Binlerce insanın hayatını kaybettiği depremde hayati önem taşıyan Hatay Havalimanı zemininde oluşan çatlaklar nedeniyle kullanılamaz hale geldi. Arama-kurtarma ekipleri, başka havalimanlarına inmek zorunda kalırken yardımlar da bölgeye geç ulaştı. Hava yolunun kapalı olması ayrıca bölgede kara trafiğine neden oldu. 1. Derece Fay Hattı’nın ve kurutulan Amik Gölü’nün üstüne inşa edilen havalimanıyla ilgili Hava Kuvvetleri Komutanlığı’nın da itirazda bulunduğu öğrenildi.
BirGün’den Gökay Başcan imzalı habere göre, Dönemin Çevre ve Orman Bakanlığı tüm itirazlara ve mahkeme kararlarına rağmen iki kez çevresel etki değerlendirme (ÇED) olumlu kararı verdi. ÇED raporunda teknik eksiklikler olduğunu ifade eden bilirkişiler, depremsellik etkisi çalışmasının eksik olduğunu belirterek büyük riske dikkat çekti. Bakanlık ikinci kez aynı kararı verdi. Mahkeme bu kez, itirazları görmezden geldi.
İlk olarak pistini İntaş İnşaat’ın, terminal binasını ise YDA’nın yaptığı havalimanı projesine ilişkin dönemin Çevre ve Orman Bakanlığı, ÇED olumlu kararı verdi. Projenin fay hattı ve kurutulan Amik Gölü’nün üzerine yapıldığına dikkat çeken TEMA Vakfı, karara itiraz etti.
Adana 1. İdare Mahkemesi’nde görülen davada bilirkişi keşfi yapılmasına karar verildi. Keşfin ardından bilirkişiler tarafından hazırlanan raporda, deprem riskine dikkat çekildi: “Jeolojik özellikler verilmiş fakat 1. derece deprem kuşağında olan havaalanına depremsel etkisi çalışması yaptırılmamıştır ve bu konuda alınması gereken önlemler raporda belirtilmemiştir.” Bilirkişiler ayrıca havalimanının ülkeye ve bölgeye fayda getireceğine ilişkin hiçbir bilimsel dayanak öne sürülmediğini belirtti.
3 Temmuz 2003’te, bilirkişi raporu doğrultusunda karar veren mahkeme deprem riskinin yanı sıra şu noktalara dikkat çekti:
“ÇED raporunu hazırlayan kişilerin, bu raporu hazırlamaya yetecek yeterlilikten yoksun olması,
Göçmen kuş hareketleri ve yerin eski bir göl olması nedeniyle biyolojik çevresinin olumsuz etkileneceği,
İnşaat ve işletme sırasındaki çevreye verilecek olumsuz etkilerin yeterli düzeyde incelenmemiş ve alınması gereken önlemlerin tespit edilmemiş olması,
Sağlıklı ve dengeli bir çevrede çevrenin korunup sürdürülmesi amacıyla var olan mevzuata aykırılıklar barındırdığı yer almaktadır.”
Çevre ve Orman Bakanlığı karara itiraz ederek temyize taşıdı. Danıştay 6. Dairesi, Bakanlığın itirazını reddederek, iptal kararını onadı.
Ancak temyiz sürecinde harekete geçen Bakanlık, küçük değişikliklerle revize edilmiş yeni bir ÇED dosyasına onay verdi. İkinci kez verilen ÇED olumlu kararına açılan dava bu süreçte, Hatay’a idare mahkemesi açıldığı için Hatay İdare Mahkemesi’nde görüldü. Bilirkişi incelemesi yaptıran mahkeme, bilirkişi raporuna zamanında itiraz edilmediğini öne sürerek iptal talebini reddetti.
Bu kez kararı temyize TEMA taşıdı. İtirazları haklı bulan Danıştay 6. Dairesi, alt mahkemenin ret kararını iptal ederek Hava Kuvveti Komutanlığı Uçuş Emniyet Şube Müdürü tarafından Ağustos 2004’te verilen görüşe dikkat çekti: “Alanın uçak-kuş çarpışması bakımından çok yüksek risk taşıdığı, yolcu taşıyan bir uçağın düşmesi sonucu birçok yolcunun hayatını kaybedebileceği, alanın uçuş emniyeti bakımından kesinlikle sakıncalı olduğu hususların vurgulandığı görülmüştür.”
Tüm itirazlara rağmen bakanlık Danıştay’a karar düzeltme başvurusunda bulundu. Danıştay 14. Dairesi’nde görülen dava bu kez Bakanlığın lehine çıktı. Proje için büyük uğraşlar veren Bakanlık böylece; bilirkişi raporlarına, mahkeme kararlarına, Hava Kuvvetleri Komutanlığı’nın uyarılarına rağmen hukuki süreci kazanmış oldu.