Vatan Partisi lideri ve cumhurbaşkanı adayı Doğu Perinçek, 24 Haziran seçimlerine ilişkin olarak, "Koşullar, Türkiye’yi Kemalist devrime zorluyor. Türkiye, tekrar Atatürk yoluna girecek ve bunun önderliğini biz yapacağız. Bu çetin dönemden gençlerle çıkacağız” dedi.
Sözcü'den Saygı Öztürk'e konuşan Perinçek, "Mevcut sistemin ekonomisi çöktü. Borçlanarak devam etmesi mümkün değil. ABD, İsrail. Güney Kıbrıs, Doğu Akdeniz'de Türkiye'ye karşı tatbikat yapıyor. Namlular, Türkiye'ye çevrilmiş durumda. Bütün bu koşullar, Türkiye'yi Kemalist devrim yoluna zorluyor" ifadesini kulllandı.
“Türkiye, Atatürk yoluna girecek ve bunun önderliğini Vatan Partisi yapacak" diyen Perençek, "Bu çetin dönemde göreceksiniz, hükümet olacağız” diye konuştu.
Vatan Partisi'nin milletvekili adaylarının önemli bölümünü gençler oluşturuyor. Son 10 yılda gençlik eylemlerine öncülük etmiş olanların ilk sıralardan milletvekili adayı gösterildiğini hatırlatan Perinçek, “Meclis'i gençleştireceğiz. Çünkü gençlerin önderliğiyle bu çetin dönemden çıkabiliriz. Diğerlerinden en önemli farkımız gençlik önderleriyle seçime girmemiz” diyor. Doğu Perinçek, seçim vaatlerini de sıralıyor.
Rakipleri Meral Akşener ve Muharrem İnce gibi, Perinçek de “Mazotu köylüye 2 liradan vereceğiz” diye konuşuyor. Diğerlerinin değil, bunu ancak kendisinin yapabileceğini, çünkü İran'dan ucuz mazot alabileceğini belirtiyor. “Vatanın bütünlüğünü sağlayacağız. İran'la işbirliği yapıp Kandil'e üç ay içinde beyaz bayrak çektireceğiz” diyen Perinçek, “Vaatler halkı tavlamaya yönelik” ifadesini kullanıyor ve şöyle devam ediyor:
“Türkiye'de çöküş tablosu var. Tıpkı, Birinci Dünya Savaşı koşullarındayız. Bu zorlu dönemden yükleri paylaşarak ve birleşerek çıkmayı toplumumuza vaat ediyoruz. Hiç kimse aç, açıkta kalmayacak. Ordumuzun ve polisimizin parasal kaynakları sağlanacak. Parasız sağlık ve eğitim hizmeti vereceğiz. Bunun dışında ayrı vaatlerin halkı aldatma dışında bir değeri yok. Türkiye bir tasarruf dönemine girmek zorunda. Oradan üretim atağıyla çıkacak. Yabancılarla da milli paralarla anlaşma yapacağız. Yılda 40 milyar liralık yardım yapılıyor. Yani sadaka parası. Bunun yerine yatırım yapıp, en az 100 bin kişiye iş verirsiniz. Vatandaş sadaka almayacak, üretime katkıda bulunacak.”
Perinçek, ihtiyacın çok üzerinde imam hatip liseleri bulunduğunu hatırlatıyor. Bu konuda ne yapmayı planladıklarını şöyle açıklıyor: “Yıllık din görevlisi ihtiyacımız 40 imam hatip lisesiyle karşılanabiliyor. İhtiyaç fazlası imam hatip liselerini kapatıp o okulları üretime dönük meslek okullarına çevireceğiz. Tekrar eğitim birliğini sağlayacağız. Cumhuriyetimizin devrim kanunlarını uygulayacağız. Büyük bir eğitim seferberliği başlatacağız.”
“Ya sağlık sistemi?” diyorum. Perinçek, “İki yıl içinde herkese parasız sağlık hizmeti sunacağız, önleyici sağlık hizmetlerine ağırlık vereceğiz. Her köye, her mahalleye halk evi, tiyatro, spor salonu kuracağız” karşılığını veriyor.
Perinçek, Türk Silahlı Kuvvetleri'ni (TSK) yeniden emir-komuta birliğine kavuşturacağını söylüyor. Ordunun, Milli Savuna Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı ve Genelkurmay gibi üç ayrı kumanda merkezli olmayacağını belirtiyor, TSK'nın tek bir emir-komuta yapısı olacağını, kapatılan askeri okullar, sağlık hizmeti veren kurumların yeniden çalıştırılacağını, astsubayların özlük hakları konusunda eşitsizlikleri gidereceğini ekliyor.
