Elazığ'ın Karakoçan ilçesinde bir askerin eline pimi çekilmiş el bombası vererek patlamasına neden olduğu öne sürülen Piyade Teğmen Mehmet Tümer'in yargılanmasına başlandı. Tümer sorgusunda, "Hiç bir şekilde 4 askerimin şehit olmasını istemezdim. Kasıtlı, bilinçli bir şey değil. 56 günlük meslek hayatımın tecrübesizliği oldu" dedi.
8. Kolordu Komutanlığı Askeri Mahkemesinde başlayan davanın ilk duruşmasında tutuklu sanık Teğmen Tümer ile şehit Piyade Onbaşı İbrahim Öztürk'ün babası Hacı Öztürk ile Piyade Er Mesut Bulut'un babası Sinan, annesi Mevlüde ve amcası Bedir Bulut hazır bulundu.
Duruşmada Hacı Öztürk'ün davaya katılma talebi kabul edildi. Sanık Teğmen Tümer'in avukatı Behiç Cantürk'ün "Kamuoyunun doğru bilgilendirme hakkı ihlal edilmeksizin duruşmaların aleni yürütülmesine karışılmaksızın yayın yasağı getirilmesi" talebi ise mahkeme tarafından kabul edilmedi. Askeri savcının iddianameyi okumasının ardından sanık Tümer'in sorgulanmasına başlandı.
Sanık Tümer, sorgusunda İbrahim Öztürk ile asker Emrah Göz'ün uyuduğunun kendisine Uzman Çavuş Şakir Akçan tarafından bildirildiğini, Akçan'ın "Personelin silah ve teçhizat konusunda bir eğitime ihtiyacı olduğunu" söylediğini belirterek, kendisinin Akçan'ın verdiği Öztürk'e ait el bombası ile alev gizleyeni alıp bu askerin mevzisine gittiğini söyledi.
"El bombasının pimini çekip..."
Öztürk'e el bombasının sorduğunu, karşılığında "lakayt" şekilde "buradadır" cevabı aldığını öne süren Tümer, "(Göster) dedim bulamadı. (Uyuduğun için uzman aldı) dedim. El bombasının pimini çekip (mandalı bırakmadığın şekilde patlamaz) dedim. Ben de bir elimden diğer elime alarak bunu gösterdim. Bombayı verdim. Hiç bir şekilde yerinden ayrılmamasını söyledim. 1-2 dakika sonra elinde bombayı sallayarak ve gülerek roket mevzisine gittiğini gördüm. Kızdım, bağırdım. Mevzine otur dolaşma dedim. Ben, uzman çavuş Akçan, Piyade Kıdemli Astsubay Çavuş Soner Süvari ve habercim Piyade Çavuş Yiğit Acar ile mevzide otururken, Emrah Göz ile İsmail Turunç arasında daha önce bir tartışma yaşandığını öğrendim. Onlar ile konuşurken İbrahim Öztürk geldi. Bana, (Tek biksi mühimmatı elinde patlamış adamım. Bunu da patlatırım. Pimini verin) dedi. Ben de bu olayı çözdükten sonra gelip pimi takacağımı söyledim. İbrahim daha sonra hücum elemanları mevzisine gitmiş" dedi.
Babanın '4 askerin üzerine el bombası attı' iddiası
Tümer, "Hiç bir şekilde 4 askerimin şehit olmasını istemezdim. Kasıtlı bilinçli bir şey değil. 56 günlük meslek hayatımın tecrübesizliği oldu. Başında beklemem gerektiğini öngöremedim. Öztürk'ün başında beklemeyi akıl edemedim" dedi.
Sanık Tümer'in sorgusunun ardından söz alan baba Hacı Öztürk, Tümer'in oğlunun nöbette uyumasına karşılık devletin öngördüğü cezayı vermesini, askerlik süresini uzatması gerektiğini söyledi.
Öztürk, "Tümer, bu 4 askerin bir araya gelmesini bekledi. Ondan sonra 4 askerin üzerine el bombası attı" iddiasında bulundu.
Sorular
Müdahil Avukatı Özgür Murat Büyük'ün, "Daha önce pimi çekilmiş el bombası eline alarak eğitim yapmış mı? Başkasına böyle bir eğitim verildiğini görmüş mü?" sorusuna Teğmen Tümer, "Almadım. 56 günlük görev süremde İbrahim her görevde mutlaka uyurdu. İbrahim el bombası atışlarında başarısızdı. Harp Okulunda pimi kendimiz çekip kendimiz atardık" dedi.
Tümer, baba Öztürk'ün, oğlunun nöbette uyumasına karşılık kanuni cezayı vermesi gerektiği yönündeki sözlerine karşılık "Hiç bir askerimin askerliğini uzamasını istemedim" dedi. Tümer, Avukat Büyük'ün "Nöbette uyumanın cezası nedir?, Daha önce bu yönde ceza vermiş mi?" sorusuna ise "Görev sürem içinde her görev dönüşünde eğitim şeklinde bazı disiplin tedbirleri uyguladım" karşılığını verdi.
