Prof. Dr. İlhan Başgöz hayatını kaybetti

Prof. Dr. İlhan Başgöz hayatını kaybetti

ABD'de yaşayan ve kanserle mücadele eden Başgöz, tedavisinin Türkiye'de devam etmesini istemişti. 5 Ocak'ta Türkiye'de getirilen Başgöz, Ankara Üniversitesi İbn-i Sina Araştırma ve Uygulama Hastanesi'nde tedavi görüyordu.

Twitter hesabından açıklama yapan Prof.Dr. Necdet Ünüvar, Başgöz'ün vefat ettiğini duyurdu. Ünüvar, "İlhan Başgöz Hocamızı kaybettik. Hocamıza Allah'tan rahmet; yakınları, sevenleri ve öğrencilerine başsağlığı diliyorum" ifadesini kullandı.

İlhan Başgöz kimdir?

Halkbilimci. Akademisyen, Profesör, Araştırmacı Yazar, Çevirmen. 1923, Gemerek / Sivas doğumlu. Tam adı Mehmet İlhan Başgöz olup, kimi yazılarında M. İlhan Başgöz imzasını da kullandı. Babası ilkokul öğretmeni Hasan Efendi, annesi Cadoğlu Türkmenlerinden Zeycan Hanım'dır. 1928'de Harf Devrimi yapıldığı sırada millet mekteplerinde okuma yazma öğrendi. On bir yaşındayken ailesi Sivas'ın merkezine göç edince ilk ve ortaöğrenimini burada tamamladı (1940). Yükseköğrenimini A.Ü. Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü'nde (1945) yaptı. Aynı fakültede 1946'dan 1950'ye kadar Prof. Pertev Naili Boratav'ın asistanı olarak çalıştı. 1948'de kurulan Türk Folkloru ve Halk Edebiyatı Kürsüsü'nün düzenlediği araştırmalara katıldı, doktora çalışmasına başladı. "Biyografik Türk Halk Hikâyeleri / Kahramanları, Teşekkülleri, Saz Şairlerinin Eserleri ile Münasebetleri" adlı tez çalışmasıyla doktora çalışmasını tamamladı (1949). Bu arada Folklor ve Halk Edebiyatı Kürsüsü'nün kapatılması üzerine, burslu okuduğu için, Tokat Lisesi'ne edebiyat öğretmeni olarak atandı (1950); ancak iki yıl sonra buradan da çıkarıldı.

Başgöz, Ankara'ya döndüğünde askere gitmek üzere başvuruda bulundu. Bu arada, Türk Ceza Yasasının 141. Maddesine aykırı eylemde bulunmak savıyla tutuklandı, yargılandı ve iki yıl hüküm giydi. Sekiz ay tutuklu kaldıktan sonra aftan yararlanarak serbest kaldı (1953). Askerliğini bitirdikten sonra bir süre çeşitli işlerde çalıştı, İngiltere'ye giderek bu ülkede araştırmalar yaptı. 1960'ta Ford Vakfı bursuyla Amerika Birleşik Devletleri'ne giderek oraya yerleşti.  İki yıl Los Angeles, iki yıl da California Berkeley Üniversitesi'nde araştırmacı olarak çalıştı. 1965'te Indiana Üniversitesinin Ural-Altay Dilleri Bölümü'ne öğretim üyesi oldu. 1967'de doçentliğe, 1976'da profesörlüğe yükseldi ve Amerika Folklor Derneği onur üyeliğine seçildi (1983). Ardından Türkiye'ye dönerek bir süre de Boğaziçi Üniversitesi'nde Türk edebiyatı dersleri verdi. 1997'de emekli oluncaya kadar bu üniversitedeki görevlerine devam eden Başgöz, 1998'den sonra Bilkent Üniversitesi'nde konuk öğretim üyesi olarak görev yaptı ve daha sonra Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi'ne geçti. Daha sonra yeniden Ankara'ya dönerek çalışmalarını Orta Doğu Teknik Üniversitesi'nde sürdürdü.

İlhan Başgöz, 1943 yılından itibaren, başta Doğu Anadolu Bölgesi (Kars ve Erzurum) olmak üzere, pek çok yerden derlediği destan, halk öyküleri, atasözleri, bilmeceler, türkülerin yanı sıra gölge oyunu, kukla, halk dansları konulu filmlerden oluşan zengin bir belgelik oluşturdu. Yaşadığı yüzyıl ve gösterdiği farklı kimlikler konusunda henüz hakkında görüş birliğine varılamayan Karacaoğlan konusunda "Karacaoğlan geleneği" olarak özetlediği görüşleriyle bir şairin kişisellikten anonimleşmeye gidişini ele aldı. Yunus Emre, Pir Sultan Abdal gibi birçok şairle ilgili olarak yapılacak çalışmalarda yararlı olabilecek bu görüş, araştırmacılar arasında da ilgi topladı. Başgöz'ün halk edebiyatı araştırmalarına yaptığı katkılardan biri de sözlü kaynaklardan derlenen malzemenin bir anlatı olarak ortamı ve gelenek faktörleriyle incelenmesi gerektiğini örnekleriyle vurgulamasıdır. Türk ve dünya bilmece araştırmalarına on üç binden fazla tasnif edilmiş Türk bilmecesini A. Tietze ile yayımlayarak (Bilmece: A. Corpus of Turkish Riddles, 1973) katkıda bulundu. Türk halk öykülerini incelerken de, V. Propp tarafından geliştirilen tip ve motif odaklı yapısal araştırma yöntemine, incelemelerinde öykü kahramanlarının temel eylemlerinin "kriz, değişim, arama, engeller, çözülüş, birleşme" başlıkları altında düzenlenmesine katkıda bulundu. Türk halk öykülerini; "ailenin parçalanması, yeni bir aile için savaşım ve yeni bir ailenin kurulması" olarak üç temel bölüm altında inceleyen Başgöz, bu bölümleri kahramanların eylemleri ile birleştirir.

Nasrettin Hoca konusundaki yaklaşımı kimi çevrelerde tepkiyle karşılanan Başgöz, Nasrettin Hoca fıkralarının yüzyılların birikimiyle olgunlaşmış bir nükte geleneğinin diller ve kültürler arası gelişmelerle oluştuğu görüşündedir. Yaşamış Nasrettin Hoca ile bu birikimlerle olgunlaşıp zenginleşerek yaşayan/yaşatılan Nasrettin Hoca'nın gerçekçi bir biçimde çözümlenmesinden yanadır. 1997'den itibaren Güre'de (Edremit-Balıkesir) her yaz halkbilim ve halk edebiyatıyla ilgili yaz kursları düzenleyen Başgöz, katılan araştırmacı ve bilim insanlarına kendi çalışmalarında uyguladığı yöntemleri ve bilim alanındaki yeni gelişmeleri aktardı.

Başgöz'ün yazıları, Türkiye'de Dost, Yeni Ufuklar, Türk Dili, Milliyet-Sanat gibi dergilerde yer aldı. Kendisine 1997 yılında Kültür Bakanlığının Üstün Hizmet Ödülü, 2000 yılında Hacı Bektaş Veli Dostluk ve Barış Ödülü ve 2004 yılında TÜBA Bilim Ödülü verildi.