Merkez Bankasının faizi sabit tutmasının ardından doların yeniden artmasını değerlendiren İstanbul Bilgi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Aylin Seçkin “Ülkede güven sorunu var, erken seçime gitmek mecburi” dedi. Seçkin, seçimlerin kasım ayına kalmayacağını belirterek "Kasım çok geç. Bu ısınmış ekonomi, bu gerilmiş sosyal dengeler Kasım ayına kadar dayanamayacaklar" dedi.
KRT TV’de Semra Topçu ile Haftanın Panoraması programında konuşan Seçkin, “Perşembe gününden itibaren vurdumduymazlığın had safhada olduğunu düşünüyorum” diyerek, ülkede inat ekonomisinin uygulandığını ifade etti. Seçkin gelecek hafta açıklanması beklenen “Süper Bono”nun da işe yaramayacağını belirterek şunları söyledi:
“Ülkede bir güven sorunu var, erken seçime gitmek lazım. Bunu görmeyip idare ediyoruz, çözümler buluyoruz yaklaşımı artık durumu inkar, gerçekleri inkar noktasında… Bütün bu yaşananı inat ekonomisi olarak niteliyorum. Süper bonoyu kuvvetli bir ilaç gibi düşünüyorsanız, onu bir seferlik diye çok iyi tasarlarsanız belki başarabilirsiniz. Çok kısa vadede iyi bir getiri vadetmeniz lazım. Ama bütün bunları yaparken başka politikaları da gündeme alarak güven bunalımını çözmek lazım. Oysa Süper Bono’yu olması gerektiği gibi çıkarabilecek bir yönetim olsa zaten bu problemlerin hiçbiri yaşanmazdı. Süper bonoyla uğraşacağınıza yapılması gereken belli, bir baz puan artırırsınız. Şimdi ben gelecek hafta açıklanacak süper bonodan da hiç ümitli değilim. Eğer vadesi 3 aydan uzun olacaksa, üç ay bile Türkiye için çok uzun bir süre, ben üç ay sonrasını öngöremiyorum. Bir çığ yuvarlana yuvarlana aşağı iniyor.
Kasım çok geç. Bu ısınmış ekonomi, bu gerilmiş sosyal dengeler Kasım ayına kadar dayanamayacaklar. Bu birinci öngörüm. İkincisi Kurban Bayramından önce ücretlerde düzeltme bekliyorum. Bu artık insanların hayatta kalmaları için gerekli. Biz hayatta kalmaya, ödemelerimizi yapmaya çalışırken, uzaya gitmek gibi saçma sapan projelerle karşımıza geliyorlar. Sanki biz acile giden hastayız ama oradaki doktorlar bize şarkı söylüyorlar bunun gibi absürd bir ortamda yaşıyoruz.
Cumhurbaşkanı öğrendiğimiz bütün bilgileri çöpe atmamızı önerdi. O günlerde uyarımızı yaptık ama bize mandacı ekonomistler denildi. Faizlerin düşürülmesi bugünlere getirdi, Merkez Bankası ciddiyetini kaybetti. Hiperenflasyon riski var ama yok gibi davranarak, faiz enflasyon ilişkisi kuran ya haindir ya cahildir diyemezsiniz. Biz yıllardır bu konuda çalışıyoruz. Siz bizim öngörülerimizi, çalışmalarımızı hainlikle veya cahillikle itham edemezsiniz. Eğer üst kademeden beni dinliyorsalar, dikkate alırlarsa sevinirim. Çünkü biz işimizi layıkıyla yapmaya çalışıyoruz, risklere dikkat çekmeye çalışıyoruz, sonuçta ülke hepimizin.
“İnsanların artık dayanamayıp seçimi nasıl gündeme getireceklerse o şekilde bir şeyler yapacaklarını düşünüyorum. Referandum yapsınlar. Artık gidecek yer yok. Her şeyi sattık, elde kalanlar da satılacak, geriye ne kaldı? İnsanlarda kırgınlık yaratıyor, bütün bunlar. Sosyal patlama söz konusu. Ben sosyolog değilim. Ama sade vatandaş olarak bu riskleri görüyorum. Uyarılarımı yapıyorum… Susmayacağız."