Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi Çorlu Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Lokman Hakan Tecer, Trakya Bölgesi'nin yer altı sularının yüzde 85'inin tükendiğini söyledi. Prof. Dr. Tecer, "30-40 metre derinliklerden yer altı suyu çıkarken bugün kuyularda 300-400 metre derinliklere kadar inmeniz gerekiyor. Buradaki sorun beslenme miktarından daha fazla kullanım miktarının olması." dedi.
Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi Çorlu Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Lokman Hakan Tecer, bahar mevsiminde Trakya'nın mevsim normalleri kapsamında yağış aldığını ve barajların da istenilen seviyeye çıktığını belirterek, şunları söyledi: "Tabii bu yağışların, dolan barajların yer altı suyuna etkisi var mı? Tabii ki var, yağan yağmurun yer altı sularına direkt olarak geçtiğini söylememiz mümkün değil. Bir kısmı buharlaşıyor, bir kısmı akışa geçiyor.
Geri kalan kısmı yer altı sularının seviyesini beslemeye başlıyor ki aşağı yukarı hidrolojiye bağlı olarak değişir ama yüzde 10-12 civarında bir yer altı suyuna geçişten bahsedebiliriz. Ama şimdi bu yağışların oluşması güzel bir şey, yer altı suyu seviyelerinin alarma seviyesinden kurtulacağı anlamına gelmez. Çünkü biz burada biliyoruz ki bu bölgede Ergene Havzası'nda özellikle hem tarımsal sulama hem de endüstriyel kullanım, bir de evsel kullanım olmak üzere sınıflandırdığımız zaman beslenim oranlarından daha çok kullanım oranları var.En son rakamlara göre 1,26 seviyesindedir. Bu ne demek? Bir, birim yer altı suyu beslenimi varsa bunun yüzde 25 daha fazlası, 1,26 kadarı yer altı suyu kuyularından çekilerek kullanılıyor demektir. Dolayısıyla bu bölgedeki yer altı suyu seviyeleriyle ilgili yaşanan problemin bugünden yarına yağışlarla düzelebilme, dolabilme ihtimali çok zayıf. Onun yerine yer altı su seviyelerini artık rezerv olarak görüp bunların kullanımını sınırlandırmak, kullanımını azaltmak gerekiyor."
Prof. Dr. Tecer, bölgede yer altı sularının her geçen gün tükendiğini ve suyun artık 400 metrelerde olduğunu vurguladı. Prof. Dr. Tecer, "En son incelediğimiz rakamlara göre bu bölgedeki yer altı su seviyelerinin, su miktarının yüzde 80-85'inin tükendiğini, yüzde 85 azaldığını biliyoruz. 30-40 metre derinliklerden yer altı suyu çıkar iken bugün kuyularda 300-400 metre derinliklere kadar inmeniz gerekiyor. Dolayısıyla burada tahsisli yer altı suyu rezervlerinin 80-85, bölgelere göre değişiyor. Çünkü havza olarak konuştuğumuz zaman yüzde 85'inin tükendiğini görüyoruz.Bunu Devlet Su İşleri'nin raporlarından da anlayabiliyoruz. Buradaki sorun beslenme miktarından daha fazla kullanım miktarının olması. Bunun önüne geçilmediği sürece tabi ki yağan yağmurlar yer altı sularını ve yüzeysel suları besleyecekler, besliyorlar, bu doğanın kendi hidrolik çevrimi. Ama beslenme miktarından daha fazla bir kullanma miktarı varsa, beslenmeyle yer altı suyu seviyelerini artırmanız mümkün olmayacak demektir" diye konuştu. (DHA)