Psikolog Prof. Sümer, üniversitelerin uzaktan eğitim kararını değerlendirdi: Umutsuzluğu yaygınlaştırır; rutin hayat devam edecek, çözümü onun içinde bulacağız

Psikolog Prof. Sümer, üniversitelerin uzaktan eğitim kararını değerlendirdi: Umutsuzluğu yaygınlaştırır; rutin hayat devam edecek, çözümü onun içinde bulacağız
Sabancı Üniversitesi Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nebi Sümer, Kahramanmaraş'ta meydana gelen 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremin ardından gelen üniversitelerde uzaktan eğitime geçilmesi kararının "umutsuzluğu derinleştireceğini, travmaların iyileşmesini yavaşlatacağını" söyledi.
 
Türkiye, 6 Şubat'ta Kahramanmaraş'ta meydana gelen iki büyük depremle sarsıldı. Depremde; Kahramanmaraş, Kilis, Diyarbakır, Adana, Osmaniye, Gaziantep, Şanlıurfa, Adıyaman, Malatya ve Hatay illerinde ciddi yıkımlar oluştu. Deprem bölgesinden ölü ve yaralı haberleri gelmeye devam ederken; felaket, OHAL'le birlikte pek çok beklenmedik kararı da beraberinde getirdi. Depremin 6. gününde (11 Şubat) AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın duyurduğu kararlardan biri de KYK yurtlarına depremzedelerin yerleştirilerek, üniversitelerin dönem sonuna kadar uzaktan eğitime geçecek olması oldu. Söz konusu karar, akademi dünyası ve muhalefet başta olmak üzere tepkiyle karşılandı.
 
Kararı T24'e değerlendiren Psikolog Prof. Dr. Nebi Sümer, uzaktan eğitim kararının pek çok bakımdan yanlış olduğunu belirterek, "Pandemide uzaktan eğitime geçilmesi anlaşılabilir; yakın temastan bulaş etkisi vardı ama burada tam tersi, yakın temastan güçlenme etkisi var" diye konuştu.Prof. Sümer, oluşan travmaların ardından rutine dönmenin psikolojideki önemine vurgu yaparken, "Bu karar, travmanın iyileşmesini yavaşlatır, bunalımı derinleştirir. Günlük hayat devam edecek, biz onun içinde çözüm bulacağız" dedi.
 
Sümer, öğrenci yurtlarına yerleşmenin depremzedelerin psikolojisi üzerindeki olası etkisi için de, "Bu yurtlar genellikle 4-8 kişilik odalardan oluşur. Odanın fiziksel yapısı aileye, çocuğa uygun değildir. Ailelerin uzun süre kalacağını zannetmiyorum, bu durum bunalımı artırır, oteller daha uygun olurdu" yorumunu yaptı. 

"Çok yanlış bir karar" 

Prof. Nebi Sümer, şunları söyledi: 

"Bu karar çok yanlış, böyle olmaz. Birkaç bakımdan çok sakıncalı. Eğitim bakımından sakıncalı, zaten bir kuşak pandemi nedeniyle 2,5 okula gitmedi. Bu da olduğunda hiç okula gitmeden mezun olacak. Uzun vadede bunun olumsuz etkileri görünecek. 

Depremin ilk psikolojik etkisi; çaresizlik, umutsuzluk, belirsizlik duygusudur. İnsanların yetkinlik duygusuna, geleceği öngörme hissine zarar verir. Okullar aynı zamanda 'dayanışırız, yardım ederiz, onarırız' duygusu veren yerler. Öğrenciler kendiliğinden motivasyonla bir araya gelen gençler mucize yaratıyorlar. Bunların hepsine verilen cevap, 'yetersizsin' cevabına dönüşür. 

10 ilde böyle bir uygulama yapılması anlaşılabilirdi, uzaktan ya da diğer üniversitelere dağıtılarak eğitime devam edilebilirdi. Yurtlar 2 aylığına verilebilirdi... Ama tamamen okulların kapanması çok danışılmış ve düşünülmüş bir karar değil. Uzun vadede çok büyük bir zarar verir. Süreci, okulları açık tutarak yönetmek gerekirdi.

"Bu yurtlar ailelere uygun mu, değil mi?" 

