AKP hükümeti için, akademisyen arkadaşlarıyla birlikte yeni sivil bir anayasa taslağı hazırlayan Bilkent Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ergun Özbudun, bu kez AKP'ye seçim önerilerinde bulundu. Anayasa hukukçusu Özbudun, 18 Ağustos 2008 tarihli Zaman gazetesinde yayımlanan yazısında, Anayasa Mahkemesi'nin vermiş olduğu karardan sonra yapılan yorumları analiz ederek, AKP'ye bir yol haritası sundu. AB reformları, sivil ve demokratik anayasa AKP'ye, sistemin baskısına boyun eğmemesini öneren Özbudun, çok daha cesur ve radikal bir demokratikleşme programı ile ortaya çıkılmasını, sadece dindar Müslümanların değil, sıkıntıları olan bütün diğer toplum kesimlerinin (Kürtler, Aleviler, gayrimüslim azınlıklar, yoksullar vb.) demokratikleşme taleplerinin sözcülüğünün üstlenilmesi gerektiğini belirtti. Özbudun'a göre bu stratejinin vazgeçilmez unsurları arasında, AB reformlarına hız verilmesi ve rafa kaldırılmış gibi görünen sivil ve demokratik anayasa projesinin canlandırılması da var. Özbudun, bu stratejinin önündeki ciddi engelleri ise şöyle açıklıyor: "İçinde bulunduğumuz kırılgan denge ortamında sivil anayasa projesini yeniden gündem getirmek, ortamı yatıştırmak şöyle dursun, gerilimi büsbütün artırabilir. Geçen yaz hazırlanan ön-taslağın bazı çevrelerce ne kadar şiddetli ve haksız saldırılara uğradığı hatırlardadır. Şu anki konjonktürde yeni bir anayasa üzerinde partilerarası geniş çaplı bir uzlaşma sağlamak mümkün görünmemektedir. Mesela kültürel hakların genişletilmesi ve vatandaşlık tanımının anayasal vatandaşlık kavramı doğrultusunda değiştirilmesi, bazı kesimlerce üniter devletin yıkılması olarak takdim edilecektir. Üniversitelerde kıyafet serbestisinin sağlanması, bazılarınca laik devletin sonu gibi görülecektir. Anayasa Mahkemesi'ne ve Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'na Meclisçe bazı üyelerin seçilmesi önerisi, AK Parti'nin "Cumhuriyetin son kaleleri"ni fethetme teşebbüsü olarak algılanacaktır. Bu örnekler çoğaltılabilir. Kısacası, kuşkuların bu kadar derin, empati duygusunun bu kadar zayıf olduğu bir ortamda, geniş çaplı bir anayasal uzlaşmanın sağlanabileceği çok şüphelidir." Anayasa Mahkemesi ve türban kararı Yazısında, Anayasa Mahkemesi'ni de eleştiren Prof. Özbudun, kısmi anayasa değişikliklerinin önündeki en büyük engelin de bu mahkemenin vermiş olduğu türban kararı olduğunu dile getiriyor. Özbudun, Anayasa Mahkemesi'ni şöyle eleştiriyor: "Bu kararla Anayasa Mahkemesi, anayasal yetkilerini açıkça aşarak, kendisini anayasa değişiklikleri konusunda son sözü söylemeye yetkili nihai hakem olarak ilan etmiştir. Hiçbir normal demokraside kabul edilemeyecek olan bu durum, bundan böyle Anayasa Mahkemesi'nin onaylamayacağı bir anayasa değişikliğinin gerçekleşemeyeceği anlamına gelmektedir. Dolayısıyla, mesela siyasi partilerin kapatılmasını zorlaştıracak kısmi bir anayasa değişikliğinin bile, Anayasa Mahkemesi engeline takılması ihtimali mevcuttur. Nitekim geçmişte de Anayasa Mahkemesi, Siyasi Partiler Kanunu'nda partilerin kapatılmasını güçleştirici yönde yapılan değişiklikleri iptal etmiştir." Herkes destek olmalı Prof. Özbudun, yazısının sonunda AKP'ye şunları öneriyor: "Bütün bu olumsuz şartlar, elbette yeni ve demokratik bir anayasa projesinin tümüyle rafa kaldırılmasına sebep olmamalıdır. Darbe mahsulü olan ve onun izlerini hâlâ büyük ölçüde taşıyan bir anayasa, 21. yüzyılın demokratikleşme zorundaki Türkiye'sinin ihtiyaçlarını artık karşılayamaz. Bizce AK Parti, anayasa projesini topluma ayrıntılı şekilde açıklamalı ve önümüzdeki genel seçimlerde seçmenlerden bu konuda açık bir vekâlet istemelidir. Bu talebe, Türkiye'nin daha ileri bir demokrasiye layık olduğuna inanan bütün siyasi güçler de destek vermelidir. Yeterli bir seçmen çoğunluğu bu projeyi benimsediği takdirde, hiçbir bürokratik gücün onu engelleyebileceğini sanmıyoruz."