Prof. Dr. Pampal: Deprem tehlikesi olmayan santimetrekare yok, ülke örümcek ağı gibi faylarla örülmüş

Prof. Dr. Pampal: Deprem tehlikesi olmayan santimetrekare yok, ülke örümcek ağı gibi faylarla örülmüş

Gazi Üniversitesi Deprem Araştırma Merkezi Kurucu Başkanı Prof. Dr. Süleyman Pampal, Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından başlayan göç hareketliliğine dikkati çekerek, "Türkiye'de deprem tehlikesi olmayan santimetrekare yok. Türkiye'nin tamamı yüksek deprem tehlikesi altında" diye konuştu.

Prof. Dr. Pampal, Kahramanmaraş merkezli 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremlerin ardından özellikle İstanbul'da "deprem göçü" yaşandığını söyledi.

Türkiye’nin tamamının deprem bölgesi olduğuna dikkati çeken Prof. Dr. Pampal, "Türkiye'de deprem tehlikesi olmayan santimetrekare yok. Türkiye'nin tamamı, yüksek deprem tehlikesi altında. Son zamanlarda gündeme sık gelen İstanbul, İzmir, diğer yerler konuşulunca insanlar; kaygılanıyor, göçe hevesleniyor. Türkiye’de nereye giderseniz gidin yüksek deprem tehlikesi ile karşı karşıya kalacaksınız. Haritaya bakıp 'Burası daha az koyu' diyerek, göç etme kararı almasınlar. Türkiye'de sarı, beyaz yer yok; bunu yıllardır konuşuyor, bilimsel platformlarda dile getiriyoruz. Türkiye’nin her tarafı birbirinden tehlikeli" diye konuştu.

"Ülke örümcek ağı gibi faylarla örülmüş"

Prof. Dr. Pampal, dünyada en büyük yıkıcı depremlerin gizli faylarda olduğuna vurgu yaparak, şöyle dedi:

"Türkiye oralardan daha az tehlikeli değil, Türkiye daha çok tehlikeli. Türkiye levha sınırlarında. Belirlenmiş 500’ün üzerinde aktif fay var, belirlenememiş olanlar da vardır. Maden Tetkik ve Arama (MTA) diri fay haritasını 2010’lu yıllardan sonra yeniledi, diri faylar iki katına çıktı.MTA, hiç şüpheniz olmasın ki bu son diri fay haritasını önümüzdeki dönemlerde yenileyecek, belki bu diri fayları 800-900’a çıkacak. Ülke örümcek ağı gibi her tarafı aktif faylar ile kırılmış, kesilmiş, örülmüş durumdadır. Bu fayların üzerine de alüvyon ovalar gelmiş, fayları gizlemiştir. Şehirlerimiz de altında aktif faylar olan alüvyon ovaların üzerine kurulmuştur. Bu, tehlikenin katmerli olduğunu gösterir.

"Ankara, İstanbul'dan daha az tehlikeli değil"

Prof. Dr. Pampal, Ankara ve bölgesinin de deprem riski açısından önemli olduğunu kaydederek, "Ankara, İstanbul’dan daha az tehlikeli değildir. Ankara’ya 30 yıl emek verdik; çalıştaylar yaptık, bildiriler sunduk. Ankara’nın deprem tehlikesi Türkiye’nin diğer bölgelerinden daha az değil İstanbul’dan, İzmir’den daha az değil. Ankara’nın 50 kilometreye kadar yakın çevresinde yıkıcı deprem yaratma potansiyeli olan faylar var. Tuz Gölü fay hattı, Haymana üzerinden Ankara’ya geliyor; 7’den büyük deprem yaratma potansiyeli var. Son günlerde gündeme geldi Yapracık fayı. Bunlar aktif faylar, çok sayıda var" diye konuştu.

"Depreme dayanaklı olmayan stoku dayanıklı hale getireceğiz"

Ankara'da yapı stokunun depreme dayanıksız olduğuna dikkati çeken Prof. Dr. Pampal, "Ankara'da uygun zemine doğru yapı ilkesinden sapılmış. Ankara’nın yarıya yakın zemini ivme değerlerini artıracak zeminler. Bunların üzerinde çok katlı ağır betonarme yapılar yapılmış ve bunlar deprem yönetmeliğine uygun olmayan şekilde yapılmış. Yapı stoku depreme dayanıklı değil bu da riskin çok büyük olduğu anlamına gelir. 'İstanbul’dan Ankara’ya gideceğim, Karadeniz’e gideceğim'.Vatandaşlarımız böyle şeyleri bıraksınlar. Vatandaşlarımız, başka yerlere göçme yerine oturacakları kendi bulundukları yerleri, içinde yaşadıkları binaları depreme dayanıklı hale getirerek yaşamak durumundalar. O çabayı göstersinler. Önümüzde çok kötü bir örnek var, gösterilmesi gereken duyarlılık gösterilmeli. Bundan sonra beklenen diğer depremler olduğu takdirde çok daha kötü oluruz, altından kalkmaktan zorlanırız.Vatandaşlarımız ve yönetimlerimiz ile seferberlik ruhu ile bu problemi çözmeliyiz, yapılarımızı depreme dayanıklı hale getirerek yaşayabiliriz. Depreme dayanaklı olmayan stoku dayanıklı hale getireceğiz, tamamını test edeceğiz, dayanıklı olmayanları yıkıp tekrar yapacağız ya da güçlendireceğiz" dedi. (DHA)