Sanık Cemal Metin Avcı’nın annesi ve iş ortağının Pınar Gültekin’in cesedinin bulunduğu varilden çıkan sigara izmaritlerinde DNA'larına rastlandı.
Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi öğrencisi Pınar Gültekin, 16 Temmuz 2020 günü aniden ortadan kayboldu. Jandarma ve polis 5 gün sonra Pınar’ın vahşi bir cinayete kurban gittiğini tespit etti. Gözaltına alınan Pınar’ın eski sevgilisi Cemal Metin Avcı, genç kızı boğarak öldürdüğünü, cesedini bağ evindeki varilde yaktığını sonra da üzerine beton döktüğünü itiraf etti. Pınar’ın kısmen yanmış cesedi varilden çıkartılarak Bitlis’in Hizan ilçesinde toprağa verildi.
Cemal Metin Avcı’nın yanı sıra telefonu bağ evinden sinyal veren kardeşi Mertcan Avcı da tutuklandı. Muğla Cumhuriyet Başsavcılığı iki kardeşe ‘canavarca hisle tasarlayarak öldürme’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle dava açtı. Cemal Metin Avcı’nın ortağı Şükrü Gökhan Orhan ile annesi Ayten Avcı ve babası Selim Avcı hakkında ise kovuşturmaya yer olmadığına karar verildi. Mertcan Avcı, 15 Şubat’taki duruşmada tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.
Pınar Gültekin’in ailesinin avukatı Rezan Epözdemir, Cemal Metin Avcı’nın cinayeti tek başına işleyemeyeceğini iddia ederek kovuşturmaya yer olmadığına dair karara Muğla Sulh Ceza Hâkimliği’nde itiraz etti. Mahkeme itirazı reddetti ve karar kesinleşti. Epözdemir bu kez olağanüstü kanun yoluna başvurarak itirazını Yargıtay’a taşıdı.
Hürriyet'ten Eyüp Serbest'in haberine göre; dosyayı inceleyen Yargıtay 8. Ceza Dairesi kovuşturmaya yer olmadığıyla ilgili kararı bozdu. Yargıtay bozma gerekçesinde, Adli Tıp Kurumu raporlarına göre Pınar Gültekin’in cesedinin bulunduğu varilden çıkan sigara izmaritlerinde Cemal Metin Avcı’nın annesi Ayten Avcı ve ortağı Şükrü Gökhan Orhan’ın DNA’larının tespit edildiğini, ayrıca Selim Avcı ile Şükrü Gökhan Orhan’ın kullandıkları araçların cinayetin işlendiği gün bağ evi civarında tespit edilmesini gösterdi. Kararda, şüphelilerin, dosyadaki mevcut tespit ve deliller ışığında, kasten öldürme olayından sonraki bir zaman diliminde olay mahalline gittikleri yönünde kuşku bulunmayan ve orada bulunma sebeplerini izah noktasında çelişkiye düştüğü, haklarında 5271 sayılı CMK’nın 170/2. maddesi uyarınca iddianame düzenlenebilmesi için yeterli şüphe bulunduğu, şüphelilere yüklenen suçun işlenip işlenmediğinin, lehine ve aleyhine toplanacak tüm kanıtların mahkemece, birlikte tartışılıp değerlendirilmesi sonucu belirlenmesi gerektiği anlaşılmakla, kovuşturmaya yer olmadığına dair ek karara yönelik itirazın bu yönden kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verildiğine yer verildi.
Pınar’ın ailesinin avukatı Epözdemir, Yargıtay kararıyla ilgili şunları söyledi:
"Biz soruşturmanın başından beri bu cinayetin tek başına işlenemeyeceğini ve suç delillerinin tek başına yok edilemeyeceğini ifade etmiştik. Yargıtay itirazlarımızı kabul etti. Yargıtay’ın kararıyla birlikte bu canice cinayeti işleyen sanık, anne ve babası ile ortakları hakkında da en kısa zamanda iddianame tanzim edilecek ve hukuki süreç işleyecektir. Adaletin ne kadar zor ve meşakkatli olursa olsun, geç de olsa yerini bulacağını umut ediyoruz."