Hazal Özvarış
Prof. Dr. Arşaluys Kayır, T24’e verdiği söyleşinin dün yayımlanan ilk bölümünde cinselliğin ne demek olduğunu ve cinsel arzuyu anlattı.
“Cinsel arzuyu arttırmak öğrenilebilir” diyen Prof. Kayır’a göre cinsel ilişkilerdeki kilit nokta, “Tarafların neden haz duyduklarını keşfetmeleri ve bunları partnerlerine aktarabilmeleri; cinsellikte kendi sorumluluklarını almaları.”
İstanbul Tıp Fakültesi Psikiyatri Ana Bilim Dalı’ndan emekli olan Prof. Kayır, önde gelen bir psikoterapist, psikodramatist, çift ve grup terapisti ve cinsel psikoterapi uzmanı. Aynı zamanda Cinsel Eğitim ve Araştırma Derneği’nin (CETAD) kurucu üyelerinden ve eğitimci olan Kayır, Türkiye’de “vajinismus tedavisi” denilince akla gelen ilk isim.
Söyleşinin bugünkü bölümünde biz de objektifi vajinismusun nedenlerine ve tedavisine çevirdik. “Vajinismusun psikolojik tarifi, ‘kadının kendini psikolojik koruma davranışı’dır” diyen Kayır, vajinismusta en sık karşılaşılan sebep olarak “kızlık zarı korkusu”nu işaret ediyor.
“Vajinismus tedavisinin çift terapilerinde ortalama 8-10; grup tedavisinde 15 seans sürdüğünü” belirten Arşaluys Kayır’a göre, kolay yöntemlerle yapılan vaatler ise “ne doğru, ne de etik!”
Erken boşalma sorununda cinsel terapilerde önerilen yöntemi de anlatan Prof. Kayır, “Özellikle derin bir çatışma varsa, teknik her zaman işe yaramayabilir”notu düşüyor ve “erkeklerin cinsel sorunlarda çok çabuk yara aldığını” söylüyor.
“Orgazma odaklanan çiftin hazzın esiri olduğunu ve mastürbasyon yapar gibi orgazmın peşine düştüklerini” söyleyen Kayır, eşcinsel ilişkiler için de “heteroseksüel ilişkilerden farkı yok” diyor.
İşte Prof. Arşaluys Kayır’ın T24’ün sorularına verdiği cevaplar:
- Masters ve Johnson’un tanımladığı cinselliğin fizyolojisi modelinde üçüncü sırada olan orgazm ne demek?
Orgazmın hem fizyolojik, hem de psikolojik boyutu var. Kısa bir süre bilinç bulanıklaşır, konsantrasyon yükselen doruk duygusuna odaklanır. Hissedilen şeyi yaşayan da zor tarif edebiliyor. Orgazmla boşalmayı şöyle ayırt edebiliriz; erkek çok haz duymadan da boşalabilir, ama orgazm dediğimiz zaman doruk bir duygudan bahsederiz. Biz de gene yetersiz bir şekilde “doruk duygu” olarak tarif ediyoruz. Fizyolojik olarak da belli bir süre hissedilen yüksek bir duygudur. Bunu tekrarlayabilirsiniz, ama isteseniz de uzatamazsınız. Orgazm sorunu olan sevişmekten genellikle zevk alır, yükselir ama o noktada çakılır kalır ve son fizyolojik döngüyü tamamlayamaz.
Erkeklerinkine kıyasla kadının orgazmını tarif etmek zor olduğu için ben soruyu şöyle sorabiliyorum: “Erkeğin boşalma esnasında nasıl bir duygu yaşadığını ya da fizyolojik olarak bedeninde ne refleksler olduğunu gördüğünde sizde de benzeri bir şey, birdenbire yükselme ve kendinizi bırakma, rahatlama hali oluyor mu?”
- Türkiye’de en sık karşılaştığınız cinsel işlev bozukluğu vajinismus olmasına rağmen Cinsel Eğitim ve Araştırma Derneği'nin (CETAD) araştırmasına göre en yaygın mesele orgazm bozukluğu. Bu fark neden kaynaklanıyor?
