Pınar Doğan: Sahtecilik kanıtları dava dosyasına konmamış

Pınar Doğan: Sahtecilik kanıtları dava dosyasına konmamış
T24 - Balyoz davasının 1 numaralı sanığı eski 1. Ordu Komutanı emekli Orgeneral Çetin Doğan'ın kızı Pınar Doğan, "hukuki bir dava değil, bir kan davası" karşısında bulunduklarını öne sürdü. Pınar Doğan, Balyoz davasına dayanak olan CD'lerde ortaya koydukları zaman ve mekân tutarsızlıklarına ilişkin bulguların savcılar tarafından dava dosyasına konmadığını tespit ettiklerini açıkladı.Harvard Üniversitesi öğretim üyesi Pınar Doğan, ANKA Ajansı'nın sorularını yanıtladı."148 sanık dijital belgelerde adları geçtiği için yargılanıyor"Balyoz davasında alınan şok tutuklama ile ilgili açıklama yapan Doğan, “10. Ağır Ceza Mahkemesi 163 Balyoz sanığı hakkında tutuklama kararını, Gölcük belgelerini gerekçe göstererek verdi. Balyoz sanıklarından 148 tanesi, sırf dijital belgelerde adları geçtiği için yargılanıyor. Hiçbir hukuk devletinde sahteliği bu kadar bariz belgeler delil kabul edilmezdi. Türkiye’de ise bu belgeler üzerinden insanlar yargılanmayı, üstelik hapiste bekleyecek” dedi."Gölcük'ten ıslak imzalı belge çıkmadı"Doğan, Gölcük’ten çıkan belgelere de değinerek şöyle konuştu:“Nedir Gölcük’ten çıkan belgeler? Gölcük’ten 10 çuval belge çıkmadı. Torbaların çoğu kitap dergi dolu. Gölcük’ten 43 klasör Balyoz belgesi çıkmadı. Bu 43 klasörün çok büyük bölümü Emniyet’in tespit raporlarından oluşuyor. Gölcük’ten Balyoz belgelerinin ıslak imzalı orijinalleri de çıkmadı, bunu teyid etmek isteyen eden herkes, arama ve el koyma tutanağından neler çıktığına bakabilir. Gölcük’ten Balyoz ile ilgili 2 CD, ve kullanımdan çıkmış bir hard disk içine kayıtlı dijital belgeleri çıktı. CD’lerden biri, Baransu’nun bavulundan tanıdığımız 11 no.lu CD ile hemen hemen aynı; farklı olarak içinde fazladan bir Word belgesi daha var. 11 no.lu CD’nin 2003’de hazırlanmadığını nasıl biliyorsak, aynı belgeleri ihtiva eden 1 no.lu CD’nin de 2003’de hazırlanmadığını biliyoruz.”"Donanmada o tarihte TCG Alanya gemisi yoktu"Doğan, son ele geçirilen hard diskin içinden çıkan yeni belgelerin de, eski Balyoz belgeleri gibi sahte olduğunu öne sürerek şöyle konuştu:“2003’de hazırlanmış Suga belgesinde bir personel TCG Alanya gemisinde çalışıyor olarak listelenmiş. O tarihte donanmada böyle bir gemi yok. Geminin inşası Almanya’da tamamlanıp Türkiye’ye nakledilmesi ve bayrak çekilmesi Temmuz 2005. Belgelerin altında belgeyi hazırlayan olarak adı imza hanesinde beliren, ama kendi rütbesini hatta bazen kendi adını yanlış yazan subaylar var. Belgelerde Suga toplantısına katılmış gibi görünen subayların bir kısmı sözde toplantının tarihinde İsrail’de tatbikatta, Roma’da görevde. Kimi belgeleri kaydetmiş gibi görünenler o tarihlerde ya Amerika’da, ya açık denizde tatbikatta. Daha henüz kurulmamış bir askeri birimde görev yapan subay var. Bu ve benzeri örnekler bloğumuzdan (http://cdoğangerçekler.wordpress.com) bulunabilir.”"Hard disklere ekleme yapılmamış"Doğan, Donanma Komutanlığı’nın bilirkişi raporuna göre, sahtecilik bulguları taşıyan bu dijital dosyaların 5 no.lu hard diskin içersine, bu hard diskin normalde kullanıldığı bilgisayardan sökülüp kullanımdan çıkarıldığı tarih olan 27 Temmuz 2009’dan sonraki bir tarihte ve kimliği saptanamayan değişik bir kullanıcı tarafından yüklendiğini savundu. Doğan şunları kaydetti:“Anlaşılan, bu tarihten sonra sözkonusu hard diske eklemeler yapılıyor ve diğer suç unsuru içeren CD’ler ile birlikte torbaların içine yerleştiriliyor. Elbette ki, bunu yapan şahıs veya şahıslar istihbarat dairesine erişimi olan kişi veya kişiler. Burada hemen önemli bir noktanın altını çizelim. Askerin içinde gizli belgelere erişimi olan ‘köstebek’lerin varlığı yeni bir bilgi değil. Zira, Baransu’ya verilen bavulda 1′nci Ordu’nun kozmik odasından