Sanık, Avukat Büyük'ün "Yapılan hareketi eğitim mi yoksa cezalandırma amacıyla mı yaptın?" sorusuna ise, "Eğitim maksatlı. Önceki gibi bir disiplinsizliği vardı silah teçhizat konusunda. Bu disiplinsizliğin giderilmesini düşündüm" cevabını verdi.
Avukat Büyük'ün soruların karşılık sanık Avukatı Behiç Cantürk, sanığa yönelik ikrar işlemi yapıldığını, sanığın zaten bunları söylediğini kaydetti. Cantürk, "Öngörmediği şey başında oturmaktı. İç güvenlik Harekatında 'tek er lider eğitiminde' el bombası konuları bulunuyor. Bunları bilmeden otobüs şoförü gibi sorgulanması hakkaniyete aykırı. Ayrıca askeri kanunda her asker kendisine teslim edilen silah ve cephaneden sorumludur. İbrahim Öztürk de bu şekilde olmuştur" dedi.
Avukat biksi mermisi ve el bombası istedi
Avukat Cantürk, "Tümer'in, Öztürk'ün şeref ve haysiyeti ile oynaması, veya dövmesinin daha mı iyi olacağını?" dile getirdiği sırada duruşmayı izleyici olarak takip eden Şehit Mesut Bulut'un babası Sinan Bulut, "4 kişi mi ölseydi?" diye tepki gösterdi.
Mahkeme heyeti Bulut'u ikaz etti. Cantürk, Öztürk'ün daha önce elinde biksi mühimmatı patlattığını söylediğini anımsatarak biksi mühimmatı ve el bombası istedi. Mahkeme, bilirkişi tarafından bu malzemelerin getirileceğini bildirdi.
"İtaatsizdi" iddiası
Avukat Cantürk, müvekkiline, "Öztürk'ün daha önce de verilen emirlere itaatsizlik gibi bir durumu olup olmadığını?" sordu.
Tümer, "Ben 1985 doğumluyum. Öztürk 1986 doğumlu. Verdiğim emirleri gözümün önünde yapardı ama hiç bir şekilde emirlere itaati yoktu. Ben yokken verdiğim emirleri yapmazdı" diye cevap verdi.
Tümer, Öztürk'e karşı bir husumet besleyip beslemediğine dair soruya ise hiç bir askeri arasında ayrım yapmadığını, her zaman iç içe olduğunu ve onlarla her zaman konuştuğunu söyledi.
Sanık Tümer, şehit Öztürk'ün elinde biksi mühimmatı patlaması olayının ne zaman olduğunu sorusuna ise "Ben gelmeden önce olmuş. Mühimmatı yere atmış, patlamış. Olayı görenler olmuş. Mühimmatı yere çarpmak suretiyle patlama olmuş" dedi.
"Size mevzide biksi mühimmatı hakkındaki sözlerinde Öztürk, bu olayın kaza olduğunu mu ifade ediyordu yoksa bir tehditvari edası var mıydı" sorusu üzerine Tümer, "Tam olarak çözemedim ama biksi mühimmatı hakkında söylediklerini gülerek söyledi" diye konuştu.
Bu sırada müdahil avukatı Büyük, Öztürk'ün 1988 doğumlu olduğunu belirtince, Teğmen Tümer, "Kol içinde 'Moruk' denirdi. Kolun en yaşlı insanı" diye cevap verdi.
Tümer, hakimin askerliğe ve subaylığa engel bir rahatsızlığı olup olmadığı, bu konuda bir tedavi alıp almadığı sorusuna ise böyle bir durumu olmadığı cevabını verdi.
Tanık astsubay süvari
Mahkeme daha sonra Astsubay Kıdemli Çavuş Soner Süvari'yi tanık olarak çağırdı. Süvari, olayın olduğu gece Öztürk'ün uyuduğunu gördüğünü kendisinin uyumaması için ikaz ettiğini söyledi.
Teğmen Tümer'in el bombasını Öztürk'e pimi çekerek verdiğini görmediğini, ancak Öztürk'ün davranışlarından bu durumun meydana geldiğini tahmin ettiğini belirten Süvari, şöyle devam etti:
"(Komutanım ne yaptınız?) dedim. (Ona ders olsun) dedi. Daha sonra (Komutanım pimi taksanız daha iyi olur, uygun bir davranış olur) dedim. (Gitsin otursun yerine takacağım zamanı biliyorum) dedi."
Süvari, hakimin sorusu üzerine görevli tim kolu ile ikinci görevi olduğunu, Tümer ile Öztürk arasında bir husumete şahit olmadığını belirtti. Tanık Süvari, patlamanın ardından Teğmen Tümer'in "Allah'ım ben ne yaptım? İbrahim sen neden oraya gittin? Beni neden dinlemiyorsun?" diye bağırdığını, olay yerine koştuğunu söyledi.