Heteroseksüel ilişkide kadın da, erkek de orgazmı cinsel birleşmeyle yaşadıkları zaman sayıyorlar. Cinsel birleşme olmadığı zaman, çocukluk yıllarında olan, mastürbasyonla hissedilen bir şey gibi kalıyor akıllarında.
Dolayısıyla orgazm, “Şimdiye kadar yaşamadığımız şeyin peşine koşalım” diye bir arzuyla kovalanıyor. Kadınlar, orgazmı cinsel birleşme ile hedefledikleri için orgazm sorunu yaşıyorlar. Tecrübelerime göre, istek veya orgazm bozukluğu gibi başka sebeplerle başvuran diğer kadınlardan açık ara farkla vajinismus nedeni ile gelen 10 kadının sekizi orgazmı tanıyor.
- Cinsel birleşme dışında sevişme yolları buldukları için mi?
Evet. “Ben haz alıyorum” diyor; sevişme hazzının yanı sıra orgazmı da kastediyor. Bazen şöyle düşünüyorum: “İyi ki vajinismus oldunuz, şimdi güzel sevişmeyi de daha iyi öğreniyorsunuz.”
Anatomik ve fizyolojik olarak en duyarlı bölge klitoristir. Vajinanın içi de boş huni değil, duyarlıdır, ancak orgazmı tetikleyen klitoral bölge, hissedilen yer vajinanın kontraksiyonlarıdır. Vajinanın içinde penis olduğunda kontraksiyonlar daha iyi hissedildiği için orgazm sık sık birleşmeyle bir tutulur.
Bazen orgazm sorunu ile gelen kadın şunu söyleyebiliyor: “Eşim çok gayret sarf ediyor, uzun da sevişiyor, ama olmuyor.” Birisi senin için canhıraş bir şekilde çaba sarf ediyorsa zaten konsantrasyonun dağılıyor ve gerekirse orgazm taklidi yapıp işin içinden çıkabiliyorsun.
Bu arada söylemek lazım; orgazm taklidi her zaman kötü bir şey değildir. Çünkü orgazmın gelmesini anlayabilirsiniz, ama tayin edemezsiniz. Taklit, ihtiyaç duyulan ritmi sağlayabilir. Bir gün de bakarsınız ki orgazm olmuşsunuz.
Kadınlarda orgazm bozukluğunun bir nedeni de kendini göstermekten çekinmesi, kontrolü elinde tutması olabiliyor. “Kendini tut” telkini nedeniyle kadın aktif olmuyor ve kendi ritmini, nasıl orgazm olacağını da öğrenememiş oluyor. Biz de siz aktif olun ve ritminizi tayin edin, diyoruz.
- Kadının ritmini tayin etmesi ve orgazm olması için en uygun pozisyon hangisi?
Kadının üstte olduğu pozisyon. Bu pozisyonda sen ritmini öğrenmiş olacaksın, ondan sonra da istediğin gibi pozisyonları değiştireceksin. Çünkü diğer türlü erkek kendi ritmine göre hareket ediyor. Orgazm için iki taraf da kendi sorumluluğunu almak durumunda.
"5 dakikada sevişiyoruz" diyen çiftlere çok rastlıyoruz. İki taraf da orgazm oluyorsa "Çok güzel yaşıyoruz" diyorlar. Hâlbuki örneğin, vajinismusları tedavi ettikten sonra, "Başta güzel seviştiğimizi zannediyorduk, ama esas şimdi sevişiyoruz" diyorlar. Bunu cinsel birleşme olduğu için değil, uzun seviştikleri için diyorlar. Belki de süren ilişkilerde orgazma odaklanmaya “kötü sevişme” diyebiliriz.
- “Uzun” derken aklınızda bir süre var mı?
Hiç olmazsa 20 dakika. Çünkü daha önce hazzın esiri oluyorlar. Orgazma nasıl ulaşacaklarını bildikleri için de buna odaklanıyorlar, mastürbasyon yapar gibi orgazmın peşine düşüyorlar. Bunu herkes için diyemem, ama bir kısmı için böyle...
- Türkiye’de kadınların cinsel problem olarak en sık yaşadığı sorun olan “vajinismus” ne demek?