çıkarılmış ses kasetleri ve 80 darbesi ile ilgili belgeler vardı. Bu belgeler dışarı çıkarılıp sahte Balyoz CD’leri ile birlikte paketlenmişti. Bu sefer, sahte CD’ler ve ekleme yapılmış hard disk de Gölcük’teki ‘zula’ya, yüzlerce kitap, dergi ve kaset arasına aynı şekilde yerleştirilmiş. Dolayısıyla Baransu’nun bavulunda kozmik odadan çıkmış belgelerin bulunması ne kadar şaşırtıcı ise, Gölcük’ten sahte belgelerin çıkabilmesi aynı derecede şaşırtıcı. Ne daha az, ne de daha çok.”"Sanıklar apar topar hapse yollandı"Doğan, Mahkemenin Gölcük’teki belgelerin sahte olduğubu ortaya koyabiliecek sanıklara savunma hakkı bile vermeden, apar topar hapise yolladığını iddia etti. Doğan, “Cuma günkü tutuklama kararı, Çetin Doğan ve onlarca kişi için bu süreç içinde verilen dördüncü tutuklama veya yakalama kararı. Daha önceki üç tutuklama kararı da, Baransu’nun bavulundan çıkan CD’lerdeki belgeler kanıt kabul edilerek verilmişti. Savcılar, Balyoz belgelerini barındıran CD’lerin 2003’de Çetin Doğan için hazırlandığı iddiasıyla tutuklama talebinde bulunmuşlar, şüpheliler haklarında verilen iki tahliye kararının hemen akabinde tahliyelere itiraz ederek şüphelilerin tekrar tutuklanmasını talep etmişlerdi. Mahkeme, kararları hep savcıların talepleri doğrultusunda almış, ve gerekçe olarak aynı nakarat tekrarlamıştı; ‘kuvvetli suç şüphesini gösteren olgular’ var. Bugün herkes biliyor ki, bütün Balyoz belgelerini barındıran ve tek oturumda kaydedildiği tespit edilen ve içine sonradan ekleme, çıkarma yapılmamış 11 no.lu CD, iddianamede yazılanın aksine 2003’de oluşturulmadı” dedi."Savcılar, CD'lerin 2003 oluşturulmadığını bilmeleri gerekirdi"Doğan bu davada herkesi dehşete düşürmesi gereken konu tutuklamaların gerçekleştiği sırada savcıların, Balyoz CD’sinin 2003’de oluşturulmadığını bilmeleri gerektiğini vurguladı. Doğan şöyle devam etti:“Zira savcılar, soruşturma sırasında Balyoz CD’sinden çıkan listeleri ilgili kurumlara göndermişler ve aldıkları yanıtlardan CD’nin çok daha ileriki tarihlere ait bilgiler içerdiğini görmüş olmalılardı. Listelerde belli kurumlarda 2003’de çalışıyor olarak fişlenen kişilerin bahsi geçen kurumlarda çalışmaya çok daha ileriki senelerde 2006, 2007 başladıkları, 2003’de kapatılması öngörülen çeşitli kurs ve dersanelerin çok daha ileriki senelerde 2004, 2005 açıldığı, hatta 2003’de Balyozcuların el koyacağı aracın listedeki şehire naklinin ve listede belirtilen plaka numarasını almasının çok daha sonra 2006 yılında gerçekleştiği savcılar yazışmalarla bildirilmiş, ancak savcılar bu yazışmaları adli emanate kaldırmışlardı. Savcılar, iddianamede bu CD’nin 2003’de Çetin Doğan için özel olarak oluşturduğunu iddia etmekle kalmadılar, kurumlarla yaptıkları yazışmaların, CD’den çıkan listelerin tutarlı olduğunu ortaya koyduğunu da yazdılar.""Savcılar Balyoz CD'sinin sahte olduğunu kanıtlayan belgeleri dosyaya koymadı"Doğan, 10. Ağır Ceza mahkemesi bu iddianameyi kabul etmekle kalmayıp, sanıklar hakkında yakalama kararı çıkardığını belirterek, “Aynı mahkeme emanate kaldırılan bu yazışmaları sanık avukatlarına vermeyi reddetti. Avukatların ısrarlı talepleri sonunda nihayet elimize geçen bu yazışmalardan, Balyoz soruşturmasını yürüten savcıların Balyoz CD’sinin sahte olduğuna dair kanıtları iddianamenin dosyasına koymadıklarını görüyoruz. Bütün bu süreçte eğer tutuklama kararlarına yapılan itirazlar, başka mahkemelerce kabul edilmeseydi, onlarca insan kesintisiz olarak bir senedir hapiste olacaktı zaten. Sanıkları sevin, sevmeyin, takdir edin, etmeyin, bu ‘hukuki süreci’ içinize sindirebilir misiniz? Sahte belge üretenler dışarıdayken, ürettikleri belgeleri üzerinden 163 kişinin hapiste olmasını kabul edebilir misiniz? Eğer ediyorsanız, hiç değilse bunun hukuk ile ilgili olmadığını, bir kan davası olduğunu kabul ediniz” dedi.