Ankara Şehir Hastanesi Acil Tıp Kliniği İdari ve Eğitim Görevlisi Prof. Dr. Hakan Oğuztürk, Koronavirüs tedavisi gören kişilerde uzun süre PCR pozitifliğinin söz konusu olabileceğini söyledi. Prof. Dr. Oğuztürk, "Siz tedavi görmüşsünüzdür. Parçalar da vücuttan atılmamıştır. Bu anlamdaki PCR pozitifliğini gerçek 'PCR pozitif' değil de 'yalancı pozitiflik' şeklinde yorumluyoruz. Bu dönemde virüsün canlı bir şekilde yaşamı söz konusu olmadığı için bulaş durumundan bahsetmek çok doğru olmaz" dedi.
Ankara Şehir Hastanesi Acil Tıp Kliniği İdari ve Eğitim Sorumlusu Prof. Dr. Oğuztürk, PCR pozitifliğinin uzun süre test sonuçlarında görülmesinin nedenlerini ve yalancı pozitifliğin hangi durumlarda ortaya çıktığını değerlendirdi. Prof. Dr. Oğuztürk, "Normalde yapılan araştırmalar gösteriyor ki bu hastalığın kuluçka süresi ortalama 5-7 gün şeklinde değişmekle birlikte hastalığa maruz kalma yani o hastalıkla muhatap olma süresi de 2-3 haftayı bulabiliyor. Ama bunun ekstrem örneklerini de görmüyor değiliz; 1,5- 2 ayı gören hastalıkla muhataplık söz konusu. Bu durumun farklı sebepleri olabilir. Henüz tam bir hastalığa karşı bağışıklık mekanizması gelişmemiş olabilir. Bunun da altında yatan sebeplerin irdelenmesi gerekiyor. Doğuştan kazanılmış bağışıklıkta bir problem olabilir. Bu anlamda immünolojik problemlerin göz önünde tutularak bunun değerlendirilip, detaylı araştırılması gerekiyor" diye konuştu.
Prof. Dr. Oğuztürk, bazı kişilerin hastalığı atlatsa bile Koronavirüs testinin pozitif çıkabildiğine dikkat çekerek, "Bu aslında dünyanın pek çok ülkesinde gündemi de meşgul eden bir sorun. Bu konuyla ilgili farklı açıklamalar yapıldı. Kesin olan şu ki biz tanıda 'PCR' dediğimiz bir tanı yöntemiyle birlikte antikor seviyelerinin tespitini yapıyoruz. PCR'da önemli özellik şu ki virüsü tespit ediyorsunuz; ama bünyede canlı virüs ya da ölü virüs parçalarının olması durumunda 'PCR pozitif' denebiliyor. Her 'PCR pozitif' olayı 'o hasta aktif hastalık geçiriyor' demek karşılığını vermiyor. Hastanın tedavi aşamasında virüsler vücuttan belirli bir zaman diliminde atılıyor. Bu anlamda siz klinik olarak rahatlamış olsanız dahi o virüs parçaları vücuttan tam atılmadığı için vücutta bulunan virüs parçaları PCR testinde de pozitifliğe sebebiyet verebiliyor. Bu anlamda uzun süren PCR pozitifliği de karşımıza çıkabiliyor. Ama bu hiçbir zaman bize 'yüzde 100 aktif enfeksiyon geçiriyorsunuz' karşılığını göstermez" dedi.
Prof. Dr. Oğuztürk, "Siz tedavi görmüşsünüzdür, parçalar da vücuttan atılmamıştır. Bu anlamda biz PCR pozitifliğini gerçek 'PCR pozitif' değil de 'yalancı pozitiflik' şeklinde yorumluyoruz" diyerek, şöyle devam etti:
"Bu dönemde virüsün canlı bir şekilde yaşamı söz konusu olmadığı için bulaş durumundan bahsetmek çok doğru olmaz. Yalancı pozitifliği; hasta tedavi görmüştür, tedavi sonrasında klinik olarak rahatlama periyoduna girmiştir. Aradan 1 ay geçmiştir. Virüsün vücuttan atılım süresi uzadığı için klinik olarak rahat olan bir kişinin daha önce pozitifliği varken bu kadar uzun süren pozitifliğini enfeksiyonun devam etme durumu şeklinde yorumlamaktan daha ziyade yalancı pozitiflik şeklinde yorumlamak daha doğrusu. Bu şekildeki vakalar literatürde daha önceden bildirilmiş durumda. Virüsle ilgili hala bilinmeyene sahibiz. Bu anlamda kesin olan şu ki söylenenleri bir daha tekrar etmek gerekirse insanların toplum içerisinde maske, mesafe ve hijyen kurallarına uygun yaşam tarzını devam ettirmesi şu anki süreçte yapılacak en kolay korunmada da en uygun yöntem."