Adalet Bakanı Abdülhamit Gül, cinsel istismara ilişkin olarak yeni yasa taslağıyla ilgili çalışmaları bitirdiklerini ve bu hafta Meclis’e getireceklerini açıkladı. Çocuk ve Ergen Psikiyatrı Prof. Dr. Bengi Semerci, çocuklara yönelik cinsel istismara karşı uygulanacak yeni yaptırımları yorumladı. Kimyasal hadımdan kasıtın, cinsel isteği baskılayacak bazı ilaçalrın verilmesi olduğunu ifade eden Semerci, "Çocuk istismarcısı. Verelim, ne olursa olsun' diyemezsiniz. Bu ilaçlar, birçok şeyi göz önüne alarak uygun vakalara verilebilir. Böyle bir yasa çıkar ve herkese uygulanacağı söylenirse, ben hekim olarak böyle bir şeyi herkese uygulamam" dedi. Semerci, "Cezalar aşırı artınca, hâkimin serbest bırakma oranı da artıyor" diyerek, kimyasal hadımın da cezaları aşırı arttırmanın da kesin çözüm olmadığını söyledi.
Habertürk'ten Kübra Par'ın sorularını ynaıtlayan Prof. Dr. Semerci'nin açılamaları şöyle:
Cinsel istismara karşı cezaları düzenleyecek yeni yasa tasarısının bu hafta Meclis’e gelmesi bekleniyor. Nasıl bir yasa olacağı merakla bekleniyor. İdeali nedir, nasıl bir yasal düzenleme yapılmalı?
Türkiye’de haber olan, basının ilgisini çeken bir istismar olduğu zaman herkes ayağa kalkıyor ve “Cezalar artırılsın” diyor ama dünyada hiçbir suç cezalar artırıldığında bitmemiş. Dolayısıyla da önemli olan koyduğunuz yasaları doğru uygulayabilmektir. Şu anda zaten 2005 yılında değişen kanuna göre birçok ülkeden daha fazla cezası var.
Şu anki yasanın problemleri ne?
Ceza artırma amacıyla yine son bir değişiklik yapıldı ama ‘sarkıntılık’ kategorisi eklendi. Sarkıntılık adı altına hâkim istediği şeyi sokabilir. Onun cezası şikâyete bağlı olarak değişti. Halbuki çocukta şikâyete bağlı bir süreç olmaz. Kanunda hiçbir şekilde yer almamasına rağmen, “Rızası olduğu için” ifadesini kararlarda görüyoruz. Çocuk olduğu zaman rıza diye bir şey de söz konusu olamaz. İyi hal indirimi gibi ceza indirimlerinin ve yine hâkimin inisiyatifinde olan şeylerin, söz konusu çocuk olduğu zaman uygulanmaması gerekiyor.
Çocuk derken de 18 yaşın altını kastediyoruz. 15-17 yaş arası çocuklar tacize uğradığında bunlarda ceza indirimi uygulamak, “Gönüllülük esası vardı” demek kesinlikle bir çözüm değil, değil mi?
18 yaşın altı çocuktur. Kanunumuz 15 yaşı sınır alıyor ve 15-17 yaş arasında kalan çocuklarda bir sürü başka şey rol oynuyor. 18 yaş çocuk yaşı, dolayısıyla bunun ona göre düzenlenmesi gerekiyor. Tabii ki yaşıtlar arasındaki ilişkide, bazen cinsel istismarın faili de 18 yaşın altında olabiliyor. Onu da bir erişkin gibi yargılamak ya da “Ne yapalım? Çocuktur, olmuş” demek de doğru değil. Bazı tedbirli kararların alınması, yaptırımların uygulanması gerekiyor ama amacın o çocuğun tedavi edilmesine yönelik olması önemli. Son değişiklikten önce, cinsel istismar sonucu ruh sağlığı ağır bir biçimde bozulursa ceza artırılıyordu. Bunun tespiti için mağdur uzman hekime muayeneye gönderiliyordu ve gidince tedavi başlıyordu. Ama bu madde kaldırıldı ve bir anlamda çocukların tedavisi önlendi. Mağdur çocuğun uzman hekime gönderilmesi açıkca kanuna konulmalı. İster fail olsun, ister kurban olsun, çocuk olduğu zaman defalarca ifade vermemesi gerekiyor. Çocuğun ifadesini almak bir uzman işidir. “Çocuk İzleme Merkezleri’nde (ÇİM) bir uzman olacak, savcı ve görevliler de o ifadeyi ayna arkasından izleyecek. Çocuk bir kapıdan girecek, diğer kapıdan çıktığı zaman muayenesi, tıbbi raporu her şeyi bitmiş olacak” denildi. Ama her şehirde ÇİM yok, dolayısıyla da bu çok iyi işlemiyor. Bunun iyi işler hale getirilmesi gerekiyor. Bir de kanunda “Hâkim bir kez dinleyebilir” maddesi var. Bu mahkeme salonunda, tacizcisiyle ve bir sürü insanın önünde olmamalı. Hâkim dinlemek istiyorsa da özel bir yerde, uzman eşliğinde olmalı. Biz hiçbir zaman çocuklara direkt soru sormayız. “Hadi anlat bakalım, sana ne yaptılar?” gibi bir soru sormak, çocuğun korkmasına ve daha çok travmatize olmasına da neden olabilir.
“Geleneksel olarak bazı kültürlerde 16 yaşında evlilik çok normal. Ne yapalım? Bu toplumsal bir gerçekliktir” diyorlar. Buna karşı ne yapılmalı?
