‘PKK nisanda tasfiye olacak’

‘PKK nisanda tasfiye olacak’
Zaman Gazetesi Yazarı ve AKP Milletvekili Özlem Türköne’nin eşi Prof. Dr. Mümtaz’er Türköne, Erbil’de nisanda düzenlenecek Kürt kongresi ile beraber PKK’nın tasfiye sürecinin başlayacağını öne sürdü. Türkiye – ABD ve Irak arasında PKK'nın tasfiyesi konusunda anlaşma yapıldığını iddia eden Türköne, Akşam gazetesinden Nagehan Alçı’nın sorularını yanıtladı. Türköne, ABD’nin Bölgesel Kürt Yönetimi’nin güvenliğini Türkiye’ye emanet edeceğini öne sürerek “Bunun karşılığında Türkiye’nin PKK ile ilgili taleplerini yerine getirme sözü verildiği anlaşılıyor. PKK tasfiye edilecek. ABD ve Kürt yönetmi örgütü paketleyip teslim edecek. Anlaşmada makul olan şu: Lider kadro KUzey Avrupa'ya intikal eder. Suç işleyenler Kuzey Irak'ta kalır. Ana gövde eve döner” dedi. İşte Mümtaz’er Türköne ile yapılan röportajın tamamı… Uluslararası Kürt Kurultayı'nın ana hatları yavaş yavaş şekilleniyor. Bu kurultayın kararı ne zaman alındı ve başrolde kim oynuyor? Türkiye, ABD, Irak Merkezi Yönetimi ve Kürt bölgesel yönetimi taraf olmuşlar ve bir anlaşma yapılmış. Bu sanıyorum 3 Kasım SOFA Anlaşması'ndan önce olmuş. ABD o anlaşmanın bazı maddelerini somutlaştırmadan önce mutlaka anlaşmanın sağlanmış olması lazım. Ne üzerinde anlaşıldı? Genel çerçeve itibarıyla ABD, Irak üzerindeki tasarruflarını büyük ölçüde Türkiye'ye havale etmiş görünüyor. Sadece Kuzey Irak ile değil, Irak'ın bütünü ile ilgili olarak Türkiye'ye önemli bir yer verilmiş. Bunun sebebi son 4-5 yıldır sürdürülen istikrar politikası. Tasarruflar ne anlama geliyor? Türkiye ne elde edecek? ABD terk ettiği yerlerdeki nüfuzunu Türkiye'ye devredecek. En önemli nokta da şu: Amerika, Kürt Bölgesel Yönetimi'nin güvenliğini Türkiye'ye emanet edecek. Bu iddiayı neye dayanarak ileri sürüyorsunuz? İki şeye: Birincisi, ABD Erbil'de askeri üs bırakmıyor. Yani onları kendi korumayacak. Merkezi Bağdat Hükümeti'ne de emanet edemez. İki yönetimin arasının ne kadar kötü olduğunu biliyoruz. Boğarlar Kürtleri. Sonuçta bölgedeki birçok denklem nedeniyle Türkiye ABD'nin oldukça eşit ve saygıdeğer bir partneri konumuna yükseldi. 'Daha üst düzey' partnerliğin koşulları neler? Bir takım talepler var tabii. Türkiye'nin özellikle PKK ve Kuzey Irak yönetimi ile ilgili talepleri ve bölgesel dengelerin karşılanma sözü verildiği anlaşılıyor. Belirsizlik ortadan kaldırıldı ve anlaşıldı. Ne üzerinde? Türkiye açısından: PKK'nın tasfiyesi. ABD ve Kürt yönetimi örgütü paketleyip teslim edecekler. Kuzey Irak açısından: Bölgesel yönetimin güvenliğini Türkiye sağlamış olacak. ABD açısından: Entegrasyon istikrarlı bir hale gelecek. Bu esas olarak ekonomik entegrasyon. Anlamsız hale gelen sınırlar, kültürel, sağlık, eğitim ve ekonomi alanında entegre olmuş bir bölge hayal edin. Güvenliği Türkiye sağlayacak Sınırların olmadığı bir bölge mi? Olmadığı değil ama anlamsız hale geldiği. Sonuçta Kuzey Irak'ın, Irak'ın bütününden çıkması mümkün değil. Siyasi olarak Irak'ın bir parçası ama fiilen Türkiye'nin parçası gibi olabilir. Böyle bir hayal bana çok uzak gelmiyor. Kürt yönetimi Bağdat'a sürekli kafa tutuyor. 