Vajinismusun psikolojik tarifi, “kadının kendini psikolojik koruma davranışı”dır. Dizimize vurulduğunda refleksif olarak ayak nasıl sıçrıyorsa cinsel birleşme esnasında da bir anda kapanma oluyor. Jinekolojik açıklama ise “vajinanın dış üçte birinin istemsiz kasılması” demektir. Ancak bizim gördüğümüz kasılma sadece vajinada değil, bütün bedene yansıyor. Kadının kendini gelen tehlikeye karşı koruması, itmesi ve kapaması…
Kadınlar “O ana kadar her şey çok güzeldi” der; ama o an gelince tüm vücut kasılır. O zaman bizi ilgilendiren şey “o sırada aklınızdan ne geçtiği” olur. O an aklından hiçbir şey geçmese de sevişmenin başında “ya kanarsa, ya kan durmazsa, ya ölürsem” diye düşündüğünü söyler.
Bunda penis korkusu da, cinsel tacizin, travmaların da rolü olabilir. Okulların önünde veya adres sorarken örneğin araba içindeki bir erkeğin penisini göstermesinin gelecekte o kadına ciddi etkileri olabilir. Bir pardösü meselesi vardır, hiç beklemediğin bir anda adam penisini gösterir. Ereksiyon halindeyse, büyüklük hali “kocaman” diye tarif edilir ve vajinismus olan kadın da “dar bir yere büyük bir şey nasıl girer” der.
Erkek, mastürbasyondan başlayarak organının nasıl işlediğini görüyor, ama kız çocuk uyarıldığını hissetse bile vajinasını bilmiyor. Ama bildiği bir şey var: “Orada bir kızlık zarı var ve ancak cinsel birleşme ile ya da oraya bir şeyin girmesi ile o zar gider.” Bu yanlış bir bilgilenme.
Vajinismus en çok kızlık zarı korkusu nedeniyle yaşanıyor. Yani illa birinin sana bir şey yapmasına gerek yok, kafanı bunlarla doldurman yeter. Bazı kültür ve geleneklerin vajinismusu destekleyen bir yanı var.
Bekâretini yıllar boyunca toplumsal nedenlerle saklıyorsun. Zamana ya sen, ya nikâh memuru karar veriyor. Kendin karar verdiysen, “ya evlenirsem eşim bekâret nerde derse” endişesi geliyor ve utanıyor, sıkılıyorsun. Diğerleri karar verdiyse, yıllar boyunca saklamak zorunda hissettiğin bir şeyi açmakta sıkıntı yaşayabiliyorsun.
1986’daki terapilerde şunu fark etmiştik, “eşler şiddet mi kullanıyorlar ki kadın bu kadar korkarak kendini geri çekiyor” sorusuna karşılık 44 vakanın ancak dördü ya da beşi tehdit edilmiş veya dövülmüştü. Diğer eşler, korudukları ilişkilerde eşlerini acıtmaktan çekiniyorlardı.
- 44 vajinismus vakasının 40’ında erkeklerin anlayışlı rast gelmeleri ne kadar tesadüf?
Vajinismus olan kadınların kocalarının kişilik yapıları yumuşak ve anlayışlı; sorduğumuzda “Ne yapayım, yani tecavüz mü edecektim! Sevdiğim insana zarar vermek istemiyorum” derler. Bu bilinç dışı seçimde ortak bir yan var; iki taraf da bilinç dışı cinselliğin agresyon kısmından korkar. Bize geldiklerinde kadın “Başkası olsa beni çoktan boşamıştı” der, ama tedavi sırasında da şunu görürler: “Bu sorunun 10-12 yıl sürmesinde eşimin de rolü varmış.” 10-15 sene önce 20 senelik evli vajinismus olan kadınlar gelebiliyordu. Ama şimdilerde çok daha erken geliyorlar; ama sebep yine vajinismus, orası değişmiyor.
- Vajinismus dendiğinde tedavi için ilk akla gelen isimsiniz. Anlatır mısınız, vajinismus nasıl tedavi edilir?
