HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, "Uğruna ağır bedeller ödediğimiz demokrasi mücadelemizin tabii ki kendi cumhurbaşkanı adayı olacaktır. Mücadelede varız, direnişte varız, siyasette varız, yarışta varız, ülkeyi yönetme iddiasında da varız, cumhurbaşkanlığında da varız" dedi. "Bu seçimlerin ikinci turu kesinlikle hazirandadır" ifadesini kullanan Buldan, Emek ve Özgürlük İttifakı dışında kalan muhalefeti eleştirdi.
Buldan, "Biz bir taraftan iktidarın politikalarıyla mücadele ederken diğer taraftan da ülkenin siyasi kaderini, bizim dışımızdaki siyasal muhalefetin, ürkek çekingen, ortaklaşmadan ve mücadeleden uzak tutum ve anlayışına da asla terk etmeme kararlılığı içerisindeyiz. Her gün kriz ve çatışma üreten tekçilik sistemini kökten değiştirme iddiası yerine restorasyonla yetinen bir anlayış ülkeyi yine aynı çıkmazlığa sürükleyecektir. Mevcut gemi her taraftan su almaktadır. Bir iki yamayla geminin yeni kaptanı olma arzusunun ötesine geçemeyen bir muhalefet anlayışıyla bu gemi kıyıya ulaşamaz" dedi. , "HDP ile aynı kareye girmekten dahi imtina eden siyaset, büyük resmi görmekten uzaktır" diyen Buldan, "Cumhurbaşkanı adayımızı yakın zamanda halklarımıza müjdeleyeceğiz" ifadesini kullandı.
Buldan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin, "HDP’nin kapatılması adalet ve demokrasinin onurudur" sözlerine de yanıt verdi. Buldan, "Ben de diyorum ki asıl sizin ve ortağınızın Kürt düşmanlığı siyasetinin bitirilecek olması demokrasinin en büyük onuru olacaktır. Bu onuru da bu ülkeye ilk seçimlerde bizler yaşatacağız" dedi.
Partisinin grup toplantısında konuşan Buldan'ın açıklamalarından öne çıkan başlıklar şöyle:
“Sizleri İstanbul mitingimizin coşkusuyla selamlıyorum. Konuşmama başlarken bundan 16 yıl önce katledilen sevili Hrant Dink’i saygıyla anarak başlamak istiyorum. Umut dolu gülüşünü unutmadık. Ömrünü adadığın barışı ve özgür bir ülke düşünü unutmadık. Seni bizlerden kopartan karanlığı da unutmadık. Katliama yol verenleri unutmadık unutturmayacağız. Bu cinayetlerin üzerinin kapanacağını düşünenler bilsin ki gerçek bir adalet ve yüzleşme süreci mutlaka bu ülkede işleyecektir. Hiçbir katliam karanlıkta kalmayacaktır. Tüm bu karanlığın sona ermesine ve bu ülkenin aydınlığa çıkmasına az kaldı. Bir kez daha sevgi ve özlemle anmak istiyorum Dink’i.
Emek ve Özgürlük İttifakı olarak ilk mitingimizi pazar günü İstanbul’da gerçekleştirdik. Savaşa, yoksulluğa, tecrite, adaletsizliğe hep birlikte hayır dedik. Bu ülkeyi karanlığa teslim etmemek üzere o meydanda halkımızla sözleştik. Bu ülkeyi karanlığa teslim etmek isteyenlere karşı omuz omuza yürümenin startını verdik. Söz birliği, güç birliği yaptık, orada da söyledik bu daha başlangıç. Büyüyerek geliyoruz, EMEK olarak, özgürlük olarak, yarınların güçlü sözü olarak geliyoruz. Bu birliktelik özgür yarınları birlikte kurma ortaklığıdır. Bu ülkeyi, AKP-MHP iktidar karanlığından kurtarma ortaklığıdır. Başarmak ve kazanmak için yola çıktığımızı bugün yine aynı şekilde söylüyoruz. Büyük finali mutlaka halkımızla buluşturacağız. AKP-MHP bloğu kapatma davasıyla Hazine yardımı gaspıyla özellikle seçim sürecinde bir belirsizlik ortamı ve karasızlık havası yaratabilmek için çırpınmaktadır. HDP’siz bir seçim süreci algısı yaratabilmek için sis dalgası oluşturmaya çalıştıklarını hep birlikte görüyoruz. Buradan diyorum ki bu çabalar boşuna nafile. HDP için de halkımız için de asla belirsizlik ortamı yoktur, olmayacaktır. HDP’nin gündemini sadece ve HDP ve halkımız belirler. Bizim gündemimiz, mücadele hedefimiz, siyasete topluma ekmeğe darbe yapanlara karşı bu ülkeyi demokratik bir geleceğe taşımaktır. Bu gündemi hiç kimse değiştiremeyecektir. Sizi sandıkta yeneceğiz, nokta.
Biz bunca bedeli boşuna ödemedik. Demokratik siyaseti tüm darbelerinize rağmen daha da büyüterek bugünlere getirmeyi başardık. Büyük mücadeleler verdik ama asla boyun eğmedik. Bundan sonra da size, rejiminize, baskılarınıza boyun eğmeyeceğiz, biat etmeyeceğiz, önünüzde diz çökemeyeceğiz.
