İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ersan Şen, iç güvenlik paketi kanunu ile ilgili değerlendirmesinde polisin açtığı soruşturmadan savcının haberi olmayacağını söyledi.
Prof. Şen, savcı evinde yatarken, odasında çalışırken polisin kişileri gözaltına alacağı ve soruşturma başlatacağını belirterek "Cumhuriyet başsavcılarının bütün yetkileri illerde vali, ilçelerde kaymakamlara veriliyor" dedi.
Bugün'de yer alan habere göre Şen, Türk Hukuk Enstitüsü Kayseri Şubesi ile Kayseri Barosu tarafından düzenlenen 'CMK Değişiklikleri ve Uygulamaları' konulu konferansta konuştu. Hukuk devletinin hukuki denetimlere açık olduğunu dile getiren Prof. Dr. Şen, son zamanlarda bazı yeni dokunulmazlıklar çıkartılmasıyla ilgili şu bilgileri verdi: "Hukuk devleti ne olarak bilirsiniz. Hukuk devleti hukuki denetimlere açık olandır. Ama son zamanlarda görüyoruz ki bazı dokunulmazlıkların üretilmesiyle bazı değişik mevkilerde bulunanlar için kanunlarda yargı denetiminden uzaklaştırıldığını, özellikle devletin tasarruflarının yargı denetimin dışına bırakıldığını görüyoruz. Kuvvetler ayrılığı ilkesinde bizde soruyoruz. Hangi sebeplerden yargının, hangi mensubuna, savcısına, hakimine güvenmiyorsunuz? Sorun ve hukuka aykırılık varsa bu noktadan kaçınmak kendinize bir ayrıcalık kazanmak maksadıyla mı o kanunları üretiyorsunuz? İki örnek MİT kanunu ile dokunulmazlık had safhada. TİB öylesine. Kamu görevleri ile devlet memurları ile ilgili kanunda var. Milletvekilleri için vardır. O ayrı bir yerde tutulabilir. Ama herkes kendisine bir dokunulmazlık istiyor. O zaman siz hukuk devleti ilkesini nasıl yaşayacaksınız."
"Hukuk devleti demek denetime devletin bütün tasarruflarının açık olması demektir." diyen Prof. Dr. Şen, "Siz bana 'Burası Türkiye Cumhuriyeti' diyebilirsiniz. Burada akşam hukuk devletiyle yatar, sabah polis devleti ile kalkarsın. Kardeşim çıkar ikinci maddede hukuk devletini, yaz oraya polis ya da kanun devletini. Olmaz. Niye? Çünkü o gücü elinde tutacağı yere faydaları vardır. Böyle bir şekil yok. Yargıya güvenmeyeceksek o zaman dışarıdan yargı mensubu transfer edeceğiz." diye konuştu.
İç güvenlik paketi ile ilgili de değerlendirme yapan Prof. Dr. Şen, paketin adının güzel olduğunu ve bütün torba kanunlarının esasında adı güzel olarak algılandığını ifade ederek şunları söyledi: "Yargı reformu paketi. Demokrasi paketi. Bunlar güzel. İçine baktığınızda öyle değil. Cumhuriyet başsavcısının yetkileri valiye, kaymakama verilecek. Gözaltına alma yetkisi polise verilecek. Burada kuvvetler ayrılığının ihlali. Biz hukukçu olarak doğrunun yanındayız. İyi yapılana iyi, kötü yapılana da işaret ederiz. Yargı birliği Türkiye’de sağlanamaz. Mahkemelerinin bütün yargı makamlarının bir çatı altında toplanıp aynı usul ve esaslarla yargı yapması. Güven sağlanamazsa güven nedeniyle senin mahkemen, benim mahkemem, senin hakimin, senin savcın denir. Birçok mahkeme vardır. Çok basit yargı birliği kurup koruma şeklinde anlayışı sağlamayız. Hakim ve mahkeme güvencesi muhteşem bir prensiptir."
Prof. Dr. Ersan Şen, iç güvenlik paketinde idare makama ilginç bir yetki geldiğini belirterek “İçişleri Bakanı birden fazla vilayetle ilgili (örtülü olağanüstü haldir) valinin, kamu düzeninin fazlasıyla bozulduğu kararını verdiği taktirde, bütün talimatlarına uyulmak zorundadır. Aykırı davranırsa TCK’daki eski 526 madde, yeni kabahatler kanunu 5326 sayılı yasadaki 32 maddeye göre emre aykırı davranış olarak cezalandırılma yetkisi geliyor. İç güvenlik paketi önemlidir. Polisi tasfiye etme tartışmasına sığdırılırsa hata olur. O çerçevede hukukçular değerlendirirse yanlış olur. İç güvenlik paketinin kritik noktaları var. Müthiş kişisel veriler toplama kampanyası başlayacak. Faydalı mı zararlı mı bakın. Kullandığınız kiralık araçtan tutunda her şeyiniz kayıt altına alınacak. Elinde tutanlarda vermek zorunda. Özel hayatla ilgili olup olmadığına bakılmaksızın. Gözaltı inanılmaz yetki var polise. 4 güne kadar gözaltı yetkisi geliyor. Ama net olan husus savcı evinde yatarken, iş yerlerinde çalışırken, birileri gözaltına alınacak ve soruşturma başlayacak. Savcının haberi olmayacak." diye konuştu.
"Valiye, kaymakama idarenin amiri diyorsanız, savcıya soruşturmanın amiri diyorsanız gözaltı yetkisini savcıdan alamazsınız" diyen Prof. Dr. Şen, konuşmasını şöyle tamamladı: "Bu CMK’nın sistematiğine, 90 ve 91’inci maddelerine aykırıdır. Özünü bozmaktır. Savcıları 10 metrekare odalara hapsedemezsiniz. Türkiye Cumhuriyeti'nin ihtiyacı adli kolluğun kurulmasıdır. Adli kolluk olup kendisi olmayan, CMK 163’üncü maddeden bahsetmiyorum. Gerçek manada delil toplayan, savcının emirleri ile hareket eden, İçişleri Bakanı'nın, valiye, kaymakama bağlı olmayan savcıya hizmet eden adli kolluk teşkilatını siyasiler korkmadan kurması gerekir. İnsanımızın en önemli sorunu hukuku, adaleti istemeyi bilmiyor."