Prof. Dr. Cemil Taşçıoğlu Şehir Hastanesi Kardiyoloji ve Girişimsel Kardiyoloji Bölüm Sorumlusu Prof. Dr. Kadriye Orta Kılıçkesmez, yorgunluk ve göğüste sıkışma hissiyle kendini belli eden kalp krizinin baş aktörü tam tıkalı kalp damarlarıyla ilgili bilgi verdi. Prof. Dr. Kılıçkesmez, girişimsel kardiyolojide yapılan Kronik Total Oklüzyon tedavisinin detaylarını da anlattı.
Tv100'ün haberine göre Prof. Dr. Kılıçkesmez "Girişimsel kardiyolojide yapılan Kronik Total Oklüzyon tedavisi ile hasta uyutulmadan, sadece bir iğne ile koldan ya da kasıktan girilerek kalbe ulaşılıyor. Hayati riske neden olan tam tıkalı kalp damarları, ameliyatsız yöntemlerle de açılabiliyor. Hasta için son derece konforlu olan Kronik Total Oklüzyon/ KTO tedavisi ile kısa sürede iyileşme sağlanabiliyor." dedi.
"Kalbi besleyen, kalbe kan getiren ana damarlara 'koroner damarlar' deniliyor" diyen Prof. Dr. Kılıçkesmez "Bu damarların ani tıkanması sonucunda kalp krizi gelişir. Bazen koroner damarlar ani olarak tıkanmaz, yavaşça tıkanır, kişi günlük işlerini yaparken yorgunluk ve göğüste sıkışma hissedilir. Bu dönemlerde bu damarlara doğru kollateral dediğimiz doğal ince damarlar gelişerek durumu idare ve idame ettirmeye çalışırlar ancak genellikle yeterli olmazlar." ifadelerini kullandı.
Prof. Dr. Kılıçkesmez "Kalp yetersizliği anjiyografi ile bakılan kalp damarlarının yüzde 15-30'unda bunlara rastlanır. Şikayete yol açmayanları çok azdır. Ancak zamanla bu damarlar tam tıkanır veya bir kalp krizi sonrasında tam tıkanıp açılamaz, üzerinden uzun zaman geçtiğinde ise zamanla kalbin ilgili beslediği bölgesini besleyemediğinden kalp dokusu tembelleşir, çalışmaz, kasılmaz ve kalp yetmezliği gibi ciddi ve hayatı tehdit eden durum ortaya çıkar. Bu tam tıkalı damarlara "kronik total oklüzyon" denilmektedir" dedi.
Prof. Dr. Kılıçkesmez "Kalbin beslenmesini sağlayan koroner damarın 3 aydan daha uzun bir süre içinde tam tıkalı olması ve bu koroner arterden hiç kan akışı bulunmaması durumuna "kronik total oklüzyon" (KTO) adı verilmektedir. Bu tür tıkanıklıkların tedavisi yeni tıkanmış veya daralmış damarların tedavisine göre daha zordur. Sert, kalsifik, taşlaşmış, ağır damar sertliği plaklarına sahip damarlar bu işlem için geliştirilmiş özel teller, balonlar ve stentler ile anjiyografik olarak hasta uyutulmadan ve bir iğne ile koldan ya da kasıktan girilerek açılabilir. Çoğu vakada bir değil iki damardan kalbe ulaşılır ve işlemler de normal stentleme işlemlerine göre daha uzun sürebilir. Ayrıca bu tıkanıklıkların başarılı bir şekilde açılabilmesi için, bu işlem ile özel olarak ilgilenen operatör olması, dolayısıyla operatör tecrübesi oldukça önemlidir." sözlerine yer verdi.
"Tam tıkalı bölgedeki kalp kası canlıysa ve tıkalı damar kalpte büyükçe bir alanı besliyorsa kalp damarının açılması işlemi yapılmalıdır" diyen Prof. Dr. Kılıçkesmez "Özellikle büyük damarların tıkanıklıkları açıldığı durumda göğüs ağrısı şikayeti iyileşmekte, yaşam kaliteleri belirgin şekilde artmakta ve hastanın kalp yetmezliğinde düzelmeler görülebilmektedir. Tam tıkalı kalp damarını açmanın diğer bir yolu da cerrahi tedavidir. Ancak bu yöntemi daha çok yaygın damar hastalığı olan hastalar ya da uygun malzeme ve tecrübeli operatör tarafından denenmiş ancak açılamamış KTO hastaları için düşünmek gerekir. Stent yoluyla açılan tam tıkalı kalp damarlarının en büyük avantajı hastanın işlemden sonraki gün evine gidebilmesi birkaç günlük istirahat sonrasında günlük hayatına tamamıyla dönebilmesidir." diyerek konuşmasını bitirdi.