Polisten kayıp 5 gencin ailesine: Kadın bulmuş eğleniyorlardır, sızmışlardır

Polisten kayıp 5 gencin ailesine: Kadın bulmuş eğleniyorlardır, sızmışlardır

İstanbul Kumburgaz’da deniz bisikletiyle denize açıldıktan sonra kaybolan beş gençten Yusuf Büyükizgi’nin babası Mustafa Büyükizgi, kayıp başvurusu yaptıklarında karakol polisinin kendilerine, “Bir kadın bulmuşlardır. Eğleniyorlardır. Bir yerde de sızmışlardır” dediğini söyledi.

17 Ağustos pazar günü, saat 14.00’te Kumburgaz sahilinde deniz bisikleti kiralayan ve denize açıldıktan sonra kaybolan Mikail Çelik, Serdar Demir, Doğan Demir, Şükrü Kahraman ve Yusuf Büyükizgi için yapılan arama kurtarma çalışmalarından hâlâ bir sonuç elde edilemedi.

Öte yandan kaybolma olayıyla ortaya çıkan her yeni gelişme, ihmaller zincirinin yeni bir halkasını gösteriyor. Ailelerin 18 Ağustos pazartesi günü sabah saat 09.00’da polise haber vermelerine rağmen arama kurtarma çalışmalarının öğleden sonra 16.00’da başladığını söylemiş, konuyla ilgili suç duyurusunda bulunmuştu. Ancak önceki gün başka bir skandal gelişme yaşanmış ve gençlerin denize açıldıktan 3 saat sonra İDO’ya bağlı bir feribottaki yolcular tarafından yardım isterken görüldüğü ortaya çıkmıştı. Ancak feribot kaptanı, gençleri görmediği gerekçesiyle Kıyı Emniyetine ihbarda bulunduğunu söylemişti. Kıyı Emniyeti kendilerine böyle bir ihbarın yapılmadığını ileri sürmüş, daha sonra yapılan ihbarın ses kaydı ortaya çıkmıştı.

 

‘Beş can bulunamıyor’

Eda Yıldırım’ın Evrensel gazetesindeki haberine göre, ailelerin umutlu bekleyişi, gençlerin deniz bisikleti kiraladığı noktada kurulan bekleme alanında devam ediyor. Aileler tepkili. Kaybolan gençlerden Yusuf Büyükizgi’nin babası Mustafa Büyükizgi, çocuklarının ihmal nedeniyle hâlâ bulunmadığını belirtirken şunları söyledi:

“Karakol polisi oğluma, ‘Denize açıldıklarını nerden biliyorsunuz? Sızmışlardır bir yerde’ diyor. İDO feribotu çocukları görüyor ama geri dönmüyor. Kıyı Emniyeti haber alıyor ama arama çalışmalarına başlamıyor. Hep ihmalkarlıklar zinciri. Çocuklar kayıp. Beş tane can bulunmuyor.”

 

‘Hesap soracağız’

 

Serdar Demir ve Doğan Demir’in dayısı Sait Demir ise, “Burayı işleten de, bu işletmeye izin veren tüm yetkililer de bu kazadan sorumludur. Hukuki anlamda ucu kime dokunursa dokunsun hukuk mücadelemizi sürdüreceğiz” dedi.

Demir, ruhsatı bulunmayan işletmenin havanın kötü olmasına rağmen bisiklet kiralamaya devam ettiğini söyleyerek, “Bisikletlere baktığınızda hepsi yaralı, hepsi yıkık dökük. Güvenlik şeritleri yok. Bir hücum botu yok. Ancak tek sorumlu bu işletme değil, onun bu şekilde burada çalışmasına izin veren yetkililer de sorumlu” dedi.

İDO ve Kıyı Emniyeti arasındaki konuşmaları içeren ses kayıtlarının ortaya çıkmasıyla ihmalin artık başka bir boyut kazandığını söyleyen dayı Demir, “Sahil güvenlik ve Kıyı Emniyeti burada sorumlu. İki saat sonra haber almalarına rağmen bir müdahalede bulunulmuyor. Müdahale etselerdi bu canlar şimdi aramızda olacaktı. Pazar günü saat 17.00 civarında, iki üç saat sonra bu gençler hâlâ yaşıyor. Eğer İDO kaptanı dönüş almış olsa ya da Kıyı Emniyeti biraz vicdani anlamda meseleye yaklaşsaydı, şimdi bu insanlar aramızda olacaktı” diye tepki gösterdi.

 

Bir tane mülki amir yanımıza gelmedi!

 

Yapılan arama kurtarma çalışmalarının da özellikle ilk iki gün yetersiz olduğunu vurgulayan Sait Demir, ne İstanbul Valisinin ne de iktidar yetkililerinin yanına geldiğini söyledi. “Beş genç de pırıl pırıldı. Bugün Allah’tan yine ümidimizi kesmiyoruz ama ümit de kalmadı. Belki bir mucize olur diye bekliyoruz. İnsan gözüyle görmeden inanmıyor çünkü. Ama değilse de ölümüzü almak ve gitmek istiyoruz” diyen Demir, hukuki mücadelelerinin de sonuna kadar devam ettireceklerini söyledi. “Kıyı Emniyeti mi, sahil güvenlik mi, İDO mu, Belediye mi veya diğer tüzel kişiler mi kim olursa olsun hukuki anlamda elimizden ne gelirse, her şeyi yapacağız” diye konuştu.