Engin Çeber'e İstinye Karakolu'nda işkence yaptıkları iddia edilen 19 polisin ifadeleri bire bir aynı çıktı. Polislerin ifadelerinde aynı cümleler ve "karsan gösteri" gibi aynı yanlışlar yer aldı. Engin Çeber'in arkadaşları da "Emniyette bizi kemerle birbirimize bağladılar. 'Facebook'a koyarız' deyip fotoğraf çektiler" dedi.Metris Cezaevi'nde işkence sonucu yaşamını yitiren Engin Çeber’le birlikte günlerce işkence gören arkadaşı Özgür Karakaya'nın, 2006'da Sincan Çocuk ve Gençlik Kapalı Cezaevi'nde de falakayla dövüldüğü, cezaevi doktorunun tıpkı Metris'te olduğu gibi dayağın izlerini "fark edemediği" ortaya çıktı. Ancak, Adli tıp raporları, gençlerin vücutlarındaki işkence izlerinin cezaevine girdikleri gün oluşmuş olabileceğini saptadı. Dava hala sürmekte. Bu arada, Çeber, Karakaya, Cihan Gün ve Aysu Baykal'a işkence yaptıkları öne sürülen polislerin ifade tutanaklarındaki imla hatalarının bile aynı oluşu, 19 polisin ifadelerinin "kes-yapıştır" yöntemiyle yapılarak kopyalandığını ortaya koydu. Çeber’le birlikte gözaltına alınan Karakaya, Gün ve Aysu Baykal'ın önce emniyette darp edildikleri, daha sonra cezaevi girişinde jandarma tarafından dövüldükleri, cezaevinde de infaz koruma memurlarından günlerce işkence gördükleri raporlarla kanıtlanmıştı. Sarıyer Cumhuriyet Başsavcılığı, iddialar nedeniyle 19 polisin ifadesine başvurdu. İfadelerinde orantılı güç kullandıklarını öne süren polislerden büyük bölümünün beyanlarının birebir aynı olması dikkat çekti. Aynı cümlelerden oluşan ve aynı uzunluktaki ifadelerin büyük bölümünde "korsan gösteri" yerine "karsan gösteri" biçimindeki yanlış yazımın tekrarlanması, ifade tutanaklarının "kes-yapıştır" yöntemiyle oluşturulduğunu ortaya koydu.
TTB: İşkence röntgende görünüyor‘Cezaevinde su döküp demir çubuklarla vurdular’ Halkın Hukuk Bürosu tarafından İstanbul Barosu Orhan Adli Apaydın Salonu'nda dün bir basın toplantısı düzenlendi. Toplantıya önceki gün mahkemenin aldığı kararla cezaevinden tahliye edilen Cihan Gün ve Aysu Baykal ile işkence sonucu yaşamını yitiren Engin Çeber'in babası Ali Tekin ve avukat Taylan Tanay katıldı. Mahkemenin tahliye kararı üzerine önceki gün tutuksuz yargılanmak üzere serbest kalan Cihan Gün, gözaltına alınmalarının ardından polis otosuna bindirilerek götürüldükleri karakola, sevk edildikleri hastanenin polis odasına kadar her yerde kötü muamele gördüklerini belirterek yaşadıklarını şöyle anlattı: "Pınar mahallesinde bulunan Önleyici Hizmetler Büro Amirliği'nin üçüncü katına dövülüp sürüklenerek çıkarıldık. Yere yatırıp dizleriyle sırtımıza basıp yürüdüler. Kulaklarımıza o kadar çok bağırdılar ki iki gün boyunca duyma güçlüğü yaşadım. Cezaevinde su döküp demir çubuklarla vurdular."
‘Ebu Garip'teki gibii fotoğraf çektiler’ Engin Çeber ile yan koğuşta kaldığını ve kendisi ile bazen duvara vurarak bazen de kağıt yazıp atarak haberleştiğini söyleyen Gün, "Doktor 'Gözünü açabiliyor ve nabzı atıyorsa geri götürün' demiş. Daha sonra hastaneye kaldırıldığını ve beyin ölümünün gerçekleştiğini öğrendik" dedi. Çeber'le birlikte tutuklanan arkadaşlarından Aysu Baykal da başlarına gelenleri şöyle anlattı: "Sarıyer İlçe Emniyet Müdürlüğü Asayiş Büro Amirliği'nde önce Cihan ve Engin'i, ardından beni ve Özgür'ü ellerimiz arkada kelepçeli, kemerle birbirimize bağladılar. Daha sonra tıpkı Ebu Garib'de yaşananlar gibi polislerden birisi aramıza geçip 'Bunu Facebook'a koyarız' derken, diğer polis cep telefonu ile fotoğraf çekti" diye konuştu. Çeber'in babası Ali Tekin ise kendisine beyin ölümü gerçekleştiği söylenen oğlunun başında 6 asker, 2 astsubay ve çok sayıda sivil polisin beklediğini söyledi.
Ankara’da suç duyurusu Ankara Adliyesi'nde bir grup, tutuklu bulunduğu Metris Cezaevi'nde gördüğü kötü muamele ve işkence sonucunda hayatını kaybeden Engin Çeber'in ölümünden sorumlu olanların yargılanması için suç duyurusunda bulundu. Adalet Sarayı önünde toplanan yaklaşık 50 kişi, Çeber'in ölümüne neden olanlardan hesap sorulmasını istedi. Basın açıklamasında Türkiye'de demokrasinin düzeyinin bir kez daha görüldüğü belirtildi.