Prof. Dr. Adem Sözüer: AYM kararını uygulamamak hukuku askıya almaktır

Prof. Dr. Adem Sözüer: AYM kararını uygulamamak hukuku askıya almaktır

Karar gazetesi yazarı Taha Akyol'a konuşan İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ceza ve Ceza Muhakemesi Hukuku anabilim dalı başkanı Prof. Dr. Adem Sözüer, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın açıkladığı Yargı Reformu Paketi'nde Anayasa'ya aykırı hükümler içerdiğini belirtti. Sözüer, Anayasa Mahkemesi'nin kararlarına direnip yerine getirmemenin yargı otoritesinin tümünün sarstığını belirtti. 

Sözüer "AYM bir ihlalin varlığını denetleyebilmek için şüphesiz ki dosyayı inceleyecek ve bunun sonucunda varsa hak ihlali tespiti yapacaktır. Burada bir yetkisizlikten veya yetki gaspından söz edilemez. AYM ihlalin gereğini yap dediği takdirde mahkemenin aksi yönde hareket edebilmesi mümkün değil. AYM kararlarını direnip yerine getirmemek, ülkedeki yargı otoritesinin tümünü sarsmaktadır." ifadesini kullandı. 

Sözüer, Kararlara direnme uygulamasının böyle devam etmesi halinde AİHM, AYM’nin varlığının bir sonuç doğurmadığını görerek etkili başvuru yolu olmadığı gerekçesi ile başvurular hakkında doğrudan kabul edilebilir kararı verebilir. Osman Kavala ile ilgili olarak AİHM, tutuklamanın makul şüpheye dayanmaması, tutukluk itirazıyla ilgili hızlı bir adli inceleme yapılmadığı ve sözleşmedeki haklara getirilen sınırlamaların amaç dışı kullanıldığı yönlerinden ihlal kararı verdi ve Türkiye’nin tutukluluk haline son vermek ve derhal tahliye edilmesini sağlamak için gerekli tüm önlemleri almasına hükmetti. Şayet tutukluluk sona ermezse bunun da AİHM kararlarına uyma yükümlülüklerinin ihlalini sonuçlayacağı da kararda yer almakta. Yani tutukluluğu sona erdirmemek de ayrı bir ihlal olur diyor mahkeme. Aynı bir durum Azarbaycan/Memmedov davasında söz konusu olmuştu. Azerbaycan tutukluluğu sona erdirmeyince, o da ayrı bir ihlal sayılmış akabinde tutukluluk sona erdirilmişti. AİHM Kavala’nın tutukluluğunun devam etmesini keyfiliğe varan bir hak ihlali olduğunu söylediği anda tutukluluk sona ermeliydi. Anayasa Mahkemesi veya AİHM’nin kararlarını yerine getirmemek hukukun askıya alınması anlamına gelir." görüşünü savundu. 

Sözüer şunları kaydetti: 

Bazı olumlu düzenlemeler içerse de gerçek bir reform paketi olarak nitelendirilemez. Çünkü daha hafif suçlar için temyiz yolunu açıp daha ağır suçlara temyiz yolunu kapamak, savcıya seri yargılamada hakim gibi hüküm kurma yetkisi vermek gibi anayasaya açıkça aykırı hükümler içeren bir paket bu. Üstelik uygulamadaki mevcut önemli sorunlar çözümlenmediği gibi yeni sorunların ortaya çıktığı görüldü. Ceza adaletinde esas sorun kanunlarımızda değil. Sorun, hukuka uygun etkin uygulama yapma iradesinin olmaması. Tüm yetkili makamlar bu iradeyi ortaya koyduğu gün, tutuklama, ifade özgürlüğü ve adil yargılanma gibi alanlarda yaşanan sorunların büyük çoğunluğu çözüm bulur.

Yazının devamı için tıklayın