Peugeot 4007 2.2 LT HDI

Peugeot 4007 2.2 LT HDI
Bir ortaklık eseri daha karşımıza çıktı. Mitsubishi ve PSA ortaklığının bir ürünü olan Peugeot 4007 iddialı görünüyor. Blunduğu ortama yakışan 4007, Mitsubishi alt yapısı sayesinde de her yerde güven veren bir karaktere sahip Fransız otomobil üreticisi Peugeot, işbirliklerinin sonuçlarını almaya devam ediyor. Küçük ticari araçta ortak üretilen bir model olan Bipper’in ardından, şimdi de bir diğer ortak model olan 4007 Türkiye yollarına çıktı. Mitsubishi ve PSA Grubu’nun (Peugeot-Citroen) ortaklığı olarak yollara çıkan 4007, can yakıcı özelliklerinin fazla olmasına güveniyor. Araziye çıkacak kadar iddialı olmak aslında kolay bir iş değil. Fakat son dönemlerde otomobil üreticilerinin tercih ettiği ortak üretimlerin ardından, bu durum tamamen değişmiş gibi görünüyor. Mitsubishi çatısı altında Outlander, Peugeot çatısı altında 4007 ve Citroen çatısı altında da CCrosser adıyla boy gösteren bu yeni SUV, sahip olduğu genlere bakıldığında başarılı olacağını haykırıyor. Mitsubishi’nin arazi kabiliyetini kullanan ve bu platform üzerinde yükselen Peugeot 4007, görünüm konusunda karma tasarımı ile beğeni kazanıyor. Yüzüne bakıldığında Peugeot olduğunu haykıran detaylara sahip olduğu görülen 4007’nin tasarımı, ona çapraz bir açıdan bakıldığında Porsche Cayenne’i andırıyor. Agresif görünen yüzü aracın albenisini artırırken, dinamik görünen profil tasarımı da yüzüyle uyum sağlayarak beğenimizi kazanmayı başardı. Arazi aracı olmasına rağmen hırçın ve sportif bir görünüme de sahip olan 4007’nin geniş C sütunu farklı görünmesini sağlıyor. Kardeş Peugeot modelleri ile bu tip benzer bir çalışma yapılarak bütünlük korunurken, arka tasarımında biraz daha sade olsa da yine agresif bir tarz yakalanmış. Bu bölümde de araç Audi Q7’yi andıran bir görünüme bürünüyor. İç mekânına geçildiğinde ise Peugeot 4007 sıradanlıktan nasibini alan eleştirilere uğrayacak gibi görünüyor. Zaten günümüze kadar yapılan açıklamalarda da hep bu yönde eleştiriler alan 4007’nin iç mekânı dışıyla uyumsuz görünüyor. Genişliğin ön planda tutulduğu iç mekânda 5 koltuklu bir oturma düzeni sunuluyor. 7 koltuklu versiyonsa Peugeot çatısı altında opsiyon listesinde yer alıyor. Sunduğu yaşam alanı ile göz kamaştıran 4007’nin iç mekânı elbette çok kötü değil ama sıradan bir tasarımın yerine insan biraz daha iyisini bekliyor. Bizim bu aracın içinde en çok hoşumuza giden yüksek teknolojili ses ve görüntü sistemi oldu. Orta konsolun üzerine yerleştirilen büyük bir ekrandan DVD ile filmler izlenebilirken, yüksek kaliteye sahip müzik sistemi de çok başarılı. Sorunsuz bir çalışma karakterine sahip olan bu sistemler 4007’nin sıradan iç mekânını neşelendirme konusunda elinden geleni yapıyor. Geniş görüş kamerasına da sahip olan 4007’de, bu kamera çoğu zaman istendiği gibi çalışmıyor. Yağışlı ya da arkadan sert bir ışığın geldiği anlarda kamera takip edilemiyor. Elbette bu tip durumlar olmadığında, gece görüş kamerasının büyük bir ayrıcalık sağladığını da söylememize gerek yok. Çok net çalışan park yardımcısı da bu büyük Peugeot’nun park edilmesini kolaylaştırıyor. Yaşam alanı, bagaj hacmi gibi konularda beklendiği gibi bir sorunu olmayan 4007’nin, koltukları da sorunsuz. Yan destekleri ve minder yapıları ile beğenimizi kazanan koltuklar uzun süreli yolculuklarda da başarılı karakterleri ile övgü alıyor. 