Bir şeyi savunurken, yasal olmayan başka bir şeyle onu savunamazsınız. Burada önemli olan çocuğun yararıdır. Kültürlerde normal karşılanıyor diye, hem evlenen çocukta hem de onun dünyaya getireceği çocuklarda ortaya çıkacak sakıncaları göz ardı edemeyiz. Kültür yanlış ise o da değişebilir. 16 yaşındaki bir çocuğun yeri okul olmalı. 16 yaşındaki çocuk “Ben uyuşturucu kullanacağım” dediği zaman, “Ne yapalım? Öyle istiyor” diyor muyuz? 16 yaşında ehliyet almak istediği zaman izin veriyor muyuz? Bütün bunlara “Hayır” derken, âşık olup evlenmesine “Evet” mi diyeceğiz? Resmi evlilik yaşının mutlaka 18’e çıkması lazım. Erken yaşta evlilikler cinsel istismardır.
Peki, ideal yasa nasıl olmalı?
Bir kere cezaları daha da artırmak, “Ömür boyu hapis olsun, hiç çıkmasınlar” gibi şeyler, hatta halktan gelen seslere de bakarak idam getirmek akıllıca değil. Cezalar orantısız arttığı zaman, bu sefer hâkimlerin serbest bırakma oranları da artıyor. Çünkü bu vebali kendilerince almak istemiyorlar. Suç ile orantılı her konuda olduğu gibi doğru cezalar uygulanmalı. Tabii ki bu kişiler çıktıktan sonra çocuklarla ilgili işlerde çalışmamalı ama bir taraftan da çalışabilecekleri işler de olması gerekiyor ki kontrol edilip aynı süreci yaşamasınlar. Birçok uzmanlık alanının ortak çalışıp birlikte karar vermesi gereken bir süreç. Tabii ki yasa yazımı hukukçuların işi ama sonuçta o yasanın oluşturulması sadece basit yasal hükümlerle gerçekleşecek bir şey değil.
Yeni yasa hazırlanırken siyasetçilerden size gelip danışan oldu mu?
Psikiyatrlara danışan olduğunu sanmıyorum. Meclis’e anlatmaya çalışıyoruz ama taslak üzerinde çalışan grubun içine çeşitli alanların uzmanları girmiyor.
Kimyasal hadım çözüm mü?
Kimyasal hadımdan kasıt, cinsel isteği baskılayacak bazı ilaçlar verilmesidir. Bazı ülkelerde uygulanıyor ama bu istismar yapan her kişiye uygulanan bir şey değil. Çünkü istismar yapan her kişi de pedofili değil. Pedofili bir hastalık ve tanımı ayrı. Dolayısıyla bunun yasalara iyi oturtulması lazım. Herkese uygulanması etik değil. Kastrasyon ancak bir hekimin karar verebileceği bir şeydir ve birçok farklı şey gözetilerek uygulanır. Cinsel isteği bastırıyor ama bir sürü de kanser yapıcı, kalp hastalığına yol açıcı ciddi yan etkileri var. Hekim olarak siz birini kontrol etmeden “Ne yapalım? Çocuk istismarcısı. Verelim, ne olursa olsun” diyemezsiniz. Bu ilaçlar, birçok şeyi göz önüne alarak uygun vakalara verilebilir. Böyle bir yasa çıkar ve herkese uygulanacağı söylenirse, ben hekim olarak böyle bir şeyi herkese uygulamam. Birçok hekim arkadaşımın da sadece hâkim söyledi diye hekimlik yeminini unutarak bunu uygulayacağını sanmıyorum. Ayrıca ilacı almadığı zaman onu kontrol etmeniz, denetimli serbestlik denilen yere gidip ilacın alınıp alınmadığına bakmanız gerekiyor.
Dünyada nasıl uygulanıyor?
Bazı ülkeler, “3 kez çocuk istismarında bulunmuş kişiye isteği olsun olmasın uygulanır” diyor. Bazıları “İlkinden sonra kişi kabul ediyorsa uygulanır” diyor. Ama hepsi risklerin farkında, o yüzden denetimli olarak uygulanıyor. Tek başına çözüm değil. Hepsinin bir bütünlük içinde ele alınması gerekiyor. Çocuklara yapılan istismarın engellenmesi için ailelerin de eğitilmeleri gerekiyor. Bu sadece bir ceza değil, geniş bir kavram. Cinsel istismara uğradıktan sonra çocukların ruhsal olarak takiplerinin devam etmesi, onlara nasıl yaklaşılacağının öğretilmesi bir bütün olarak göz önüne alınmalı.
Akranlar arasındaki ilişkilerde ceza daha hafif olmalı mı?
Cezasızlık, akranlar arasında sadece zor kullanılmayan ama yanlış gitmiş ilişkilerde olur. Ama akranlardan bir tanesi diğerini zorlayarak, cebir kullanarak yapmışsa ona göre tedbir almak lazım. 18 yaş altı akran ilişkisinde bir şekilde baskıyla olmuş olsa bile, o zaman suçlu da yine çocuk. Biz suçlu çocuğu da korumak zorundayız. 14 yaşında cinsel suç işlemiş bir çocuğu 10 yıl hapsedersek, onu sadece hapishaneden daha iyi bir suçlu olarak çıkarmaktan başka bir şey yapmayız. Çünkü eğitimi engellenecektir. Önemli olan onu rehabilite edebilmek.
Haberin tamamını okumak için tıklayın.