Ankara’da 2007 yılında bir otoparkta bulunan ve dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan’a yönelik suikastta kullanılmak üzere hazırlandığı iddia edilen bomba yüklü minibüsle ilgili “kumpas” iddialarının araştırıldığı mahkeme soruşturmasından çarpıcı bilgiler ortaya çıktı. Eski Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Sabri Uzun’un olayın “kumpas” olduğunu iddia etmesinin ardından mahkemenin yürüttüğü soruşturmada “gizli tanık” olarak dinlenen Emniyet İstihbarat Dairesi’nde görevli bir polis, minibüsün Emniyet İstihbarat’ın garajında hazırlandığını iddia etti.
Cumhuriyet gazetesinden Kemal Göktaş'ın haberine göre, Kriminal Daire Başkanlığı’nda görevli üst düzey bir polis müdürü de bomba yüklü aracın Ankara’ya getirileceğinin istihbarat tarafından bilindiğini ve bir elemanlarının minibüsü Ankara’ya getirilmeden önce “incelediğini” söyledi.
Mahkemenin bu iddialara rağmen “yeniden yargılama” izni vermediği olayla ilgili bir üniversite öğrencisi, mahkûm olduğu 20 yıl hapis cezasını çekerken gizli tanığın olayla ilgili suçladığı polisler halen görevde. Bu polislerden birinin il emniyet müdürü, 2’sinin il emniyet müdür yardımcısı, birinin Emniyet Genel Müdürlüğü Kriminal Daire Başkanlığı’nda üst düzey yetkili olması dikkat çekti.
Ankara’da 11 Eylül 2007’de Kurtuluş Çokkatlı Otoparkı’nda bomba yüklü bir minibüs bulunduğu açıklandı. Minibüsün PKK’ye ait olduğu ve dönemin Başbakanı Erdoğan’a suikast planlandığı iddia edildi. Eskişehir’de okuyan üniversite öğrencisi İdris Nakcı, PKK üyesi oluğu ve minibüsü otoparka getirdiği iddiasıyla 20 yıl hapse mahkûm oldu ve cezası Yargıtay’ca onandı. İddianameye göre Nakçı’ya minibüste ele geçirilen SIM kartlardan ulaşılmıştı. Yargılama sırasında ortaya çıkan çelişkiler ne mahkemece ne de Yargıtay’ca dikkate alındı.
Minibüsün otoparka bırakıldığı gün Nakcı’nın Eskişehir’de ev taşıdığını söyleyen 6 tanık ifadesi ve Eskişehir’de Kredi Yurtlar Kurumu’na ait yurttan kendi imzasıyla depozitosunu iade aldığını gösteren resmi makbuz vardı. Nakcı’nın kullandığı telefonlara ait sinyaller de Eskişehir’de olduğunu gösteriyordu. Soruşturma aşamasında Nakcı’yı teşhis ettiği belirtilen otopark görevlisi mahkemede “Nakcı’nın araçtaki kişi olduğunu net söyleyemeyeceği” yönünde ifade vermişti.
Nakçı cezaevinde yatarken Emniyet İstihbarat Dairesi eski Başkanı Uzun, kitabında olayın cemaate mensup polislerin bir komplosu olduğunu ileri sürünce Nakçı’nın avukatı Faruk Duran, “yeniden yargılama” talebiyle Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi’ne başvurdu. Mahkeme, başvuruyu “kabule değer” buldu ve soruşturma açtı.
Ancak soruşturma sonunda gizli tanık ifadesi dışında somut bir delil olmadığı gerekçesiyle yeniden yargılama talebini reddetti.
Bomba yüklü minibüsle ilgili iki vahim iddiaya rağmen mahkeme, soru işaretlerini giderecek ve olayı aydınlatacak araştırmaları yapmadan “yeniden yargılamanın reddine” karar verdi.
* Mahkeme, Emniyet garajındaki minibüsü incelediklerini, toplantı yaptıklarını ve beraber yemeğe gittiklerini söylediği polislerin GSM hatlarından HTS kayıtlarının çıkarılması talebini yerine getirmedi. Oysa böylece o kişilerin o tarih ve saatte bulundukları yerler öğrenilebilecek ve iddianın gerçekliği konusunda önemli bir delile ulaşılmış olacaktı.