Kişilerin kendi bedenlerini tanımasıyla başlıyoruz; ilk önce anatomi, fizyoloji anlatıyoruz. Kadının ve erkeğin organı nasıl çalışıyor; bunları biraz somutlaştırıyoruz. Önce daha çok bilindiği için erkeğinkini, sonra kadınınkini anlatıyoruz. Uyarılma anında rahim nasıl yer değiştirir, vajinanın hem boyu, hem eni genişler, içerde mıknatıs bir alan oluşur ve kızlık zarı yolu kapatmaz vs. Kadın biraz çocuksu şekilde kendi organını ilk defa orada görüyor. Ve bütün bunları gördüklerinde kendi organlarını sevmeye başlıyorlar. Hatta “Biz böyle olduğunu bilseydik korkar mıydık” diyorlar.
Sonra da orgazm fazını anlatırız. Burada önemli olan vajinanın ağzının en daralmış haline kontraksiyonlar nedeniyle orgazm esnasında girdiğidir. Bu noktada kadınlara “Burada kapanma var, ama hazdan” diyoruz. Ardından da vajinismus olan bir kadının organının tam bir şey geleceği sırada vajinanın dış üçte birini nasıl kapadığını gösteririz.
Yani, vajinismusta fizyolojik bir yan da oluyor. Diyelim ki flört eden bir çift var ve cinsel birleşmeye girmemeleri gerekiyor, ama penis oralarda dolaşıyor, ikisi de uyarılıyor. Kadın da içeriye bir şey girmesin diye vajinasını kapatıyor. O zaman biz de korkuyla çalışan bu refleksin azalmasını sağlayacak egzersizler öneririz.
Vajinismus için şimdilerde daha az tecrübeli olanlar hemen parmak ödevi veriyor. Hâlbuki parmak, beş yöntemden sadece bir tanesi, ama giriş korkusu varsa vajinaya mutlaka bir şeylerin girmesi lazım. Yine de buna ek olarak gevşeme tekniği, eşiyle sevişme tekniği ve psikoterapi var. Psikoterapi kadının kendi iç dünyasını açmasına, ifade etmesine ve düzelmesine yardım eder.
- Siz Türkiye’de ilk defa vajinismusun tedavisi için grup terapileri başlattınız. Bunun eksi ve artıları ne oldu?
Seks terapisinin usulü çift terapisidir, mümkünse de çifti terapiye alanın da bir kadın ve bir erkek olması gerekir. Fakat Türkiye koşullarında terapist az ve hasta çok. Ben fakültede özel olarak sadece cinsel sorunun psikoterapisini yapan tek kişiydim.
Vajinismusu herkes sır olarak saklıyordu, ben de “Dışarıda bekleyen bir sonraki randevum da vajinismus” demeye başlamıştım. Bu yüzden grup terapisinin gayet isabetli olabileceğine karar verdim ve üç sene sonra 1988’de grup terapiye başladık. Başta çiftleri gördük. Sonra gruplara ayrıştırdık. Böylece kadınlar “Bir tek ben yaşamıyorum” demeyi ve vajinismusu evrensel bir sorun olarak görmeye başladılar. Erkeklerin de o vakte kadar sadece övündükleri cinselliklerindeki sorunlar nedeniyle bir araya gelmesi Türkiye için büyük bir ilerleme oldu.
- Size danışan kadınların hazlarında ciddi bir yükselme oluyor mu?
Evet. Ben uzun süredir cinsel tedavi yapıp olumlu konuşanlardanım. “En isteksizim”, “En beceriksizim” diyen kadınlarla doğru yoldan gittiğiniz zaman, sizin çok fazla bir şey yapmanıza gerek kalmıyor. Ona "cinselliğe odaklanmasını" söylediğiniz zaman, tabii beraber olduğu partneri de geçimli bir erkekse, ki onu illa sevmesine de gerek yok, haz kısa zamanda çıkıyor. Haz, çok büyük engelleri yoksa çıkıyor. Kişinin hazzı kulak ardı etmemesi için biz devreye giriyoruz. Hazzı küçümsememek lazım. Birbirini seven, saygı duyan, öfke birikimi olmayan çiftler daha çabuk düzelebiliyor.
- Terapi ne kadar sürüyor?