Doğu Perinçek, seçime 10 gün kala sadece Ankara, İstanbul, İzmir, Malatya gibi illerde mitingler yapacak. Bunun nedeninin parasızlık olduğunu söylüyor ve ekliyor: “Hazine'den 400 milyon lira AKP'ye, 230 milyon lira CHP'ye, 100 küsur milyon lira MHP'ye, 99 milyon lira da HDP'ye veriliyor. Biz ise vatandaşın fedakarlıklarıyla seçim kampanyası yürütüyoruz. Eşit olmayan koşullarda seçime gidiyoruz. Devlet, partimize 20 milyon lira verse Meclis'te oluruz. Bir miting bir milyon lira. Bizim partiye insanlarımız destek veriyor.”
Doğu Perinçek'e rakiplerini soruyorum. Onları şöyle değerlendiriyor:
– Recep Tayyip Erdoğan: Çıkmazda. Hem ekonomide, hem de Suriye siyaseti nedeniyle dış politika ve güvenlikte çıkmazda.
– Muharrem İnce: O da Tayyip Erdoğan'ın çıkmazını paylaşıyor. Kemal Derviş'in kopyası. Çözüm vaat etmiyor, dahası, PKK'lıyı cumhurbaşkanı yardımcısı yapacağını söylüyor.
– Meral Akşener: Akşener'in, İnce'den pek farkı yok. Tamamen ABD'nin kontrolünde. Örneğin OHAL'i kaldıracağını söylüyor. O zaman terörü nasıl kazıyacak.
– Temel Karamollaoğlu: Onları da tamamen ABD'nin kontrolüne aldılar. Eskiden bazı milli tavırları vardı. O da şimdi ana dille eğitimi savunma noktasına geldi.
– Selahattin Demirtaş: ABD ve İsrail'in kontrolünde olan partidir. Bunları bırakın hükümet ortağı yapmayı, kapatılması gereken bir partidir. Demirtaş, cezaevinde kalsın diye bir şey demiyoruz. İsteriz ki cumhurbaşkanı adayları topluma kendilerini serbestçe anlatsınlar.
[Doğu Perinçek, ekibiyle 24 Haziran için çalışıyor. Milletvekili adaylarının önemli bölümünü gençlerin oluşturduğunu söyleyen Perinçek, “Meclis'i gençleştireceğiz” diyor.]
Doğu Perinçek, ekibiyle 24 Haziran için çalışıyor. Milletvekili adaylarının önemli bölümünü gençlerin oluşturduğunu söyleyen Perinçek, “Meclis'i gençleştireceğiz” diyor.
Perinçek, kimsenin “Terör örgütü” diyemediği dönemde”, FETÖ için “Terör örgütü” diyordu. Perinçek, FETÖ'nün üzerine kararlı olarak gideceğini belirtiyor ve şunları söylüyor: “Biz 40 yıldır FETÖ ile mücadele ediyoruz. Fetullah Gülen usulüne uygun istendi, istenmedi tartışması yaşanıyor. Bize göre Gülen'i Türkiye'ye getirme diye bir gayrete gerek yok. Feto bir cesettir. İster Nevada çölüne gömsünler, ister okyanusa atsınlar. Bunu ABD kendisi bilir. Boşa Türkiye'ye getirmek için zahmet etmesinler.”
Perinçek, sözlerini şöyle sürdürdü: “FETÖ ile mücadelede AKP'den tamamen farklıyız. Onların, FETÖ'nun etkisi altında kalan vatandaşları kültürel olarak dönüştürme şansı yok. Çünkü aynı ideolojik zemindeler. Bir tarikattı, öbür tarikatın ideolojiyle tasfiye edemezsiniz. Biz ise Atatürk devrimlerinin ideolojisiyle hepsini Cumhuriyetçi yapma olanağına sahibiz.”
Doğu Perinçek, OHAL için ise şunları söylüyor: “OHAL olanakları olmadan teröre karşı mücadele kesin zafere ulaştırılamaz. OHAL, Türkiye'nin toprak bütünlüğünün korunması açısından da şarttır. Ancak bizim uygulayacağımız OHAL, Tayyip Erdoğan'ın uyguladığı OHAL değildir. Onlar TBMM'yi devre dışı bırakmak amacıyla OHAL'i sürdürüyor. Torba yasalarla devre dışı bırakıyor. Tarımdan, sağlığa her alanda kararnameleri OHAL'de düzenliyorlar. Biz ise OHAL'i terörü bitirmek ve vatan bütünlüğünü korumak için istiyoruz. Bugünkü OHAL uygulamasını kanun dışı buluyoruz.”