Süvari, müdahil avukat Büyük'ün "Bu olay bir eğitim mi ceza mı size göre? Çünkü Tümer (O'na ders olsun demiş)" sorusuna ise bu durumu eğitim olarak anladığını belirtti. "Eğitim ise neden pimi takmasını istedin?" sorusuna karşılık olarak Süvari, Öztürk'ün olayın önemini anladığını düşündüğünü söyledi.
Tanık uzmançavuş Akçan
Tanık Uzman Çavuş Şakir Akçan ise Öztürk'ün el bombası ile Emrah Göz'ün alev gizleyenini almasının nedeninin, "bir terörist sızmada ne durumla karşı karşıya gelebileceklerini göstermek, ayrıca time yeni geldiği için uyuduklarını inkar etmelerinin önüne geçmek" olduğunu söyledi.
Akçan, el bombasının piminin çekildiğini fark ettikten sonra Teğmen Tümer'e "(Komutanım böyle bir eğitim, ceza olmaz) dedim. O da bana 'cezadan çok fırsat eğitimi) diye cevap verdi" diye konuştu. Tanık Akçan, Avukat Büyük'ün "Pimi çekilmiş el bombası verilmesini eğitim mi ceza mı olarak değerlendiriyorsunuz? sorusuna "Öztürk gece uyuduğu için ceza olarak algıladığını" belirtti.
Akçan, pimi çekilmiş bombayı elde tutma konusunda kendisinin bir eğitim almadığını kaydetti. Akçan, "Öztürk'ün daha önce görevlerde uyuduğunu gördünüz mü sorusuna ise "Şahıs olarak görmedim. Ama olaydan sonra arkadaşların bu yönde bana beyanları oldu" dedi.
Yaş yakınlığı nedeniyle otoriteyi kabul etmeme durumu mu?
Bu arada Cumhuriyet Savcısı, Akçan'a "Öztürk ile Tümer arasında yaş yakınlığı nedeniyle bir otoriteyi kabul etmeme durumu var mıydı?" sorusuna böyle bir durum görmediğini, time katıldıktan 3-4 gün sonra patlama olayının meydana geldiğini belirtti.
Sanık Tümer ise Akçan'ın el bombası ve alev gizleyeni verdiğinde personelin silah ve teçhizat konusunda disiplinsiz, eğitime ihtiyacı olduğunu söylediğini hatırlatması üzerine Akçan, "Uyuduğunu söyledim. Disiplinsiz veya bu konuda bir şey demedim" diye cevap verdi.
"Eli terliydi"
Sanığın o dönemdeki emir eri, tanık Piyade Çavuş Yiğit Acar ise Öztürk'ün mevziye geldiğinde elinin terli olduğunu, "Az bir askerliğim kaldı. Takın artık pimi" dediğini belirterek, Tümer'in sinirli şekilde "Geç artık mevzine, gelip takacağım" dediğini söyledi. Acar, Avukat Büyük'ün sorusuna karşılık Tümer'in davranışını "Ceza" olarak algıladığını dile getirdi.
Şehit Öztürk'ün daha önce biksi mühimmatı patlattığı iddiasıyla ilgili olarak Acar, olay anında sesi duyduğunu belirterek, "Biksi mermisini elinden düşürerek patlatmış" dedi.
Acar, ifadesinde el bombasının kendisi tarafından Teğmen Tümer'e verildiğini belirttiği sırada Tümer, "Habercim yanlış hatırlıyor. Bana Uzman Akçan getirdi" dedi. Acar ise Akçan'ın kendisine verdiğini, kendisinin el bombasını Tümer'e verdiği iddiasında ısrar etti.
Tanık Acar ayrıca Öztürk'ün timde çay dağıtma görevinde olduğunu, kendisini genel olarak sıcağın da etkisiyle hücum yeleği ve teçhizatsız olarak mevziler arasında gördüğünü belirtti. Mahkeme, Acar'ın dinlenmesinin ardından diğer tanıkların dinlenmesi için duruşmaya ara verdi.
Karakoçan'da 17 Ağustos'ta Koçyiğitler Köyü Düzpete mevkisinde yürütülen iç güvenlik operasyonu sırasında mevzide el bombasının patlaması sonucu Piyade Er Mesut Bulut, Piyade Çavuş İbrahim Yaman ile Piyade Onbaşı İbrahim Öztürk ve Piyade Onbaşı Ali Osman Altın şehit olmuş, patlamanın Teğmen Mehmet Tümer'in, Piyade Onbaşı İbrahim Öztürk'e mevzide uyuduğu iddiasıyla pimi çekilmiş el bombasını vermesi sonucu meydana geldiği iddia edilmişti. Teğmen Tümer 18 Ağustos'ta sevk edildiği mahkemece "Bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne neden olmak" iddiasıyla tutuklanmıştı.