Başta üç ay diyordum, ama bugünkü tecrübemle bir buçuk ay. Yine de daha uzun tutabiliyorum. Diyelim ki ortalama 8-10 seans ama grup içinde daha çok üye olduğu için 15 seans olması daha iyidir. Ayrıca çiftin ertelediği bir sorunu, tedavi edenin de ertelemesi ya da “bu kadar gözünde büyütecek bir şey yok, bir iki seansta hallederim” demesi de yanlış.
- Vajinismusu anestezi veya Haydar Dümen gibi refakat altında cinsel birleşme ile tedavi etmek ne kadar doğru?
Kolay yöntemlerle vaatte bulunmak ne doğru, ne de etik. Bunu bir çocuk bile söyleyebilir. “Dört ay haftada bir fırsatım oldukça jinekoloğa gittim. Benimle hiç konuşmadı” diyen bir hastam var, depresif de biri. Konuşma yeri jinekolog değil, bizim yerimiz. Ama bunu gelene kadar bilmiyor.
Hastanın zaafından istifade edilen her durum, hele ki konu cinsellik olduğunda, sadece cinsel istismara girmiyor, parasal istismar da çok yüksek olabiliyor. Hastaların bize aktardığına göre bazı merkezlerde “4 yıllık evliyim hâlâ birleşmem olmadı” diyorsan, geçen yıl sayına göre hesaplayıp 4 bin dolar veriyorsun.
Eskiden bütün Anadolu Çapa’ya geliyordu, ama şimdi herkes kendi bulunduğu yerde tedavi olabiliyor. Bu, bizim memnun olduğumuz bir şey, ama konuya emek vermeyen insanlar da üç günde iş yapmaya başladılar.
- Erkekler en çok hangi cinsel işlev bozukluklarıyla kapınızı çalıyor?
Erkekler, organlarıyla ilgili bir sorunları olduğunda daha çok üroloğa gitmeyi tercih ediyorlar. Ama bu da artık değişiyor. Kadınlara göre, erkeklerin en sık yaşadıkları sorun erken boşalmadır; ama erkeklerin geldikleri sorun bu değildir. Çünkü onlar için süre normaldir. Ama partnerine doyumsuzluk yaşattığı için, erkeğin sorunu için de yine kadın gelir.
Ereksiyon güçlüğü, sertleşme sorunu daha çok endişeyle bağlantılıdır. Erkekler arasında ereksiyon sorunu ile gelen de, “ereksiyonum giderek azalıyor mu” endişesiyle gelen de var.
Mesela 39 yaşında bir erkek, “İsteğim azaldı, ereksiyon olmuyorum" diyorsa ben bunu 40 yaşına bağlarım. O günlerde olumsuz bir şey yaşamışsa, sadece bir ereksiyon kaybını genelleyip inişe geçtiğinin göstergesi olarak yorumlayabiliyor. "Aman Allah'ım bu bir şeyin habercisi olmasın sakın" diyerek kendini sınamaya başlıyor ve olur olmaz daha sık ilişkiye girmeye başlıyor. Test ettikçe de, tam da istediği gibi sonucu alıyor ve gene erekte olmuyor. Dolayısıyla bu vakalarda sertleşme endişesini tedavi ederiz.
Ben doğrudan doğruya erkek sorunlarını daha seyrek görüyorum. Ama çift ilişkisi içinde cinsel isteği az olanın erkek olması hiç de az rastlanır bir durum değil. Burada yine kadın, isteği az olan erkekten şikâyetçi oluyor. Veya “Anal bölgeden zevk alıyorum, eşcinsel olabilir miyim?" diyenler de oluyor. Bu nedenle her gelen eşcinsel değil, ama eşcinsel olma endişesi diye bir şey var.
- “Vajinismus olan kadınlar cinsel birleşme dışında orgazm olabiliyorlar” dediniz. Peki, sertleşemeyen bir erkeğin de benzer şekilde sevişmesi mümkün mü?
