Halkların Demokratik Partisi (HDP) 3. Olağan Büyük Kongresi sonrası ilk grup toplantısı yapıldı. Yeni seçilen Eş Genel Başkan Pervin Buldan grup toplantısında konuştu. Buldan, “Deniz Yücel’in serbest bırakıldığını gördük. Şu anda cezaevlerinde başka gazeteciler, başka aydınlar da var. Hemen akabinde Altan kardeşler ve Nazlı Ilıcak’a verilen ağırlaştırılmış müebbet cezasını kınıyoruz. Onların serbest kalması için ABD’den, Almanya’dan, Fransa’dan tank ve top mu almanız gerekiyor? Onların serbest kalması için hangi anlaşmaların yapılması gerekiyor?” diye sordu.
Gazeteci Deniz Yücel’in bir “pazarlık” sonucu serbest bırakıldığını söyleyen Buldan, “Elbette ki bir gazeteci, bir aydın cezaevinde olmamalıdır, Deniz Yücel’in serbest bırakılmasından duyduğumuz mutluluğu ifade etmek isteriz. Ancak Almanya’da yapılan kirli pazarlıklar sonucu adalete rağmen nasıl serbest bırakıldığına hep birlikte tanıklık ettik. Oysa tankların verildiği ve böyle bir anlaşma sonucunda Deniz Yücel’in serbest bırakıldığını gördük. Şu anda cezaevlerinde başka gazeteciler, başka aydınlar da var. Hemen akabinde Altan kardeşler ve Nazlı Ilıcak’a verilen ağırlaştırılmış müebbet cezasını kınıyoruz. Onların serbest kalması için ABD’den, Almanya’dan, Fransa’dan tank ve top mu almanız gerekiyor? Onların serbest kalması için hangi anlaşmaların yapılması gerekiyor?” diye konuştu.
Buldan, 40 bine yakın kişinin katılımıyla gerçekleşen kongrenin Türkiye tarihi açısında önemli bir kongre olduğuna vurgu yaparak, “Çünkü her türlü zorbalığın ve faşizmin gittikçe arttığı bir dönemde bu kadar büyük bir salonu doldurmak her babayiğidin haddi değildir. Bunu yapacak tek güç Türkiye halklarıdır ve bu da bir kez daha gerçekleşmiştir. HDP üzerindeki zulüm devam ettiği bir zamanda, demokratik siyaset kanalarının tıkatıldığı, siyasilerin rehin alındığı bir süreçte böyle bir kongre yapmak bizlere nasip oldu. Hangi parti olursa olsun, bir milletvekili tutuklu olsa bile o partinin kapısına kilit vurulur. Ancak biz 9 milletvekilimiz, belediye eşbaşkanlarımız, parti yöneticilerimiz, il ve ilçe eşbaşkanlarımızın tutuklu olduğu bir dönemde böylesi görkemli bir kongre gerçekleştirmenin gururunu yaşıyoruz. Halkımız bir kez daha ‘tüm baskılara rağmen 10 binlerle kongreye gelmesini biliriz’ demiştir.
Buldan, Afrin operasyonuna ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu: “Türkiye’nin Efrin’e başlattığı savaş 32. gününde ‘3 saatte gireriz, temizleriz’ dediler; ama 32 gündür girmeye çalışıyorlar. Oysa Efrin, barışın kalesidir. Efrin’de halklar eşit, özgür demokratik bir yönetim kurmak için çaba sarf ediyorlar. Efrin aynı zamanda sığınmacıların savaştan kaçtığı bir huzur yeridir. Ve Efrin bir istikrar bölgesidir. Türkiye bir istikrar oluşmasını engellemek için orada. ‘Terör koridorunu bozmak için gidiyoruz’ dediler, ama herkes biliyor ki orada yaşayanlar huzur içinde, barış içinde yaşıyorlar. Ankara’dakiler de pekiyi biliyorlar ki bu bölgede eğer demokratikleşme gerçekleşirse kendilerini demokratikleştirmek zorunda kalacaklar.
Buldan, konuşmasına devam ettiği sırada yeni gözaltından çıkan HDP’nin önceki dönem Eş Genel Başkanı Serpil Kemalbay, salona geldi. Kemalbay, alkışlarla karşılandı.
Buldan, Demirtaş'ın geçtiğimiz hafta gerçekleşen davasına ilişkin şöyle konuştu; “Fakat çözüm sürecinin bitirilmesiyle birlikte yargının durumu gözler önünde. Çözüm sürecinin sona ermesiyle birlikte ülkenin karşılaştığı yargıdan bahsetmeden geçmek olmaz. Partimizin Eş Genel Başkanlığı’nı yapan ve 14 Şubat’ta Sincan’da Sevgili Selahattin Demirtaş, 3 gün boyunca yargılanmaya çalışıldı. O 3 gün boyunca Selahattin Demirtaş hükümeti yargıladı, adaleti yargıladı, mahkeme heyetini yargıladı. Demokrasinin, hukukun nasıl ayaklar altına alındığını gösterdi. Selahattin Demirtaş Türkiye’ye bir hukuk dersi verdi, siyasi bir ders verdi. Bir ahlak dersi verdi. Selahattin Demirtaş’ın yaptığı hem esasa hem usule ilişkin savunmalarının hukuk derslerinde okutulacağına inanıyoruz. Bir milletvekilinin dokunulmazlığı olduğu halde nasıl yargılandığına tanıklık ettik. Bir milletvekilinin konuşmalarından dolayı, yasama sorumsuzluğuna dair nasıl sorgulandığına tanıklık ettik. O mahkemede, Türkiye’deki hukuk, adalet bir kez daha ayaklar altına alınmıştır. Tutuklu tüm rehine arkadaşlarımızın derhal serbest bırakılması gerekiyor” diye kaydetti.