HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, “Bugün sorumluluğu olanlar, sanki yaşanan bu depremde hiçbir sorumlulukları yokmuş gibi davrananlar şunu bilsin ki hesap vereceksiniz. Binlerce insanımızın enkaz altında kalmasından dolayı hesap vereceksiniz. Bu halk sizlerden hesap soracak” dedi.
Buldan ile beraberindeki heyet, 15 gün arayla meydana gelen dört büyük depremin etkili olduğu Hatay’a gitti. Buldan'a; HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı ve Adana Milletvekili Tülay Hatimoğulları, HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı ve Batman Milletvekili Mehmet Rüştü Tiryaki, HDP İzmir Milletvekili Murat Çepni, görevinden alınan ve yerine kayyum atanan Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk, eski milletvekili Sırrı Sakık, Demokratik Toplum Kongresi Eş Başkanı Berdan Öztürk ile HDP bileşeni partilerin eş başkanları, başkanları ve sözcüleri eşlik etti.
Buldan, ilk olarak depremin vurduğu kentlerde olan İskenderun'a geldi. İskenderun Kriz Koordinasyon Merkezi'nde bilgi alan Buldan, daha sonra basın mensuplarına açıklamalar yaptı.
"Kentlerimizde hâlâ eksikliklerimizin olduğunu da görüyoruz"
Buldan, deprem bölgelerinde eksiklerin olduğunu vurgulayarak, “Hatay başta olmak üzere bütün kentlerimizde hala eksikliklerimizin olduğunu da görüyoruz. İnsanlar hâlâ enkaz başında yakınlarının cenazesinin çıkmasını beklerken bir yandan da eksi dereceye düşen gecelerde üşümenin ve buna benzer mağduriyetlerin yaşandığını hala görüyoruz. Çadır eksikliğinin özellikle çok fazla olduğu ısınma ve barınmanın çok fazla yaşandığı bu kentte feryatları duyuyoruz. Çadıra ve barınmaya ihtiyaç var. Enkazın altından insanların çıkarılmasına ihtiyaç var” diye konuştu.
"Buradan uyarıyoruz"
Yetkililere seslenen Buldan, şunları söyledi:
"İlk günlerde hiçbir şekilde müdahale edilmeyen iş makinalarının olmadığını bu kentte bugün bakıyoruz ki iş makinaları enkazları kaldırmak için sıraya girmişler. Depremzedelerin yakınlarının enkazın altında bırakılanların feryadı özellikle cenazelerine bir an önce kavuşmak ve bu cenazelerin vücut bütünlüğünün bozulmadan dini vecibelerin yerine getirilerek gömülmesi, defnedilmesidir. Fakat öyle bir şeyle karşı karşıyayız ki o gün ortada olmayanlar bugün bir seferberlik içerisinde iş makinalarını enkazların olduğu yerde kullanmaya başlamışlar. Buradan uyarıyoruz, vücut bütünlüğü bozulmadan o cenazelerin enkaz altından çıkarılması, dini, vicdani ve ahlaki olarak bir gerekliliktir.”
"Bu ülkenin size bir yıl bir gün dahi tahammül edecek gücü kalmamıştır"
Buldan, şöyle devam etti:
“Bugün sorumluluğu olanlar sanki yaşanan bu depremde hiçbir sorumlulukları yokmuş gibi davrananlar şunu bilsin ki hesap vereceksiniz. Binlerce insanımızın enkaz altında kalmasından dolayı hesap vereceksiniz. Bu halk sizlerden hesap soracak. Binalara imar affı çıkarmanızdan dolayı, enkazın altında kalan insanları çıkarmadan enkaz işlemlerine başladığınız için sizlerden hesap soracak. 20 yıldır topladığınız yaklaşık 40 milyar dolarlık deprem vergisini, depremin dışında her yerde çar çur etmenizden dolayı insanlar sizden hesap soracak. Dolayısıyla bütün bunlar yaşanırken ‘Bana bir yıl verin’ diyen Cumhurbaşkanına sesleniyoruz, bu ülkenin, halkların, toprakların, coğrafyanın bırakın size bir yıl bir gün dahi tahammül edecek gücü kalmamıştır. Bir yılı size ödül olarak hiç kimse vermeyecek çünkü gideceksiniz. Bu halk sizden hesap soracak, hesap vere vere gideceksiniz.”
"Bu felaketin en büyüğü iktidarın yarattığı felakettir"
Eski Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk ise şunları söyledi:
“Bu coğrafyada halklarımız demokrasiye inanan insanlarımız, içinde halk sevgisi olanlar birinci gün harekete geçti. Yaraları sarmaya, azaltmaya yönelik büyük bir çaba gösterdi. Ama ne yazık ki devlet 3-4 günde bırakın halka ulaşmayı halka ulaşmak isteyenleri bile engelleyen bir tavır ve tutum içinde oldu. Elbette bu felaketin en büyüğü iktidarın yarattığı felakettir. Deprem üzerinden ikinci bir felaketin yaratılmasıdır. Yalnız şunu gördük bu ülkede Türk’üyle, Kürt’üyle, Arap’ıyla herkes bu felakette mağdur olan depremzedelerin yaralarını, acılarını azaltmaya yönelik büyük bir çaba gösterdiler. Bu gelecek için bize büyük bir umut verdi. Halklarımızın ortaklaşması, halklarımızın dayanışma içinde olması bizler için çok önemlidir. İnanıyorum ki devletin bu duyarsızlığına karşı halklarımızın bugün duyarlı bir şekilde davranması bize gelecekle ilgili umut veriyor.” (ANKA)