Prof. Uzgel: Mülkiye, 12 Eylül’den bu yana en büyük darbeyi yedi; hükümet de bundan zarar görecek

Prof. Uzgel: Mülkiye, 12 Eylül’den bu yana en büyük darbeyi yedi; hükümet de bundan zarar görecek

686 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile akademiden ihraç edilen Profesör Doktor İlhan Uzgel, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nin (Mülkiye) 12 Eylül’den bu yana en büyük darbeyi yediğini söyledi.

İhracından önce Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nin Uluslararası İlişkiler Bölümü Başkanlığı görevini yapan Prof. Uzgel “Gün gelir, devran döner, bunlar geçer. Önemli olan kurumun kalmasıdır diye düşünüyorum” dedi.

Prof. Uzgel, hükümetin de akademideki ihraçlardan zarar göreceğini ifade ederken “Çünkü mesela özellikle Siyasal Bilgiler Fakültesi, AKP hükümetinden, Erdoğan'dan vesaireden bağımsız, muhalif duruşu olan bir yerdi ve bu değerli bir şeydi. Bunu kaybediyoruz” ifadelerini kullandı.

"Böyle bir hamle beklemiyorduk"

Amerika’nın Sesi’nden Dilge Timoçin’e konuşan Uzgel’in açıklamaları şöyle:

“Bizim üniversiteye yönelik bu kadar ani ve bu kadar toptan ihracı şu an beklemiyorduk doğrusunu isterseniz, hükümetin gündeminde böyle öncelikli bir problem olduğunu hiç düşünmüyorduk. Çünkü Türkiye'nin gerçekten çok önemli sorunları var hem içeride hem ekonomide hem siyasette hem güvenlik alanında hem dış politikada. Bir yıl önce yayınlanmış bir bildiriydi bu. Beğenirsiniz beğenmezsiniz, bizim de içeriğine ilişkin bazı iddialarımız, bazı rezervlerimiz var ama o anın koşullarının yarattığı bir şeydi. Yani bir yıl sonra Türkiye'nin önemli önemli yakıcı sorunları varken, devletin bunların peşinde kalıp böyle bir hamlede bulunması o kadar çok beklemiyorduk."

“Ankara'dayız, merkezi bir üniversitenin önemli bir fakültesindeyiz. Siyasetçiler aracılığıyla yokluyorduk. Mesela YÖK Başkanı zaman zaman meclisin üniversite hocası olan akademisyen olan milletvekilleri ile toplantılar yapıyordu; orada bazı mesajlar veriliyordu. Rektörümüz milletvekilleri ile görüşüyordu. Bazen dekan aracılığıyla haber gönderiyordu.”

"Bırakın durdurmayı, rektör bizi attı"

“Bırakın arkamızda durmayı, rektör bizi attı. Şimdi bu tabii sıcak patates ve bunu kimse elinde tutmak istemiyor. Özellikle bu atılmaların. Yani Ankara Üniversitesi, Türkiye'nin en önemli üniversitelerinden biri. Cumhuriyetin ilk üniversitesinden FETÖ ile bağlantılı bir kararname sürecinde, yalnızca ve yalnızca barış bildirisine imza atan 72 akademisyenin birden ki bunların önemli bir kısmı profesör, doçent ve yıllarını bu işe vermiş, kendim için söylemiyorum ama yerlerinin doldurulması çok zor olan akademisyenlerin bir çırpıda atılması, hatta ve hatta İbrahim Kaboğlu gibi muhafazakar kesime yakın görülen bazı isimlerin de atılması, bunu diğer atılmalardan biraz farklılaştırdı. Ne hükümet ne YÖK ne de aslında çaktırmadan rektörlük şu anda sahipleniyor.

"Herkes topu birbirine atıyor"

"Herkes topu birbirine atıyor, öyle bir durum var, öyle bir noktaya geldik bu konuda. Vallahi şimdi çok hukuksuz yani kimse sahiplenmek istemiyor. YÖK diyor ki ‘bize rektörler listeleri gönderiyorlar, biz hiç dokunmadan bunu işleme koyuyoruz.’ Hükümet diyor ki ‘biz okumadık çünkü 6000 kişi var tek tek okuyamayız.’ Dolayısıyla rektörlük bir açıklama yapmadı ama onlar da el altından haber gönderiyorlar ‘valla biz yapmadık, biz de şaşkınız, YÖK yaptı.’ Dolayısıyla tabii ki bu trafik içinde bizim bunu bilebilmemiz mümkün değil ama hepsinin bir payı var tabii ki hepsinin kendine düşen bir sorumluluğu var ama bu iş rektörlerden başlıyor tabii ki.”