Prof. Erol Katırcıoğlu:  Ekonominin tamiri zor, erken seçime gitmek zorunda kalacaklar gibi görünüyor

Erol Katırcıoğlu

HDP İstanbul Milletvekili Prof. Erol Katırcıoğlu, Türkiye’nin içinde bulunduğu ekonomik koşulların tamir edilmesinin zor olduğunu belirterek, “Bir erken seçime gitmek zorunda kalacaklar gibi görünüyor” yorumunu yaptı. 

Gazete Duvar'dan Serkan Alan'ın haberine göre,  Katırcıoğlu, "Türkiye’de siyaset ekonominin önündedir. Ekonomik gelişmeler bize ülkenin nereye gideceğine dair yeterince ipucu vermez. Çünkü siyasi aktörlerin ne yapacağı ekonomiden çok daha önemli. Bu nedenle seslerini çıkarmamaları bana garip gelmiyor. TÜSİAD gibi bir kuruluş “Ne oluyor” dese keşke. 128 Milyar dolar nasıl harcandı kime harcandı diye sorsalar keşke. Bu sorulara cevap vermeye zorlayacak iş dünyası yok ortada." dedi.

Katırcıoğlu şunları kaydetti:

-Hükümetin ekonomik anlamda kaynak sıkıntısı yaşadığını geçmiş açıklamalarınızda ifade ediyorsunuz. Bu kaynak sıkıntısı gelecekte vatandaşların omuzlarına daha da yük olacak mı?

Ekonominin yönetilmesiyle ilgili ciddi sıkıntılar var. Özellikle dış borçlar, iç borçlar ve bunların ödenmesiyle ilgili kaynakların giderek daraldığını düşünüyorum. Son olarak 35 milyar dolarlık bir cari açığın olduğunu düşünüyorum. Biz iktisatçıların borç krizini ima eden oranı yüzde 5-6. Cari açık, Gayri Safi Milli Hasıla’nın yüzde 5’ini geçerse o ülkenin ödeme sıkıntısı çekeceğini söyleriz.

Bunun ötesinde Türkiye halkının önemli bir tasarrufunu dolar üzerinden yaptığını biliyoruz. Ama ülke ekonomisinde Merkez Bankası’nın politikaları, bu insanların dolarlarını bozdurup Türk Lirası’na geçmeyi cesaretlendiren bir biçimde gelişmiyor. Türkiye’nin ihracatı da çok parlak değil. Önemli bir döviz kalemi turizmdi fakat çok sıkıntılı günler yaşanıyor. Rusya zaten uçuşları durdurdu. Bizim döviz kaynaklarımız ihracatımızda turizm gelirleriydi burada da sıkıntı olduğu çok açık. Bunun yanında çok yüksek düzeyli bir enflasyon var. İşsizlik giderek artıyor. Dolayısıyla bu ekonomik koşulların tamir edilmesi zor. Kısa dönemde zaten çok zor.

Onun için de IMF’ye gitmek istemiyorlar ama bir erken seçime gitmek zorunda kalacaklar gibi gözüküyor. Çünkü bu ekonomik olarak sürdürülebilir değil. Zaten birçok yerde dolaylı vergileri arttırarak yürüyorlar. Plan Bütçe Komisyonu’na gelen son iki torba kanuna baktığımızda esasında bütçeye gelir elde etmek için yapılan mali düzenlemeler olduğunu görüyoruz.  Kaynak bulmakta zorlanıyorlar ve halkın vergi ödeyecek hali kalmadı. Dış borca yönelmeleri lazım ama risklerin yüksekliğinden dolayı yüksek faizle ancak kredi bulma şansına sahipler.  Bu da özellikle gelecek kuşakları çok daha büyük mali sıkıntılara sürükleyecek diye düşünüyorum.

-Erken seçime gidilebileceğini söylediniz. Toplumda bireylerin borç kapasitelerinde son aşamaya gelindiği ifade edildiği dönemde bu durum sizce sandığa nasıl yansıyacak?

Bir seçim olursa muhalefetin kazanacağı koşullar ortaya çıkmakta. Bunun karşılığında da hükümet muhalefetin iktidara gelmesini daraltmak için elinden geleni yapıyor. Bu ne kadar başarıya ulaşacak bilmiyoruz. Açıkçası muhalefetin de çok akıllıca hareket ettiğini söylememiz çok zor. Hala Akşener, ‘HDP’ diyor. HDP sizden çok daha demokrat bir parti bir kere. Biz Türkiye’nin en demokratik partisiyiz. Nereye bakarsanız bakın. Her konuda en demokratik lafları söyleyen, en önemli önlemleri öneren bizleriz. Biz en azından şöyle bir umudu taşıyoruz. En azından asgari bir demokrasi ve seçim güvenliği meselelerinde birlikte davranabilecek bir atmosfer yakalayabiliriz.  Muhalefetin daha akıllı davranması lazım ama henüz o aklı göremiyoruz. Biz yolumuza devam edeceğiz tabii. Bizim şansımız şu. Biz yüzde 10’un üzerindeyiz ve her geçen gün de oyumuz artıyor. Onun için seçim yapılabilirse ki, parantez içerisinde yapılmama ihtimali hiç yok değildir diye düşünüyorum, Tayyip Erdoğan’ın seçilme şansının çok olmayacağını düşünüyorum."