Gazi Üniversitesi Enfeksiyon Hastalıkları uzmanı Prof. Dr. Esin Davutoğlu Şenol, "Aşılı hastalandığı zaman da çok kısa sürede hastalığı bertaraf ettiği için, boğazlarındaki virüs yükü çok düşük oluyor ve semptomları çok olduğunda bile en yakınındakine sadece 1-2 gün bulaştırma riski var. 'Aşılılar da bulaştırıyor' demek kahve dedikodusudur" dedi.
RS FM'de Atilla Güner'le Akşam Postası'na konuk olan Prof. Şenol, Türkiye'nin aşılamada geldiği duruma ilişkin konuştu. "İşimize, özgürlüğümüze ve çocuklarımızı okullarına göndermek istiyorsak ya hasta olmadığımızı göstererek ya da aşılanıp kalkanlarımızı kuşanarak bu süreci atlatacağız" diyen Şenol, "Dünyayı yaşanılabilir kılmak zorundayız, şu andaki derdimiz o" ifadesini kullandı.
Prof. Şenol'un açıklamalarından satırbaşları şöyle:
"Aşılı hastalandığı zaman da çok kısa sürede hastalığı bertaraf ettiği için, boğazlarındaki virüs yükü çok düşük oluyor ve semptomları çok olduğunda bile en yakınındakine sadece 1-2 gün bulaştırma riski var. 'Aşılılar da bulaştırıyor' demek kahve dedikodusudur. Aşı öyle herkesin konuşabileceği bir şey değil. Aşılıları karantinaya bile almıyoruz. Aşısız kişilerin enfekte olma ihtimali onlarca kat daha fazla. Aşının canlı bir şey olduğunu sanıyorlar. Yok öyle bir şey burada verilen bir protein ve bağışıklık sistemi ile hafıza ilişkisini sağlıyor.
"Aşıyı yaptırmak istemiyorsa yaptırmasınlar aşıyı ama ben aşısız kişiyle aynı ortama girmem, aşısız esnafın dükkanına gitmem çünkü ben sağlık çalışanıyım kendimden öte bana bulaştıracak olursa hastalarıma risk oluşturmak istemem. Bu nedenle kendimi korumak için 3 doz aşımı yaptırdım. Sağlık sorunum olmadığı halde her yıl grip aşımı yaptırıyorum çünkü hastalarıma risk oluşturmak istemem. Ben belki iki günde atlatacağım ama hastalarımdan kırılgan birisine çok zarar verebilirim. Aşılarını olmayanlar gidecekleri kapalı bir ortamda antijen testiyle ya da belki doğal yoldan geçirdiler, geçirdiklerini göstererek girsinler. ABD, vize başvurularında verem testi, kızamık aşısı ya da bağışık mısınız diye bakıyor ki haklı çünkü sınırlar ötesi geçişlerdir pandemi riski yaratan. İşimize, özgürlüğümüze ve çocuklarımızı okullarına göndermek istiyorsak ya hasta olmadığımızı göstererek ya da aşılanıp kalkanlarımızı kuşanarak bu süreci atlatacağız.
"Mekanlara aşısızların ya da kendi bulaşıcı olmadıklarını kanıtlamayanlar gidiyorsa ben gitmem. Biz artık riske edemeyiz. Dünyayı yaşanılabilir kılmak zorundayız, şu andaki derdimiz o. Restoran ve kafe sahipleri, sanatçılar çırpındılar. Herkes istediği yerde yaşayabilir ama birbirine değmeden olmak zorunda maalesef."