Ankara'da Gezi Parkı eyleminin birinci yıldönümünde Ethem Sarısülük'ün vurulduğu yerde anma etkinliği düzenleyen gruba yönelik müdahaleye karşı çıktığı için polislerce kolu kırılan Avukat Engin Gökoğlu, polislere dava açılmasını beklerken sanık durumuna düştü.
Gökoğlu ile kolu kırılan meslektaşlarını kurtarmak isteyen üç avukata 'polise direnme, mala zarar ve kamu malına zarar vermek'ten dava açıldı. İddianamede, "Şüphelilerin direnme ve karşı koyması gibi durumlar değerlendirildiğinde bazı şüphelilerde meydana gelen ufak sıyrıkların kabul edilebilir nitelikte olduğu" savunuldu.
İsmail Saymaz'ın Radikal'de yer alan haberine göre, Gezi Parkı eyleminin birinci yıldönümü olan 31 Mayıs 2014’te Ankara’da Ethem Sarısülük adlı eylemcinin polis kurşunuyla yaşamını yitirdiği Güven Park’ta anma ve eylem çağrısı yapılmıştı. Çağdaş Hukukuçlar Derneği’nden Avukat Engin Gökoğlu, Barkın Timtik, Anıl Arman Akkuş ve İlyas Danyeli ise olası ‘insan hakkı ihlalleri’ne karşı eylem alanında görev başındaydı. Bir grup yurttaş, Sarısülük’ün vurulduğu noktada mum yakarak anma etkinliği yaparken, polis eylemin parktaki havuz başında yapılmasını, aksi takdirde müdahale edeceklerini anons etti. Aynı anda anma noktasına yürüyen Ziya Gökalp Caddesi, Atatürk Bulvarı ve Kızılay’daki yüzlerce göstericiye müdahale edildi. Ardından mum yakan küçük grubun etrafı sarıldı.
Gökoğlu, polis grubunun amirine, “Buradaki kişilerin yasadışı fiili yok. Trafiği kapatmıyor, kamu düzenini bozmuyorlar. Müdahaleniz hukuka aykırı” diye itiraz etti. Amirin “Bunları da alın” talimatı üzerine polisler, Gökoğlu’nu döverek gözaltına alındı. Avukat olduğunu belirterek itiraz eden Gökoğlu’nu yere düşüren polisler, avukatın kolunu ters çevirerek kırdı. Bu muameleye itiraz eden Timtik, Akkuş ve Danyeli de sürüklenerek ve tartaklanarak polis aracına konuldu. Araçta avukatlara biber gazı sıkıldı. Bunun üzerine Gökoğlu ve Timtik polisler hakkında suç duyurusunda bulundu.
Polisler hakkında dava açılması beklenirken; Ankara’daki eylemlerde gözaltına alınan 87 kişi hakkında iddianame düzenlendi. Bu kişiler arasında dört avukat da yer aldı. Dört avukatın içinde olduğu grubun ”polise sert cisimlerle saldırırken yakalandıkları” ileri sürüldü.
Haklarında, Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 265. maddesi gereğince ‘görevi yaptırmamak için direnme’ suçundan üç aydan bir yıla, TCK’nın 151. maddesi gereğince ‘mala zarar verme’ suçundan dört aydan üç yıla, TCK’nın 152. maddesi gereğince de ‘kamu malına zarar’ suçundan bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası istendi.
Gökoğlu’nun kolunun kırılması konusuna doğrudan değinilmezken; iddianamede; “Şüphelilerin direnme ve karşı koyması gibi durumlar birlikte değerlendirildiğinde bazı şüphelilerde meydana gelen ufak sıyrıkların kabul edilebilir nitelikte olduğu, suç işlemeye devam eden ve kesintisiz takiple yakalanan şüphelilere karşı zor kullanmada sınırın aşılmadığı, şikayet konusu suçların polis tarafından işlendiğine dair makul şüphe bulunmadığı” savunuldu.