TBMM'deki görüşülen infaz yasası tartışılmaya devam ediyor. Muhalefet yasaya karşı eleştirilerini yükseltirken, Ceza hukukçusu Prof. Dr. Adem Sözüer de “Bu yasa kesin Anayasa Mahkemesi’ne gider. Rahşan Affı’nda olduğu gibi kapsamı genişler. Ama ne kadar genişler göreceğiz...” dedi.
Ceza hukukçusu Prof. Dr. Adem Sözüer, Meclis'te görüşülmeye devam eden infaz paktetini RS FM’de Atilla Güner’le Akşam Postası yayınında değerlendirdi.Prof. Dr. Sözüer, yasa tasarısını meclise gitmeden önce inceleme fırsatı bulamadıklarını o yüzden yapılacak çok şey olmadığını anlattı:
“Benim arkadaşlarımla birlikte hazırladığım raporlar var. Çeşitli üniversitelerden hazırladığımız raporları TBMM’ye gönderdik. Akademi dünyasında bu konuyla uğraşan hiç kimseye tasarı daha önce gönderilmemişti. Daha önceden bu metin kimsede yoktu. Son anda TBMM’ye gönderildi. TBMM’ye geldikten sonra Meclis başkanı, grup başkanvekilleri ile bu raporları görüştüğümüzde çok fazla bir şey yapılamayacağını maalesef anladık.
Aslında belki de Türkiye’de ilk kez ceza hukukçusu böyle bir konuda görüş birliğinde neredeyse. Bizim söylediğimiz şey Türkiye’de infaz sisteminde sorunlar var bunlar düzeltilmeli, bu nedenle mutlaka bir düzenleme yapılmalı. Korona nedeniyle de yapılması gerekenler var. Kişileri şartlı salıveriyorsanız infaz indirimi yapacaksanız burada suçludan hareket etmeniz gerekiyor. Aynı suçu işleyen iki kişinin cezaya tepkisi farklıdır. Aynı suçu işlemiş olabilirler ama tepkileri farklıdır. İnfazdaki düzenlemelerde suç istisnaları yapılmasın. Gasp suçunun infaz süresi 1/2, buna karşılık ondan daha hafif şiddet taşımayan bir suçun infaz süresi 2/3.“
Sözüer suçlar arasında ayrım yapıldığını, bunun da anayasaya aykırılık teşkil edebileceğini söyledi:
“Deniliyor ki anne 6 yaşına kadar çocuğu varsa bunlar serbest bırakılacaktır ama bir istisna koymuş şu suçlar olursa bu anneler yararlanamaz diye. Çocuk sahibi anneler için bir imkan getiriyorsanız bunların arasında suça göre bir ayrım yapmanız mümkün değil. Aynı şekilde 65 yaşından büyük hükümlüler için yaşlılık belirtilerinin ötesine geçmişse ve bir takım rahatsızlıkları varsa Adalet Bakanı rapor alıp bunları bırakabilir. Herhangi bir azmi süre de yok. Ne kadar cezası olursa olsun. Burada da şu suçlardan dolayı ayrım yapıyorsunuz. Yüze kezzap atmak yararlanmasın çünkü bir hassasiyet oldu toplumda. Yüze kezzap attı insanın yüzü düzelmeyecek şekilde kalıcı bir iz bıraktı bunu affa tabi tutmayalım diyorlar ama yüzüne kezzap atıp yaralama sonucu ölse o affa tabi. Bir kişi mahkum olup tutukluluğu sona erse af veya indirimlerden daha kolay yararlanacak ama tutuklu olduğu için yararlanmıyor. Bu gibi durumlardan dolayı bu yasa Anayasa Mahkemesi’ne gidecektir. Daha önce Rahşan Affı’nda olduğu gibi kapsamının genişlemesi mümkün. Ama ne kadar genişleyecek göreceğiz...”