IŞIL ÖZ
UCLA Hukuk Fakültesi Uluslararası Hukuk, Uluslararası İnsan Hakları ve Savaş Hukuku dersleri veren Prof. Dr. Aslı Ü. Bâli, “Eldeki deliller Akçakale’de 5 kişinin ölümüne yol açan top mermisinin, Türkiye topraklarını hedef alan kasıtlı bir saldırı sonucu ateşlenmediğini gösteriyor. Bunun sonucu olarak da, olay uluslararası savaş hukukuna göre Türkiye’ye askeri savunma hakkı doğuracak “Silahlı Saldırı” kapsamına girmiyor. Aynı nedenle NATO üyesi bir ülkeye yapılacak saldırı durumunda üye ülkelerin ortak savunmasını gerektiren 5. madde de uygulamaya konulmayacaktır" dedi.
Prof. Dr. Aslı Bâli, Şanlıurfa'nın Akçakale ilçesine top mermisinin düşmesinin ardından yaşanan gelişmeleri T24’e değerlendirdi.
Prof. Bâli, bunun Türkiye’nin uluslararası hukukun kendisine tanıdığı misilleme yapmak gibi diğer haklarından yararlanamayacağı anlamına gelmediğinin altını çizdi. Prof. Bâli, "Türkiye Suriye’ye ateş açarak ve NATO üyesi ülkeleri ortak bir tutum belirlemek için toplantıya çağırarak ilk tepkisini ortaya koydu" diye konuştu.
Top saldırısına şaşırmalı mı?
Aslına bakılırsa, top saldırısı, Türkiye’nin sıcak çatışma bölgesine yakınlığı ve rejime muhalif güçlere verdiği destek göze alındığında bir sürpriz olarak karşılanmamalı. Önümüzdeki dönemde Suriye veya Türkiye’nin “sıcak takip” veya “misilleme” adı altında birbirlerinin topraklarına giriş çıkışlarının artacağı gelişmeler yaşanabilir. Suriye’nin sınırdan Türkiye’ye kaçan muhalifleri takip etmek istemesi ve Türkiye’nin Akçakale benzeri durumlar oluştuğunda vereceği silahlı tepkiler, sınırdaki gerilimi artırırken, Türkiye’yi (belki de NATO’yu) Suriye iç savaşının içine çekme tehlikesini taşıyor.
Bu durumda Türk hükümetinin takınacağı en akılcı tavır ne olur?
Türk hükümeti, bu tip bir tırmanmanın önüne geçmek için elinden geleni yapmalıdır. Bu, sınırdan Türkiye’ye geçen Suriyeli muhaliflerin engellenmesi anlamına gelse bile.
Kuzey Atlantik Anlaşması'nın (NATO) 4. ve 5. maddelerinin içeriği şöyle:
MADDE 4
Taraflardan herhangi biri, taraflardan birinin toprak bütünlüğü, siyasi bağımsızlığı ya da güvenliğinin tehdit edildiğini düşündüğü zaman, tüm taraflar birlikte danışmalarda bulunacaklardır.
MADDE 5
Taraflar, Kuzey Amerika'da veya Avrupa'da içlerinden bir veya daha çoğuna yöneltilecek silahlı bir saldırının hepsine yöneltilmiş bir saldırı olarak değerlendirileceği ve eğer böyle bir saldırı olursa BM Yasası'nın 51. maddesinde tanınan bireysel ya da toplu öz savunma hakkını kullanarak, Kuzey Atlantik bölgesinde güvenliği sağlamak ve korumak için bireysel olarak ve diğerler ile birlikte, silahlı kuvvet kullanımı da dahil olmak üzere gerekli görülen eylemlerde bulunarak saldırıya uğrayan taraf ya da taraflara yardımcı olacakları konusunda anlaşmışlardır.
Böylesi herhangi bir saldırı ve bunun sonucu olarak alınan bütün önlemler derhal Güven Konseyi'ne bildirilecektir. Güvenlik Konseyi, uluslararası barış ve güvenliği sağlamak ve korumak için gerekli önlemleri aldığı zaman, bu önlemlere son verilecektir.