4007’nin en önemli dezavantajlarından biri ise gürültüsü… Camlardan sızan rüzgâr sesi ile birlikte aracın içindeki gürültü seviyesi rahatsız edici boyutlara ulaşıyor. Yaptığımız ölçümlerde de gürültü sınırının üzerine çıkan 4007, mekanik sesler ve çok başarılı olmayan yalıtım sistemi nedeniyle biraz baş ağrıtabiliyor. Bu aracın motor kaputunun altında ise başarısını kanıtlamış olan HDi dizel motor yatıyor. 2.2 lt’lik dizel motor, performansı ile göz kamaştırırken, yakıt tüketimi ile de cep dostu olduğunu ortaya koyuyor. 8.5 lt civarında dolaşan yakıt tüketimi bu tip araçlar içinde başarılı sayılabilir. 156 HP güç ve yüksek torku ile dudak ısırtan bir performansa sahip olan Peugeot 4007, küçük sınıftaki bir otomobil gibi 0-100 km/s hızlanmasını, kendisinden beklenmeyen bir ataklık içerisinde tamamlıyor. Yüksek yapısına rağmen yapmış olduğumuz asfalt sürüşlerinde cesur kullanımlar yapmamıza da izin veren 4007, şartlar biraz daha zorlaştırıldığında ise arkadan kayma eğilimi gösteriyor. Limitleri dâhilinde yani neyin içinde olduğunuzu bilip buna göre hareket ettiğiniz durumlarda ise 4007, sürücüsünden gelen talepleri rahatlıkla karşılıyor. Bununla birlikte ilk kalkışlar sırasında yüksek güç ve yüksek tork nedeniyle biraz daha dikkatli olunmasında yarar var. Hiç beklemediğiniz bir anda gelen (1500 d/d’den sonra) yüksek hızlanma isteği 4007’nin ciddi bir ivme ile öne atılmasını sağlıyor. Yüksek yapısı, ferah görüş açıları, kusursuz sürüş pozisyonu (direksiyona derinlik ayarı yapılamıyor olsa bile) ile kolay kullanılan 4007’nin dört tekerlekten çekiş sisteminin manuel olarak ayarlanabiliyor olması da bir avantaj. İki ya da dört tekerlekten çekiş sistemi vites kolunun yanında bulunan bir düğme ile devreye alınabilirken, şartlar ağırlaştığında kilit de bu düğme yardımıyla aktifleştiriliyor. Hafif rampa sürüşlerinde ve özellikle ıslak zeminlerde iki tekerlekten çekiş sistemi ile zorlanan 4007, dört tekerlekten çekiş sistemine alındığında ise yoluna sorun yaşamadan devam ediyor. Arazi yapısı ile güven veren araç, hafif arazi şartlarında da yoluna kendinden emin bir şekilde devam ediyor. Mitsubishi altyapısının verdiği güven de sürücünün biraz daha rahat olmasını sağlıyor. Fren performansı ile test ekibinin ağzını açık bırakan sonuçlara imza atan 4007, duruş karakteri sayesinde de övgüyü alıyor. Otomobillerin bile ulaşamadığı panik fren duruş mesafelerine imza atan 4007, duruş sırasında da stabil yapısını koruyarak kendinizi güvenli bir aracın içinde hissetmenizi sağlıyor. Direksiyon sistemi biraz hissiz olsa bile yönlendirme netliği konusunda bir sorun yaşanmıyor. Direksiyon simidi de bizden geçer not alırken, altı ileri oranlı manuel şanzımanının yerine ise konfor için otomatik şanzımanı tercih ederdik doğrusu. SONUÇ (Murat TOSUN)Mitsubishi’nin alt yapısını ve Peugeot’nun son dönemlerde benimsediği agresif ve yırtıcı tasarımı kullanan 4007 can yakacak gibi görünüyor. Kükreyen aslan logosu ile araziye dalan Peugeot, 4007 ile aradığını bulacak mı, bunu zaman gösterecek ama 4007 bizden geçer notu aldı bile. Yırtıcı görünümü kadar çekici olmaktan uzak olan iç mekanı, ses ve görüntü sistemleri ile renklendirilen 4007, bu kadar gürültülü olmasa çok daha iyi işler yapabilir. Yüksek fiyat eksileri arasında... Artıları: Görünüm, motor, fren, genişlik, müzik ve eğlence sistemi Eksileri: Gürültü, donuk iç mekân, plastik kalitesi, fiyat