* Mahkeme, savcının “minibüste bulunan bomba ve diğer materyaller hakkında bilirkişi incelemesi yaptırılması talebini” de reddetti. Oysa bu malzemelerin incelenmesi ile bombanın emniyet garajında yüklendiği iddiası ile ilgili delil bulunabilirdi.
* C.Ö’nün bir tür gizli itiraf niteliği taşıyan “bomba uzmanı bir polisin istihbarat görevlilerinin nezaretinde aracı ve içindeki malzemeyi incelediğini” söylemesine rağmen mahkeme neden iddiayı araştırmadı?
* Mahkeme sorgu sırasında C.Ö’ye neden bu konuda detaylı sorular yöneltmedi?
* C.Ö’nün iddiaları yeniden yargılamaya yeterli görülmediyse, aracın nerede incelendiği neden ortaya konulmadı?
* Araçta inceleme yapılması yerine niçin el konulmadı? Neden 11 Eylül sabahı neden beklendi?
* C.Ö, olay günü aracın camını kırarak içine girdiklerini, kanca ve robot yardımıyla patlayıcılara ulaştıklarını söyledi. Bu durumda aracı önceden inceleyen uzman polis camı kırmadığı halde hangi yöntemi kullandı?
* C.Ö araçtaki bombayı kısa süre içinde etkisiz hale getirdiklerini söyledi. Bu durumda bomba etkisiz hale getirildikten sonra, suçluları yakalamak için aracı çekmeyip gizlenerek bekleme yöntemini neden yapılmadı?
* Mahkeme neden o tarihte görevde olan bomba uzmanı polislerin ifadesine başvurmadı?
* Uzman polise nezaret eden istihbaratçılar için neden bir araştırma yapılmadı?
Soruşturmada, İstihbarat Daire Başkanlığı B (bölücü faaliyetler) Şube’de çalışan bir makam şoförü olan gizli tanık mahkemede ifade verdi. Gizli tanık, minibüsün Emniyet’in garajında “hazırlandığını” ise şöyle anlattı:
"Minibüs, İstihbarat Daire Başkanlığı garajına 7-8 Eylül 2007 günü gecesi bırakıldığını hatırlıyorum. Gittiğimizde akşam saat 19-20 sıralarıydı. Araç garajın gizli bölmesine saklanmıştı. Bu ilk gidişimizde beraberimizde bulunan kişiler B Şube Müdürü M.C, B Şube Müdür Yardımcısı İ.E, B-1 Büro amiri B.Y, Kriminal Daire Başkan Yardımcısı C.Ö, Terörle Mücadele Daire Başkanlığında görevli komiser K., Şube Müdürü M.C’nin şoförü M.G bulunuyorlardı. Aracın içinde bulunan sayısını hatırlamadığım kadar çuvallar içinde bulunan gübrelere baktık. Ayrıca 20- 25 adet küçük piknik tüpleri ve büyük mutfak tüpleri vardı. Büyük boy sabun kalıbı gibi patlayıcı olduğunu söyledikleri malzemeler vardı.”
Mahkemede ifade veren polislerden Kriminal Daire Başkan Yardımcısı C.Ö ise ifadesinin başında bütün iddiaları reddetmişken gizli tanık ifadesinin okunmasından sonra çarpıcı bir bilgi verdi. C.Ö şunları söyledi:
“İstihbarat tarafından bomba yüklü, terör eylemi amaçlı minibüsün getirileceği kesinleşince, istihbarat yetkililerinden bu minibüsü görmemizin mümkün olup olmayacağını sordum. Şu an ismini hatırlayamadığım, muhtemelen bizim birimde görevli bir uzman arkadaş, aracı giderek istihbaratçıların kontrolünde inceleyip kontrol etti, patlayıcıların ve sistemin ne olduğu konusunda bilgi sahibi oldu. Ben bizzat kendim gitmediğim için aracın bulunduğu yeri tam olarak hatırlamıyorum. Dolayısıyla iddia edildiği şekilde bomba yüklü minibüsün o garajda olup olmadığını teyit edemiyorum.”