'Ceketimi satarım HDP’ye her türlü desteği sunarım' diyen bir halk iradesini durduracağınızı sanıyorsanız çok büyük yanılıyorsunuz. Bu mücadeleyi Türkiye halklarının ortak iradesi ve gücüyle büyük kazanımlarla buluşturacağız. İktidar seçimler için bir takvim arayışındadır. Sürekli papatya falı açıyorlar, kaybedecekleri günü seçmekte zorluk yaşıyorlar. Onlar için elbette ki zor bir seçim olacak. Haziran’dan korktuklarını biliyoruz. Çünkü 7 Haziran sendromları var. Nisan-mayıs arasında gidip gelen bir ittifak var. Gidip de gelemeyeceğiniz tarihi ben söyleyeyim. Bu seçimlerin ikinci turu kesinlikle hazirandadır ve hazirandan kaçamayacağınızı özellikle belirtiyorum.
Sevgili Demirtaş’ın kamuoyuyla paylaştığı mesajların engellenmesine yönelik arayışlarda bir kez daha görüyoruz. Sevgili Demirtaş’ı susturabileceklerini sanıyorlar. Demirtaş, milyonların kendisidir. Milyonları susturamaz halkın sesini kesemezsiniz. Halkın sahiplendiği ve umut olarak gördüğü bir siyaseti tecritle, yasaklarla, baskıyla engelleyemezsiniz. Onun için bir kez daha sorumlu, duyarlı herkese seslenmek istiyorum iktidarın tecrit politikasına hep birlikte karşı çıkalım.
Tecride savaşa talana, yolsuzluğa hukuksuzluğa hep birlikte karşı çıkaralım ki bu ortak sesi ortak geleceğin inşa sürecine hep birlikte çevirelim. Çağrım tüm demokrasi güçlerinedir, tüm yurttaşlaradır. HDP’nin durduğu nokta ve yürüttüğü mücadele, iktidarın oyun planlarını durduracak en güçlü yoldur. Biz bir taraftan iktidarın politikalarıyla mücadele ederken diğer taraftan da ülkenin siyasi kaderini, bizim dışımızdaki siyasal muhalefetin, ürkek çekingen, ortaklaşmadan ve mücadeleden uzak tutum ve anlayışına da asla terk etmeme kararlılığı içerisindeyiz. Her gün kriz ve çatışma üreten tekçilik sistemini kökten değiştirme iddiası yerine restorasyonla yetinen bir anlayış ülkeyi yine aynı çıkmazlığa sürükleyecektir. Mevcut gemi her taraftan su almaktadır. Bir iki yamayla geminin yeni kaptanı olma arzusunun ötesine geçemeyen bir muhalefet anlayışıyla bu gemi kıyıya ulaşamaz.
Biri kara kış diğeri sonbahar olan bu iki kutupla bahar bu ülkeye gelmez. Baharı getirecek olan HDP’dir, HDP’nin üçüncü yoludur. Biz, tarihi sorumluluğumuzu yerine getirme, tarihi rolümüzü oynama konusunda kararlıyız. HDP ile aynı kareye girmekten dahi imtina eden siyaset, büyük resmi görmekten uzaktır.
Emeğimizi ekmeğimizi geleceğimizi çalan soygun düzenine tüm kapıları kapatma seçimi olacaktır. Cumhurbaşkanı adayımızı yakın zamanda halklarımıza müjdeleyeceğiz. Türkiye halklarının tüm renklerini temsil eden bir cumhurbaşkanı adayımızla seçimlere gireceğimizin altını bir kez daha kalın harflerle çizmek istiyorum. Uğruna ağır bedeller ödediğimiz demokrasi mücadelemizin tabii ki kendi cumhurbaşkanı adayı olacaktır. Mücadelede varız, direnişte varız, siyasette varız, yarışta varız, ülkeyi yönetme iddiasında da varız, cumhurbaşkanlığında da varız.
Bugün siyasetin anahtarı nasıl bizlersek parlamentonun belirleyici anahtar gücü ve iradesi de yine biz olacağız. Hedefimiz çok büyük. Halkımızın ayrımsız bütün inanç ve kimliklerin, demokrasi, adalet ve barış isteyen herkesin, ötekileştirenlerin, feministlerin, emekçilerin, engellilerin iradesini en güçlü olarak temsil edildiği bir parlamentoyu hedeflediğimizi ve bu uğurda büyük mücadele vereceğimizi herkesin bilmesini istiyoruz. Sandıklardan geleceğimizi çıkaracağımız bir süreçtir bu seçim süreci. Halka açlık ve yoksulluk yaşatan, yalancı, trolcü, darbeci, yozlaşmış düzeni değiştirme seçimi olacağını bir kez daha vurgulamak isterim. Mafya düzenine, her gün kin ve nefret üreten siyasete, liyakatsizlik düzenine, yolsuzluk çarkına son verme seçimi olduğunu bir kez daha ifade ederim. AKP-MHP iktidarına nokta koyma zamanı geldi. Karanlığı geçmişte bırakma, aydınlığın yolunu açma seçimidir. Herkes seçimleri böyle görmelidir. Bu seçimi sadece bir düzenden kurtulma değil aynı zamanda demokrasi ve barış içinde adaletli, özgür bir düzeni de birlikte kuruma düzeninin önünü açma seçimidir.
Dün yine bu kürsüden yine bize bir laf etti; 'HDP’nin kapatılması adalet ve demokrasinin onurudur' diye bir söz söylemiş MHP Genel Başkanı. Ben de diyorum ki asıl sizin ve ortağınızın Kürt düşmanlığı siyasetinin bitirilecek olması, demokrasinin en büyük onuru olacaktır. Bu onuru da bu ülkeye ilk seçimlerde bizler yaşatacağız."