'Bütünden ayrılmak istemiyoruz' dese de kendini onlarla eşit görme telaşında. Arkasına Türkiye'yi de alırsa iyice güçlenir. Bağdat Hükümeti bunu neden istesin? Sanırım orada da kotarılan bazı anlaşmalar var. Sonuçta Türkler, Kürtler ve Araplar arasında bir tercih yapmamalılar. Kürtlerin güvenliğini sağlamak konusunda Arapları frenlemeli ve arabuluculuk rolü üslenmeli Türkiye. Sonuçta Bağdat Hükümeti'nin de Kürtlerin frenlenmesine ihtiyacı var. Bu kurultayla ilgili bazıları şöyle diyor: Türkiye büyük bir tuzağın içine düşmek üzere. PKK'ya geçici olarak silah bıraktırılıp karşılığında Türkiye'den siyasi çözüm adı altında anayasa değişiklikleri vs istenecek ve bu değişiklikler bölünmeye kadar gidecek. PKK da silahlarını Barzani'ye verecek. Sorunların masa başında büyük güçler tarafından çözüldüğü varsayımına dayanan bir iddia bu. Oysa mesele sadece diplomatik ve siyasi değil ki! Sosyal ve kültürel bir mesele aynı zamanda. Lider kadro Avrupa'yaPKK silahları konusunda siz ne diyorsunuz? Anlaşmada makul olan şu: PKK'nın lider kadrosu Kuzey Avrupa'ya intikal eder, suç işlemiş ve Türkiye'ye dönemeyecek olanlar Kuzey Irak yönetimi tarafından alınıp absorbe edilir. Asıl ana gövde de Türkiye'ye döner, evlerine giderler. Bu kongreye 'ulusal' demek tedirgin edici değil mi? Ulus bir adım sonrasında toprağı çağrıştırmıyor mu? Kürt ulusundan bahsediyoruz. Çok açık bir şekilde bunu ifade etmek lazım. Kürt Ulusal Hareketi diye bir hareket var. Ulus toprağa işaret etmiyor. Sonuçta ben bu kongreyi destekliyorum, çünkü bu şiddeti reddeden bir kongre olmak zorunda. Öyleyse PKK'nın taraf olarak davet edilmesini nasıl yorumlamalıyız? PKK silah bıraktırmak için davet edildi. Özellikle Kuzey Irak'taki Kürtler PKK'nın Kürt ulusal hareketini baltaladığını düşünüyor. Davet edilmesini sebebi de şiddet araçlarını mahkum etmek. Yine de davet edilerek örgüt muhatap alınmış oluyor. Bu nedenle Türkiye kongreye daha temkinli mi yaklaşacak? PKK'yı muhatap almak deyince bize itici geliyor ama aslında PKK'yı DTP ile zaten muhatap alıyoruz. Sonuçta oraya da silahlı militanlar gitmeyecek. Askeri değil siyasi kanat katılacak kongreye. Askeri kanat HPG. PKK ise siyasi parti. Kimler gelecek? Nasıl bir temsille geleceklerini bilmiyorum ama PKK'nın dağdaki kadroları temsil edilir. DTP'den katılanlar bu temsili yapabilirler. 'PKK'ya teminatlar verilir'Kongre Kürt grupları arasındaki ilişkiyi nasıl etkiler? Barzani'nin KDP'si yükselen yıldız gibi görünüyor. Diğerleri biat eder mi? Bu toplantının asıl amacı KDP'nin önceliğini vurgulamak. Buna Türkiye Kürtleri ve PKK tabii ki biat etmez. Bizimkiler daha donanımlı. Buradaki hareket daha gelişmiş. Ben orada KDP'in patronluğunun PKK tarafından kabul edilmesi gibi bir sonuç çıkacağını sanmıyorum. Muhtemelen PKK'ya teminatlar verilecek ve bunlar karar altına alınacak. Ne gibi teminatlar? Mesela Talabani'nin Cumhurbaşkanı Gül ile görüşmesinde genel affı dile getirmesi sanıyorum öyle bir şey. Sonuçta Kürt hareketi şiddet yöntemlerini bir kenara bırakma kararı alacak. Silahlı mücadelenin getirdiği baskı Kürtler üzerinde de var. Bunun terk edilmesi iki tarafa da çok şey kazandırır. PKK'nın hakikaten bitirildiğini varsayalım. Türkiye bununla birlikte gelecek yapısal değişikliklere ne kadar hazır? Her şeyin üzerine çıkacak bir irade gerekiyor tabii. 