İktisatçı Prof. Dr. Korkut Boratav, 31 Mart seçim sonuçlarına dair değerlendirmesinde sınıflar arası dengenin değişmediğini ve iktidarın yerinde olduğu yorumunda bulunarak, “Ama İslamcı faşizme gidişi frenlemiştir. Bu nedenle küçümsenemez; önemlidir” dedi.
soL Haber Portalı’ndaki yazısında Ankara ve İstanbul’da seçimleri kazanan Millet İttifakı adayları Ekrem İmamoğlu ile Mansur Yavaş’ın siyasi, ideolojik özelliklerinin ‘güncel sorum olmadığı’ değerlendirmesini yapan Boratav, “CHP’nin yeni belediye başkanlarını kutluyoruz; başarılar diliyoruz. Seçim başarılarına katkı yapan; seçim sonuçlarını nöbetleşe koruyan CHP örgütlerine, militanlarına, milletvekillerine de şükran borçluyuz” ifadesini kullandı. Boratav, şöyle devam etti:
“CHP’nin özünde yer alan halkçı, Kemalist, devrimci, sol eğilimleri bu insanlar temsil etti; 1 Nisan’da ‘rahat soluklanmamızı’ mümkün kıldı. Türkiye’nin geleceğine ilişkin iyimserliğimize de katkı yaptı.”
İktidar bloku olarak nitelendirdiği AKP ile MHP’nin yüzde 52’lik ‘kritik oy hedefine’ yaklaştığına dikkat çeken Boratav, değerlendirmelerini şöyle sürdürdü:
“Yine de bir moral sarsıntısı içindedir. Siyasî yansımalar mümkündür. Seçim arifesinde AKP içindeki gerilimleri, ‘ılımlı/demokrat İslamcı’ (veya ‘muhafazakâr’) bir partiye dönüştürme tasarımından ve (Abdullah Gül, Ali Babacan gibi) ‘eski tüfekler’in liderliğinden söz edilmekteydi. Bu girişim, büyük bir ‘merkez sağ/sol ittifak’ tasarımının ilk aşamasını oluşturamaz mı? Büyük, ‘kozmopolit’ sermaye çevrelerinin ve Batı’nın Türkiye için ideal çözümü bu değil midir?
“Liberal akım, muhalefet blokunu doğal olarak merkeze çekme doğrultusunda etkilidir. Siyasî İslam’da ‘demokrasi’ arayışı, Türkiye liberalizminin kalıcı bir özelliğidir. Bu ‘arayış’ın, 31 Mart sonrasında siyasete yansıması, olsa olsa CHP aracılığıyla gerçekleşebilir.”