Enflasyon riski, ABD ve Avrupa ile gerilen ilişkiler, Zarrab davası ve hükümetin Merkez Bankası’nı hedef alan açıklamaları sonrası piyasalar hareketlendi. Dolar dün (21 Kasım 2017) tarihi zirvesini yaparken Euro da çıkışını sürdürdü. Türk Lirası (TL), gelişmekte olan piyasalar içinde en fazla değer kaybeden para birimi oldu.
Cumhuriyet'te yer alan habere göre döviz kurlarında yaşanan sert yükselişin ardından TCMB’den yeni bir hamle geldi. Bu hamle sonrasında dolar 3.95, Euro 4.64, sterlin de 5.24 seviyesine geriledi ancak bu adımlar TL’nin dün de gelişmekte olan para birimleri arasında en çok değer kaybeden para birimi oldu. Söz konusu haberde, ekonomideki bu gelişmeler için, "Piyasalar yangın yeri" yorumu yapıldı.
TCMB, dün piyasalarda “örtülü faiz artışı” olarak da yorumlanan bir adım attı ve likidite politikasında 25 baz puan sıkılaştırmaya gitti. TCMB, bugünden itibaren, bankalara yönelik günlük fonlamanın tamamını geç likidite penceresinden (GLP) sağlayacak. Bu adımla ağırlıklı ortalama fonlama maliyeti yüzde 11.99’dan yüzde 12.25’e çıkarıldı.
Bankacılar TCMB’nin son birkaç haftada piyasaya yönelik olarak dört adım attığını belirtirken, adımların enflasyondaki yükselişe kıyasla geç kalmış olabileceğinden de endişe ediliyor. Mizuho Bank’ın Genel Müdür Yardımcısı Shigehisa Shiroki, yıl sonunda dolar/TL’de 4,20 seviyesinin çoktan hedefler içinde yer aldığını belirtti.
Finansbank Başekonomisti Gökçe Çelik, “TL’de değer kaybının devam etmesi ihtimali TCMB’yi anlamlı bir faiz artırımına zorlayabilir; bu da reel faiz olarak en az yüzde 3.5-4’e karşılık gelecektir” dedi.
TCMB Ekonomik Araştırmalar ve Para Politikası Genel Müdürlüğü eski danışman Özyeğin Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Ümit Özlale, dövizdeki yükseliş ve TCMB’nin kararlarını Cumhuriyet’e değerlendirdi:
“Bozulan enflasyon dinamikleri, yükselen ülke risk primi, kısa vadede sıkışan özel sektör borcu gibi çok temel problemler var. Bütün bunları görmezden gelip dolambaçlı yollara sapmanın yatırımcılar nezdinde çok fazla bir değeri yok. Korkum o ki, bu sorunları günlük tedbirlerle örtmeye çalışmanın önümüzdeki dönemdeki faiz maliyeti daha da yüksek olacak.”
Allianz Makroekonomik Araştırmalar Küresel Başkanı ve Euler Hermes Grup Baş Ekonomisti Ludovic Subran “Türkiye, fazla ısınmış bir düdüklü tencere gibi: Türk Lira’sının değerini kaybetmesi ve enflasyona neden olan baskılar, hem haneler hem de şirketler için yük haline geldi. 2018, düdüklü tencerenin basıncını almak için mükemmel bir yıl: Kredi pazarını ve finansal riskleri yumuşatmak, şirketlerin yatırım ve yurtdışına ihracat yapmalarını kolaylaştırmak, büyüyen Avrupa pazarına daha fazla ihracat yapmak için çok doğru bir zaman” dedi.
Allianz Türkiye, Euler Hermes Türkiye ve Allianz Worldwide Partners Türkiye, bu yıl Uluslararası Ticarete Global Bakış Konferansı’nda (International Trade Observatory) konuşan Subran, Türkiye’nin 2017’de sürpriz bir ekonomik performans sergilediğini kaydetti. Subran, 2018 için yüzde 9 enflasyon oranıyla birlikte yüzde 3.5 seviyesinde bir büyüme beklediğini belirtti. Subran, Türk Lirası’nın Avro-Dolar döviz sepetine karşı değer kaybını da 2018 için yüzde 10 seviyesinde öngördü.
Euler Hermes Denetim Kurulu Üyesi Ümit Boyner de eğitimden, üretim ve Sanayi 4.0’ın önceliklerine, kısaca ‘yapısal reform’ gündemine, bir an önce dönülmek zorunda olunduğunu dile getirdi.
Yabancı analistlere göre, yatırımcı liradaki düşüş karşısında Merkez’den daha somut adımlar bekliyor. Bloomberg HT canlı yayınına katılan Berenberg Gelişen Piyasalar Stratejisti Carsten Hesse, dövizin TL karşısındaki üçlü rekorunu Merkez’in seçimlerine dayandırdı. Hesse, “Yatırımcılar TCMB’nin bağımsız olduğunu, daha şahin tavırlı bir para politikası izleyeceğini ve faizlerin artacağını net bir şekilde görmek istiyor” dedi. Hesse, siyasilerden gelen her türlü müdahalenin de olumsuz etki yaptığını, doları TL karşısında daha fazla yükselttiğini söyledi. Stratejist, “Türkiye’de faiz de enflasyon da yüzde 12 seviyelerinde yani reel getiri sıfıra eşitlenmiş durumda ve bu da yatırım yapmak için çok düşük kalıyor. TCMB’den net bir mesaj gelmediği sürece TL değer kaybetmeye devam edecek” ifadesini kullandı.
TL’nin dolar karşısındaki rekor gerilemesi ve benzeri para birimlerinden negatif ayrışması risk priminin yükselişiyle paralel gerçekleşti. Türkiye’nin 5 yıllık kredi temerrüt takasları 216.9 ile Nisan 2017’den bu yana en yüksek seviyeye çıktı.
CDS primi yüksek ülkeler ve ülke içerisindeki kurumlar borçlanma ihtiyaçlarını karşılamak için daha yüksek maliyetlere katlanmak durumunda kalır. Bu yüzden CDS primi ülkeler için önemli bir gösterge olma özelliğini taşıyor.