Polonyalı kadınlar kürtaj yasağına karşı meydanlarda

Polonyalı kadınlar kürtaj yasağına karşı meydanlarda

Polonya'da kürtajın tamamen yasaklanmasını öngören yasa tasarısına tepkiler sürüyor. Günlerdir devam eden protestoların sonuncusu dün "Kara Pazartesi" adı altında düzenlendi. Siyah giyisili onbinlerce kadın başta başkent Varşova olmak üzere düzenledikleri gösteri yürüyüşlerinde tasarıya karşı çıktı. Paris, Brüksel ve Berlin gibi Avrupa'nın pek çok kentindeki yürüyüşlerle de Polonyalı kadınlara destek veriliyor.

Tasarı "Kürtajı durdurun" adlı girişiminin başlattığı imza kampanyası üzerine meclis gündemine geldi. Tasarıya iktidardaki milliyetçi muhafazakâr Hak ve Adalet Partisi (PiS) destek veriyor.

Polonyalı kadınların protestosuna destek için bazı şirketler işyerlerini kapattı, bazıları da kadın çalışanlarına eylemlere katılmaları için izin verdi. Gösterilerde erkekler de kadınların yanındaydı. Eylemlere sosyal medya üzerinden de yoğun destek geliyor. Twitter ve facebook üzerinden #CzarnyProtest (Kara Protesto) ve #BlackMonday (Kara Pazertesi) etiketiyle yüzlerce destek mesajı paylaşıldı.

Varşova'daki eylemleri yerinde izleyen DW Polonya servisi editörlerinden Barbara Cöllen, "Gösterilerin ana amacının kürtajın yasaklanması ya da serbest kalması değil, kadının kendi bedeniyle ilgili kararı kendi dışında verilmesine tepki göstermek" diyor. Bu yüzden gösterilerde hem kürtaja karşı hem de kürtaj yanlısı kadınları görmek mümkündü. Genci, yaşlısı, erkeği, çocuğu herkes meydanlardaydı. Ellerindeki dövizlerle tasarı protesto ediliyordu" ifadelerini kullanıyor.

"Kadınları Koruyun" girişimi Avrupa genelinde kürtaj, cinsel eğitim ve doğum kontrolü alanında ortak bir düzenlemeye gidilmesi için imza kampanyası başlatacağını duyurdu.

"Benim bedenim benim kararım"

Türkiye'de de 2012 yılında dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıklamalarıyla alevlenen ve kısa zaman içinde Meclis’e gideceği açıklanan "Kürtaj Yasası” büyük tepkiyle karşılanmış, "Benim bedenim benim kararım” sloganıyla başlatılan kampanyalar büyük destek bulmuş ve neticesinde tasarı meclis gündemine getirilmemişti.

Türkiye'de yürürlükte olan ilgili yasalara göre 10 haftayı geçmeyen gebeliklerde isteğe bağlı çocuk aldırmak, gebeliği sonlandırmak serbest.

Avrupa'daki durum

1970'li yılların sonuna kadar Avrupa'nın neredeyse tamında kürtaj yasaktı. Örneğin Almanya'da kürtaj olan kadınlar hapis cezasına çarptırılabiliyordu. Bunun yanında 1935'te kadının sağlık ve sosyal durumunu tehlikeye attığı durumlarda 12. gebelik haftasına kadar hamileliğin sonlandırılmasına izin veren ilk Avrupa ülkesi İzlanda gibi ülkeler de yok değildi. 1913'te Sovyetler Birliği (SSCB) döneminde ülkedeki tıp otoritelerinin tavsiyesi üzerine hamileliğin 12. haftasına kadar kürtaj yaptırılmasına imkân verildi. Stalin 1936'da yürütmeyi durdurdu, yasa 1955'te yeniden yürürlüğe girdi.

20. Yüzyılın sonlarına doğru Avrupa kıtasında kürtaja daha esnek bakılır oldu. Avrupa ülkelerinde art arda kürtaja imkan tanıyan yasa değişiklikleri yapıldı. Günümüzde de hala pek çok Avrupa ülkesinde belirli koşullar altında kürtaj serbest.

Kürtajın hangi durumlarda ve hamileliğin hangi döneminde yapılacağı ülkeler arasında farklılık gösteriyor.

Malta 28 AB üyesi içinde kürtajı her koşulda yasaklayan tek ülke. Kadının hayatı söz konusu olduğu durumlarda dahi kürtaja izin verilmiyor. Kürtajın yasağa rağmen yapıldığı durumlarda kadınlara 18 ay ila 3 yıl arasında değişien hapis cezası verilebiliyor. Ancak uygulamada kürtaj vakalarına kovuşturma yapılmıyor. Polonya'daki tasarı da Avrupa'da bu konudaki en sert düzenlemelerden olacak. Zira tasarıya göre kürtaj ancak hayati tehlike durumunda, fetüsün zarar gördüğü ayrıca tecavüz ve insest vakalarında mümkün olabilecek. Aksi durumlarda kürtajı yapan doktor ve kadın beş yıl hapis cezasına çarptırılabilecek.

Avrupa Parlamentosu'nun Sosyal Demokrat kanadından da kadınların yürüyüşüne destek geldi. Çarşamba günü konunun Genel Kurul gündemine getirileceği belirtildi.

Polonya Katolik Kilisesi ise kürtajın kesinlikle yasaklanmasını savunuyor. Çestohova Başpiskopos'u Vaklav Depo, pazartesi günkü ayinde "yaşam hakkının dokunulmazlığı" konusuna değinerek, protestolara kilisenin bakışını ortaya koymuş oldu. Kilise ancak kürtaj yaptıran kadınların cezalandırılmasını istemiyor.