Erzurum Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Toprak Bilimi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Müdahir Özgül, son günlerde Avrupa ve Türkiye'de etkili olan sağanakların iklim değişikliğinin doğal sonucu olduğunu söyledi. Yağışların devam edeceğini belirten Prof. Dr. Özgül, "Bugüne kadar mevsimsel olarak çok az yağış düşen bölgelere çok fazla yağış düştüğünü, hiç yağış düşmeyen bölgelere kurak periyodların geçirildiği uzun periyotlarda kurak dönemler geçiren yerlere çok şiddetli yağışların yağdığını, bunun mal ve can kayıplarına neden olacak boyutlara kadar geldiğini gözlemliyoruz. Bu muhtemeldir ki iklim değişikliğinin doğal bir sonucu olarak bundan sonra da devam edecek" dedi.
Erzurum'da Valilik, Büyükşehir Belediyesi ve TEMA Vakfı tarafından yürütülen 'İklim Eylem Planı' çalışma grubunda yer alan Prof. Dr. Müdahir Özgül, dünya genelinde iklim değişikliği yaşandığını bildirdi. Siyasi, bilimsel platformlarda bunun sebeplerinin araştırıldığını anlatan Özgül, 'Erzurum İklim Eylem Planı'nı hazırlarken, iklim kuşaklarının kaydığını belirlediklerini ifade ederek, şunları söyledi:"İklimin kuşakları kayıyor, yağış rejimleri önemli derecede mevsimsel olarak veya aylara göre yer değiştiriyor. Bu hem bitkisel üretimin yapılış şeklini hem arazinin yönetim şeklini hem de yöremizde yaygın bitki desenini değiştirebilecek durumlara geldi. Mesela çok kurak bir periyodun sonunda şiddetli bir yaz yağmuruyla, bu bir felakete dönüşüyor, toprak erozyonuna dönüşüyor, derelerle nehirlerle taşınarak hem yerleşim yerlerine zarar veriyor hem tarım arazilerine zarar veriyor. Ürünün dikildiği veya ekildiği dönemde olmayan yağış, hasat edildiği döneme denk geliyor. Öngörümüz ve çalışmamız şu yöndedir; özellikle bitki desenini bu değişen yağış koşullarına göre yeniden revize etmek durumundayız. Yazlık ekim mi yapacağız, kışlık ekim mi yapacağız? Erozyona karşı hangi tedbirleri hangi dönemde daha fazla alacağız ve bunun oluşturacağı taşkınların yerleşim yerlerinde vereceği zararları nasıl azaltacağız, bunun etkilerini tartışmamız lazım. Bu bizim bölgemiz için böyle de dünyada nasıl? Dünyada da gözlemliyor ve okuyoruz, görsel ve yazılı basından takip ediyoruz. Bugüne kadar mevsimsel olarak çok az yağış düşen bölgelere çok fazla yağış düştüğünü, hiç yağış düşmeyen bölgelere kurak periyodların geçirildiği uzun periyotlarda kurak dönemler geçiren yerlere çok şiddetli yağışların yağdığını, bunun mal ve can kayıplarına neden olacak boyutlara kadar geldiğini gözlemliyoruz. Bu muhtemeldir ki iklim değişikliğinin doğal bir sonucu olarak bundan sonra da devam edecek. İklimle alakalı genelde tarımsal meteorolojiyle ilgili de özelde bizim buna göre tedbirler alıp, buna göre çalışmalar yapıp, bu tedbirleri önceden vatandaşla paylaşıp veya kamuoyuyla paylaşıp bu konuda belli şeyleri oluşturmamız gerekiyor."
Çok uzun periyotta iklim değişikliklerinin gözlemlenebildiğini, artık iklimlerdeki sapmaları da kayıt altına alabildiklerini ifade eden Prof. Dr. Özgül şöyle devam etti:"Bu sapmaların hangi kuşaklarda olduğu ölçülebiliyor. Ancak bu kısa bir vadede temel sonuçlarını çok objektif değerlendireceğimiz veriler elde edemeyiz. Doğal olarak uzun periyotlar gerekiyor. Bunu uzun dönemde gözlemleyebilmemiz için genel dünya üzerindeki iklimin davranışlarına baktığımız zaman, bizim de üzerinde çokça durduğumuz ilkbahar yağışlarının azalacağı, yaz yağışlarının artacağı şeklinde veya sonbahar yağışlarındaki rejim değişikliklerine bakarak bizim yeniden bir bitki deseni oluşturma, yeniden bir ziraat tavrı geliştirme durumumuzun ortaya çıktığını nasıl söylüyorsak, bu yağışların değiştiği dönemlerdeki olumsuz etkilerini de önceden tahmin edebiliriz. Bununla ilgili bilimsel veriler de var. Yani ilkbahardan, mayıs ayının sonundan, haziran, temmuz ayının ortasına kadar iki aylık bir periyotta hiç yağmur yağmadığı durumlarda doğal olarak yer kabuğunun üzerindeki toprak toz haline geliyor. Hele kontrollü şartlarda tarımsal yönetim yapamıyorsanız, meraları doğru kullanamıyorsanız, ormanları doğru yönetemiyorsanız bunun sonucunda şiddetli yerel sağanak şeklinde düşen yaz yağmurlarıyla birlikte ortaya çıkan sonuçlar dramatik hale geliyor. Bu bundan sonra da beklenebilir, bunun şekli de değişebilir. Bu periyodun kayması mesela yağışların hiç olmadığı gibi geçen yıl gözlemledik. Mesela, aralık ve ocak aylarında bizim yerelde zemheri olarak nitelendirdiğimiz dönemde kar şeklinde değil de Erzurum'da yağmurlar yağdı, hiç görülmedik bir şekilde. Bu dünyanın başka yerlerinde de oluyor. Son dönemde gözlemliyoruz. Mesela Avrupa'da çok kurak geçen periyotlarda yağış düşmeye başladı. Çevre sorunu olmayan ülkelerde bile, yani erozyonu büyük ölçüde çözmüş ülkelerde bile önemli sorunlara, önemli hasarlara hatta can kaybına yol açacak sonuçlar elde etti. Bundan sonraki periyotta da bu gözlenebilir. Bununla ilgili tedbirleri almak ve bu konuda çalışmak, bu konuda yoğunlaşmak ve toplumda da önemli derecede bilinç oluşturmaya ihtiyaç olduğunu düşünüyorum." (DHA)