Planlama tam yapılmamış gibi görünüyor. Bu yurtlar ailelere uygun mu, değil mi? Bu yurtlar 4-8 kişilik odalardan oluşur genelde odanın fiziksel yapısı aileye, çocuğa uygun değildir. Ailelerin uzun süre kalacağını da zannetmiyorum, bunalımı artırır ailelerde böyle şeyler, oteller daha uygun olurdu bunun için. 

Pandemide uzaktan eğitime geçilmesini anlarım, yakın temastan bulaş etkisi vardı ama burada tam tersi, yakın temastan güçlenme etkisi var.

"Psikolojik desteğin bizim toplumumuzdaki en önemli hali, bir arada bulunup paylaşma halidir" 

Bu tür durumlarda önce çok hızlı koordine ve fiziksel destek en önemlisidir. Daha sonra sosyal destek, ondan sonra da psikolojik destek gerekir.  Psikolojik desteğin bizim toplumumuzdaki en önemli hali, bir arada bulunup paylaşma halidir. Üniversite öğrencilerinde bu çok yaygındır. Öğrencilerin bir arada olması, gününü yapılandırması bu sayede olur. Dünya Sağlık Örgütü'nün pandemi raporunda bunun verileri yayınlandı. Pandemi nedeniyle özellikle gençlerde -dönem özelliği nedeniyle depresyona yatkınlıkları daha yüksektir bu kuşakta- bunun yüzde 25 - 33 arasında rakamlarla gösterdi. Bu etki yeni geçmeye başlamışken, tekrar evlere kapanıldığında öğrencilerin düzenleri bozulacak, sosyal medyaya hapsolacaklar, sınavlar da doğru düzgün yapılamayacak...

"En azından hibrit önerilebilirdi" 

Çok büyük ölçekli bir deprem; lojistiği, yönetimi kolay değil. Bu noktada hak veriyorum ancak en azından hibrit önerilebilirdi. Herkes kendi koşullarını değerlendirerek yapabildirdi. Başka üniversitelerden ders alma yolu açılabilirdi. Bu tür planlamalar birkaç saatlik uzman görüşmesiyle yapılabilirdi. Bunun yapılmadığını anlıyorum ben. 

Öğrenciler ve akademisyenler bu karara çok tepkili. Deprem gibi durumlar aynı zamanda toplumların güçlü yanlarını ortaya çıkarır bazen. Bu bir testtir toplum için. Bence bir haftadır bu testte başarılı olunuyor; aklıselim bir yönetimin buna destek vermesi gerekirdi. Sürpriz bir karar oldu, kimse de anlayamadı. 

"Bu kararın umutsuzluğu yaygınlaştırma etkisi olacaktır"

Umutsuzluğu yaygınlaştırma etkisi olacaktır bu kararın. 1999'da da gördük; bu tür afetlerde ilk yıkılan şey insanların öngörülebilirlik hissi, geleceğe inanışlarıdır. Bunları hızlıca onarmak gerekiyor. Bu da öngörülebilirlikle onarılır. Günlük hayatı bozduğunuzda bu hissi derinleştirirsiniz. Günlük hayat devam edecek, onun içinde çözüm bulacağız biz. 

Yaşadığımızdan daha büyük bir travma olamaz, bu karar iyileşmesini yavaşlatır ve  bunalımı derinleştirir. 

Böyle beklenmedik bir durumla karşılaşıldığında en büyük tehlike günlük rutinin bozulmasıdır, rutine tekrar kavuşunca psikolojik sistem kendisini onarmaya başlar. Burada gençlerin bir rutini var ve siz bu rutini bozuyorsunuz. Okul sadece bilgi depolama yeri değil. Bunun etkisi uzun vadede görülecek. 

"Bir işi düzeltirken diğerini bozmuş oluyorsunuz"

Apar topar yurtlarını terk eden öğrenciler hayal kırıklığı yaşıyorlar. Bazı öğrenciler hem okuyup hem çalışıyorlar, farklı şehirde okuyorlarsa orada hayat kuruyorlar. Siz yurttan çıkararak onları yerinden ediyorsunuz. Bir işi düzeltirken diğerini bozmuş oluyorsunuz."