.