Prof. Görür: Marmara depremi minimum 7.2 şiddetinde olacak, içme suyunu kaybedebiliriz

Prof. Görür: Marmara depremi minimum 7.2 şiddetinde olacak, içme suyunu kaybedebiliriz

Deniz jeolojisi uzmanı Prof. Dr. Naci Görür, Marmara bölgesini etkileyecek 7,2 büyüklüğünde bir deprem beklediklerini belirterek, “Beni en çok İstanbul’un içme suyu barajları endişelendiriyor. Barajlar, denizle iç içe ve izole edilmiyor. Olası bir depremde barajlar tahrip olursa tüm içme suyu stokunu kaybedebiliriz” dedi.

Habertürk’te Kübra Par’a konuşan Görür, olası Marmara depreminde kıyıya yakın bölgelerin görece daha çok risk altında olduğunu söyleyerek, güney kesimlerin olası bir depremde ciddi şekilde etkileneceği konusunda uyardı. Özellikle Bursa’yı işaret eden Görür, “İkinci köprüden doğu-batı yönünde hat çizdiğimizi düşünürsek hattın kuzeyinde kalan alanlar olacak depremi İzmit depreminin şiddetinde, güneyinde kalan alanlar ise daha şiddetli hisseder” ifadelerini kullandı.

 

'Sağlam binalar yıkılıyor'

 

Kentsel dönüşümün “bu haliyle İstanbul’u depreme dayanıklı bir kent haline getirmeyeceğini” söyleyen Prof. Görür, “Depreme karşı önlem, bina yenilemekten ibaret değildir” dedi. Kentsel dönüşüm kapsamında yıkılan binaların gerçekten depreme dayanıklı değil mi diye soran Görür “Daha fazla para kazanmak için sağlam binalar yıkılıyor, bu ülkenin ekonomisine yazık değil mi? Bu kadar parayla lüks rezidanslar yerine daha ekonomik, insanları öldürmeyecek, daha uygun bir konut tipi neden yapılmıyor?” şeklinde konuştu. Görür açıklamalarına şöyle devam etti:

 “Kaynağı imar teşvikine bağlamak, ranta dönüştürmek demek oluyor. Nitekim kentsel dönüşümün en hızlı olduğu yerler, olası bir depremde en ciddi darbeyi yiyecek yerler değil, rantın yüksek olduğu yerler. Bu yanlış kaynaklandırma, kentsel dönüşümü amacından saptırdı. Olaya etik açıdan bakalım. Kentsel dönüşümün hiç uğramadığı yerlerde deprem sırasında binlerce insan hayatını kaybetse bunun vebalini kim yüklenecek?”

 

'Toplanma merkezleri yerine AVM'

 

Toplanma merkezlerine AVM’ler yapıldığını söyleyen deprem uzmanı,  “1999 depreminden sonra göçük altından insanları kurtarmak için alet dolu konteynerler koymuşlardı, bir zaman sonra attılar. Her ilçede afet yönetim merkezleri vardı, acil yollar vardı; ne oldu onlara?” diye sordu.

Bir-iki yer hariç Türkiye’de deprem araştırması adına bir şey yapılmadığını savunan Görür; “Televizyona çıkanlar da kulaktan dolma bilgilerle konuşuyor. 1999’dan bu yana en ciddi araştırmalar İstanbul Teknik Üniversitesi’nde yürütüldü. Marmara Denizi’nde bizden başka araştırma yapan olmadı. 8 uluslararası, 2 ulusal gemiyle çalıştık. Ben de denizaltıyla Marmara’nın bin 250 metre altına indim, günde 7 saatimi deniz dibindeki fayları incelemekle geçirdim. Biz o çalışmaları yapmadan önce Marmara’nın altındaki fay sistemi bilinmiyordu.”

Habertürk'te yer alan söyleşinin tamamına ulaşmak için tıklayınız.