Hayır. Sertleşemeyen erkek, sertliği tanıyorsa, sertleşemediği zaman sevişme isteği azalır. Çünkü sertleşememenin etkisi altında kalır. Yoksa erkek sertleşmeden de sevişebilir. Ama mesela sıralı sevişmenin birinci aşamasını verdiğimiz zaman sertleşmediğini görürse, kadınlar gibi güle oynaya devam etmez. Kadınlar cinsel sorunu kolay üstleniyorlar, erkekler çok çabuk yara alıyorlar.
- Bahsettiğiniz, başarılı olma mitinin yarattığı bir fark mı?
Evet. Kadın, “ne olacak, ben kadınım zaten, 40 yıl isteğim olmasa olur” der. Ama eklemeliyim ki, feminizim ve bizim cinsellik konusuna ses vermemiz kadınların da kendi cinsel arzularını gözden çıkarmamalarında yararlı oldu.
- Erken boşalmada nasıl bir tedavi uyguluyorsunuz?
Önerebildiğimiz teknikler olduğu için en iyi sonuçları vajinismus ve erken boşalmada alıyoruz. Ama erken boşalma da her zaman teknik işe yaramayabilir. Kadına haz verememe, otoriter kadına öfke, ensest gibi daha derin bir çatışma varsa sorun tekrarlayabiliyor. Dolayısıyla şimdi söyleyeceğim teknik yüzde yüz her sorunu çözer denilemez.
Peki, nedir yöntem? Kendi başına üç kere boşalmadan önce kuru elle, sonra ıslak elle mastürbasyon yapmak. Birçok erkek hemen "Ben kendi kendime istediğim kadar uzatabiliyorum" der. Ama biz, örneğin onu en heyecanlandıran nokta cinsel birleşmeyse, “o kısmı hayal etme” deriz. Bunu yapabiliyorsa, bir sonraki aşamaya geçebiliyor.
Bu sefer aynı süreci partnerin önce kuru, sonra kremli elleriyle gerçekleştiriyorlar. Erkek, yükseldiği zaman partnerine dur, diyor. Buna "stop-start" (dur-başla) metodu diyoruz. Bu aşama için erkeğin partneriyle ilişkisinin sevecen olması lazım. Kadın, bir yandan televizyona bakarken bir yandan da bunu yapmamalı.
Sonra da cinsel birleşmeye geçiliyor. Orada da gene kremli ve kremsiz, ilk önce kadın, sonra erkek aktif oluyor. Çünkü genelde erkek aktif olduğunda daha çok heyecanlanıp “yapabilmeliyim” endişesi yaşayabiliyor. Erkekte sorun olduğu zaman “aktif olmayın”; kadında sorun olduğu zaman “aktif olun” deriz. Her durumda iki tarafa da "ne yaptığınızla meşgul olun, nasıl yaptığınızla değil" mesajı veririz.
- Eşcinsel çiftler cinsel işlev bozukluğuyla sizi ziyaret ediyor mu?
Gelebiliyorlar. Benim çok tecrübem yok, ama tedavide büyük bir fark yok.
- Eşcinsel çiftlerin ziyaret sebepleri neler oluyor?
Sebep, sertleşme sorunu veya anal seks istememe olabiliyor. Ya da hep pasif olmak istememe. Bazı erkeklerde de aktif oldukları zaman "az eşcinsel" olduklarına dair bir kanaat oluşabiliyor. Dolayısıyla cinsel isteksizlik olabiliyor ve araya başka partner girebiliyor. Araya başka biri girdiği zaman da cinsel istek düşebiliyor, güven azalabiliyor.
Onların bize gelmesi çok çabuk ilerlemeleri için bir fırsat olabilir. Diyelim ki, yaş farkı var. Bir erkeğin daha genç olması, diğerinin yaşlanmaya başlayıp cinsel gücünde azalma olması genç tarafa "ilgi azlığı" olarak yansıyabiliyor. Biz gerçekleri söylemiş oluyoruz. Sürekli kavga ediyorlarsa da “önce cinselliği çözelim” demiyoruz. Dolayısıyla heteroseksüel ilişkilerden farkı yok. Belki de eşcinselliğin adında cinsellik olmaması lazım. Çünkü sadece cinsellikten bahsetmiyoruz, içinde sevme, bağlı olma, değer verme, saygı duyma, kaybetmek istememe içeren bir ilişki bu.