25 yıldır bir şey yaşanıyor ve bu tükenmek üzere. Bu güne kadar izlenen politikaların devamı 40 bin insanın daha canı ve 100 milyar dolar daha bütçe demek. Biz bunları yaptık ve tükettik. Kürtler'de de bir tükenme var. Artık dağa çıkmak istemiyorlar mı? Dağa çıkarak bir çözüme ulaşamayacaklarını fark etmiş olmaları mümkün. Yani iki taraf için de bu bir aydınlanma süreci mi? Bir tükeniş bence. Türkiye'de bu sorunun demokratik çözümüne itiraz eden anti-Kürt veya milliyetçi kanat PKK'nın siyasallaşmasından bahsediyor. Ama bunun ne anlama geldiğini bile bilmiyor. Ne anlama geliyor? Siyasallaşma şiddet araçlarının olmaması demek. O da iyi bir şeydir. Zaten demokratik mücadeleler kişiselin siyasallaşması üzerinden ilerlemez mi? Feminizmin sloganı 'kişisel olan politiktir' bir çok hareket için geçerli değil mi? Evet, o çok önemli bir laftır. Çok devrimcidir. Sonuçta PKK'nın siyasallaşmasının şiddet yöntemlerinden uzaklaşmak demek olduğunu anlamamız lazım. Türkiye'nin değişen Kürt politikası içinde Kuzey Irak'a yakınlaşmak için Kürtlük vurgusunun yerine Müslümanlık vurgusunu öne çıkarma çabası olabilir mi? Bu çok tehlikeli. Bunun bırakın faydayı engel teşkil edeceğini düşünüyorum. Çünkü Kuzey Irak'taki dengelerde İslam farazi bir unsur. Ama orada da yükselmekte olan İslamcı hareket var. Var ama Türkiye'nin muhatabı onlar değil şu anda. Orada da aslında Hizbullah damarı var. Türkiye'deki damarla aynı. Burada çok güçlü bir damar bu. Üstelik artık şiddet yöntemleri kullanmıyor. Bölgede ve özellikle Güneydoğu'da yakın gelecekte karşımıza daha fazla çıkacak. Kuzey Irak'taki damarın gelişimi Türkiye'nin tasvip ettiği bir şey değil mi diyorsunuz? Değil ancak örneğin buradaki gelişimi çok etkili Hizbullah'ın. Yakın zamanda DTP ve PKK'yı dengeleyecek asıl güç bu olacak. Zamanla bölgedeki Kürt siyasetinin bir parçası haline gelebilir. Seçimde Hizbullah oyların kime gitmesini ister? Sanırım Ak Parti'ye. DTP ile aralarında ciddi bir doku uyuşmazlığı var. PKK tasfiye olursa Öcalan'a ne olacak? Ahmet Altan, Mandela gibi affedilsin diyor. O öneri kıyamet kopardı bile! Sorunu bütün olarak görmemiz gerektiğini düşünüyorum. Siyasi affı ya da Apo'nun cezaevi koşullarının iyileştirilmesi gibi önerileri bütünün parçası olarak görüyorum. Öcalan'ın şikayet ettiği şartlardan kurtarılması fikri sıcak geliyor. Sonuçta akacak kanı durduracaksa elinizdeki tüm araçları kullanabilirsiniz. Hiçbiri kutsal şeyler değil. Öcalan'ı serbest bırakma fikrine bakışınız ne? Bilmiyorum. Hesaplanması lazım. Türkiye'nin şiddet ve Kürt sorunu çözülecekse her şey olabilir. Yani Öcalan Kürt siyasetine dahil edilebilir mi? Bunun cevabını verdiğim zaman anti-Kürt kanat 'işte görüyor musunuz?' diyecekler. Ama bence her şeyin konuşulabiliyor olması lazım.