“Bu suça ortak olmayacağız” başlıklı barış bildirisini imzaladıkları için “terör örgütü propagandası yapmak” suçlamasıyla haklarında dava açılan 1128 akademisyenden biri olan eski Türk Tabipler Birliği Başkanı Prof. Dr. Gençay Gürsoy'a 1 yıl 15 ay hapis cezasına çaptırıldı.
Gürsoy'a hakkındaki hapis cezası "Bu suça ortak olmayacağız" bildirisini imzalayan akademisyenlerin yargılanması sürecinde şimdiye kadar verilen en yüksek ceza oldu.
Evrensel'in aktarımına göre, İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davada, bir önceki celsede mütalaa verilmesine rağmen mahkemenin Gürsoy’un şahsi Twitter hesabından yapmış olduğu paylaşımları ve T24'te kendisiyle yapılan söyleşinin çıktılarını dosyaya eklediği görüldü.
Gürsoy’un avukatı Meriç Eyüboğlu'nun “Mahkemenizce dosya içine alınan belgeleri bilmiyoruz. Hangi amaçla bu belgeler alınmıştır? İnceleyip beyanda bulunmak için süre talep ediyoruz” itirazına rağmen mahkeme bir önceki celse savunmuş olduğu, “Süre talebinin yargılamayı uzatma amacı taşıdığı” kanaatiyle talebin reddine karar verdi. Eyüboğlu, müvekkili Gürsoy’un sağlık durumuna ilişkin 10 günlük raporunu dosyaya sunduklarını hatırlatarak, bir önceki celse tekrarladığı gerekçelerle heyetin reddini talep etti. Mahkeme talebin “yargılamayı uzatmaya ilişkin olduğu” kanaatiyle heyetin reddi istemini reddetti.
Mahkeme heyeti alt sınırdan ayrılıp Gürsoy'a 1 yıl 6 ay oranında hapis cezası verirken, 'suça konu bildirinin basın ve yayın yoluyla kamuoyuna duyurulmuş olması' gerekçesiyle cezayı yarı oranında artırdı. Hüküm, istinaf mahkemesinin kararının ardında kesinleşecek.
Mahkûmiyet kararında, Gürsoy'un 'suç tarihinde başkanı olduğu Türk Tabipler Birliği ile birlikte bildiri içeriğine destek çıkar derecede açıklamalarda bulunduğu, sosyal medya hesaplarından bildiriye destek verdiği ve bildiriyi sahiplendiği' değerlendirmesine yer verildi. Kararda şu ifadelere yer verildi:
“Suçun işleniş şekli ve özelliği, sanığın suç tarihinde başkanı olduğu Türk Tabipler Birliği ile birlikte bildiriden sonra bildiri içeriğine destek çıkar derecede açıklamalarda bulunması, bildiriden hemen sonra t24.com.tr adresinde yayınlanan dosyamıza çıktıları sunulan 15 Ocak 2016 tarihinde yapılan söyleşi ile şahsi sosyal medya hesabından dosyamıza çıktıları sunulan bildiriyi destekler ve sahiplenir şekilde sanığın beyanları ile tweetleri bulunduğu bir bütün olarak değerlendirildiğinde suçun işleniş şekli, sanığın suç tarihindeki konumu, yayınlanan suça konu bildirinin sanığın başkanı olduğu TTB tarafından da kabul edilmesiyle insanlar üzerinde oluşturduğu etkinin boyutu, sanığın bildiriden sonraki bildiriyi kabullenme ve sahiplenme iradesi böylelikle değerlendirilen sanığın kastının yoğunluğu, oluşan tehlikenin boyutu dikkate alınarak takdiren cezanın yasal alt sınırından ayrılıp teşdit sanığın 1 yıl 6 ay ile cezalandırılmasına, suça konu bildirinin basın ve yayın yoluyla kamuoyuna duyurulmuş olması dikkate alınarak cezanın yarı oranında artırılarak 1 yıl 15 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına, duruşmadaki olumsuz gözlemlenen tutum ve davranışları pişmanlık duymamış olması dikkate alınarak indirim yapılmasına yer olmadığına…”