Deprem uzmanı Prof. Dr. Ahmet Ercan, Meksika'da meydana gelen 8.2 büyüklüğündeki deprem nedeniyle Dünya'nın ekseninde kayma meydana geldiğini söyledi. Ercan, sözlerinin devamında "Depremin ardından oluşan yer kabuğu gerginliği Türkiye de dahil olmak üzere dünyanın herhangi bir yerinde 10 gün içerisinde büyük bir depreme sebep olacak" ifadesini kullandı.
Önceki gün Meksika'da meydana gelen 8.2 deprem 6 ülkede hissedildi. Depremin ardından tsunami alarmı verildi, deprem dünya ekseninde kaymaya yol açtı. 5-10 yıl arasında meydana gelen 8 üzeri depremler, dünyanın ekseninde kaymaya ve ölümcül hasarlara neden oluyor. Yaklaşık 1 dakika süren depremin ardından korkunç bir bilanço beklerken bugün ölü sayısının 61'e yükseldiği bilgisi ulaştı.
Hürriyet'te yer alan habere göre; Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan, depremin yer kabuğunun tamamında bir gerilmeye sebep olduğunu ve bunun da dünyanın herhangi bir yerinde 10 gün içerisinde büyük bir depremin işareti olduğunu söyledi. Yar. Doç. Dr. Oğuz Gündoğdu ise depremin kırsal bölgeden uzak olmasının depremin az zararla atlatılmış olmasını sağladığını belirtti.
Ercan, sözlerinin devamında şunları kaydetti:
"Bu depremden çıkan enerji 1000 tane atom bombasına eşit bir enerji. Bu büyüklükteki depremler dünyada yılda 2 - 3 tane olur. Depremin süresi denildiği gibi yaklaşık 1 dakika. Derinliği de 33 kilometre. Depremin nerede olduğu çok önemli. Pasifik okyanusunda bulunduğu kesim çeşitlik 'kaysak' dediğimiz anakara parçalarından oluşuyor. Bu anakara parçalarından bir tanesi Albotros, yaykını bile Guatemala çukurunun bulunduğu köşede oluşuyor deprem. Burada iki tane ana kırık kesişiyor. Bu kırıklardan bir tanesi doğu batı doğrultusunda uzanan Küba üzerinden gelen kırık, diğeri de Kuzey Amerika'yı boydan boya kateden ünlü kırık.
Tam da bu kavşak noktasında oluyor deprem. Deprem üretkenliği yüksek bir bölge. Bu bölge nereden bakarsanız Guetamala'ya daha yakın ve Meksika'nın kırsalında yer alıyor ve dağlık kesime yakın...
En çok nüfusu olan Mexico City'e uzaklığı bin kilometreden fazla. Depremin yıkım gücü yaklaşık 11 ile 12 arasında oluşmuş durumda. Yakınında büyük bir şehir olmaması ve Mexico City gibi kötü yapılaşmanın olduğu bir yerleşime yakın olmadığı için etkisi daha az olmuştur. Depremlerin yüzde 20 yıkımı yerin kötü davranışından olur. Meksika'nın merkezinde olan Mexico depremi çok yıkıcı olmuştu. Bunun ana sebebi Mexico şehrinin jöle gibi bir çökel çukurunun üzerinde bulunmasıydı. Şimdiki uzaklık bu etkiyi azalttı. Meksika büyük depremler geçiren bir ülke. 1985'te böyle bir büyük deprem gerçekleşmişti.
Ondan sonra çıkartılan tıpkı Türkiye'de olduğu gibi deprem yasalarıyla yapı niteliğinde büyük bir artış gözlemlendi. Tabi kırsal kesimde denetleme olanağınız yok aynı Türkiye'deki gibi. Geleneksel ve yoksul insanların oturduğu evler tehlikeye çok açık. Bodrum'da yıkılan 60 evin harcı sadece çamurdan oluşuyordu. Anadoludaki evlerin yüzde 80'i böyledir. O yüzden Anadolu'daki depremler daha küçük olsa da yıkılmarı daha fazla oluyor.
Her şey bilgi yatırım, para ve teknolojinin uygulanmasıyla paralel olarak gidiyor. Depremin derinde gerçekleşmesi de olumlu bir etken. Türkiye'de genellikle 5-10 kilometre odak derinliğinde gerçekleşir. Odak derinlik ne kadar fazla ise etkisi o kadar azalır. Yüksek yapılar depremden etkilenir diye bir durum sözkonusu değildir.
Yapının yıkılmasına engel olan yerle yapının rezonansa gelmesidir. Türkiye 99 depreminde bunu kanıtladı. Yapı Kredi plaza, İş Baknası Kuleleri gibi çok katlı kuleler zarar görmedi. Deprem yasasına uygun olarak yapılmıştı. Adını andığım yapıların 9 büyüklüğünde bir deprem olsa bile yıkılıcağını düşünmüyorum.
Anakaya üzerindeki çok katlı yapılar jöle gibi sulu toprak üzerindeki az katlı yapılar depremde rezonansa gelmedikleri için depremi en az yıkımla atlatırlar. Bu bir mühendislik sorunudur.
Meksika depreminden çıkan enerji olağanüstü büyük. Yerin çekirdeğine kadar yer salınmaktadır. Bu sarsıntılar 3 türlü hareket yapıyor. Şu anda yer kabuğunun tamamı gergin. Yer yuvarının üzerinde çeşitli kırıklar var. Enerji biriken yerler varsa buralar bir depremle gerginliğini boşaltabilir. Bu dünyanın herhangi bir yerde olabilir. Yani buna Türkiye de dahil olmak üzere Dünyanın herhangi bir yerinde 10 gün içerisinde orta ya da büyük depremler olmasına şaşırmayacağız."
Depremin yerleşim bölgelerine uzak oluşunun, etkiyi azalttığını belirten Oğuz Gündoğdu da şunları söyledi:
"Bu deprem nüfusu fazla olan yerlere uzak bir depremdi. Derinlikte yer alan bir deprem. Harekete denizden geçiyor. Hareket eden blog farklı o da zararı azaltıyor. 8.2, enerjisi fazla olan bir deprem. Beklenen tsunami olabilrdi, olmadı. Orası bir deprem bölgesi olduğu için mutlaka önlemler alınmıştır, daha sağlam binalar yapılmıştr. Ancak bu depremin şehirlere uzakta oluşu, can kaybını ve zararı azaltan en büyük etkenlerden biri. Çünkü enerjisi çok büyük bir depremden bahsediyoruz.
Derinlik yine depremin etkisini azaltan faktörlerden biri. Yapılarda ne kadar dikkatli olunursa olunsun 7'den daha büyük depremler yıkıma sebep olabilir. Burada depremin yerleşim bölgelerinden uzak oluşu hasarı azalttı. Şili'deki depremde de aynı şey tartışıldı. Şili uzun bina inşa etmeyen bir ülke, deprem gerçeğinin farkında bir ülke ancak son deprem yine şehre 200 kilometre uzakta gerçekleştiği için az kayıpla atlatılabildi.